English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ S ] / She was just

She was just traduction Turc

6,774 traduction parallèle
I thought she was just depressed because of Max leaving.
Max gittiği için depresyonda olduğunu sanıyordum.
She was just, she was such a...
- Kadın, tam bir...
- She was just out with some other kids.
- Başka çocuklarla dışarıdaydı.
No, Jessica is only there waiting for me. She was just looking.
Hayır, Jessica bakıyor sadece.
She was just here.
- Az önce buradaydı.
And she was just so darn pretty, I had to introduce myself.
Acayip güzeldi, ben de gittim kendimi tanıttım.
She was just setting herself up for failure.
Kendini başarısızlığa alıştırıyordu.
She was just trying to warn you.
Yalnızca seni uyarmaya çalışıyordu.
Uh, I think she was just offering some friendly advice, you know?
Dostça tavsiyede bulunuyordu bence.
Annie was just telling me how excited she was to meet all the other wives, weren't you, dear?
Annie de bana diğer hanımlarla tanışmak için ne kadar heyecanlı olduğunu anlatıyordu, değil mi hayatım?
I was just asking your maid if she'd hail me a taxi.
Sadece, hizmetçinden bana bir taksi çağırmasını istiyordum.
Sheriff, we just came by to see how she was...
Şerif, biz sadece, onun nasıl olduğuna bakmaya gelmiştik...
Just that she was in love with her captor and somehow managed to escape from his dark and crazy dungeon.
Sadece kendisini esir alan kişiye âşık olduğunu ve nasılsa karanlık ve çatlak zindanından kaçmayı başardığını söylüyorum.
She was sitting in a corner all hunched up and and just knocking her head against the wall over and over.
Bir köşede oturuyordu. Kamburunu çıkarmış vaziyette ve kafasını duvara vuruyordu. Defalarca.
She never picked me up, so I was just walking home.
Kusura bakma. Okulda mı çalışıyorsun? - Hayır.
She was born eight years ago, at the bottom of the troop, just like her mother.
O da annesi gibi sürünün en aşağı tabakasında sekiz yıl önce doğmuş.
She just wrote about what was going on around her.
Yaşadıkları şeyler hakkında bir şeyler karaladı o kadar.
Weeks later, she was convinced a rat had died in her apartment, but it was just her.
Haftalar sonra, dairesinde bir sıçanın öldüğüne inandırıIdı. Ama sadece onunkinde.
Which of the two was she just now?
- Bu iki ruh hâlinden hangisindeydi?
She just... she was crazy.
O sadece... Manyaktı.
She was like, "I don't get it," it just seems, like, about nothing.
Bu dizi çok boş " gibi şeyler söylüyordu.
She said she held a snake in Italy, but the priest said that was just the fever talking.
İtalya'da bir yılanı tuttuğunu söyledi ama rahibin dediğine göre ateş konuşturuyormuş, kendinde değilmiş.
Just kept saying she was thirsty.
Sadece susadığını söyledi.
I just tried to grab her for a quick chat about things, you know, but she was too pressed even for that.
Olanlar hakkında ufak bir konuşma yapmak için onu yakalamaya çalıştım ama bunun için bile çok sıkışıktı.
She kind of, uh, you know, thought there was something wrong with him'cause, you know, with all his gestures all the time, just punching the air, you know.
O biraz, bilirsiniz, bir sorunu olduğunu düşünüyordu. Uccıo Calzaghe Joe'nun amcası Çünkü sürekli yapıp durduğu hareketler...
Nikki was smart and funny, and one day she just up and broke up with me.
Nikki zeki ve komik birisiydi... Bir gün öylece benden ayrıldı.
Well, if you loved her so much, and you knew where she was, why not just sweep her off her feet?
Madem onu çok seviyordun ve nerede olduğunu da biliyordun neden çıkıp ayağına gelmedin?
She was, but she just quit.
Buradaydı ama az önce istifa etti.
What was she doing, just leaving him like that?
Onu öyle yalnız bırakarak ne düşünüyordu ki ablası?
Last week, just as I was about to click "Buy" on a full 5-season DVD set of "Charles In Charge," she texted me "Don't."
Geçen hafta tam "Charles In Charge" ın 5 sezonluk dvd'sini almak üzereydim ki "sakın" diye mesaj attı bana.
She's just so talented, but she was consumed by that husband and the job.
Çok yetenekli, ama kocası ve işi onun hayatını tüketiyor.
Like I was a box of tacks still lying around after she'd just cleaned house.
Annem evi temizledikten hemen sonra etrafa saçılan raptiye kutusu gibiydim.
I just convinced Lolly that I was a CIA operative so that she wouldn't rat on me for attempting to choke her to death.
Demin Lolly'i onu öldürmeye çalıştığımı ihbar etmesin diye CIA elemanı olduğuma ikna ettim.
At first, she was pretty shy, but then she just blossomed.
Başta epey utangaçtı ama sonra ay çiçeği gibi açıldı.
She just found out her husband killed a student who he was having an affair with.
Yakınlarda kocasının ilişki yaşadığı bir öğrenciyi öldürdüğünü öğrendi.
She just thought he was just really swamped with school, and Rudy's always been very private.
Okul yüzünden sorunlar yaşadığını düşünmüş Rudy de her daim ketum biri olmuştur.
Somehow they just knew she was in trouble.
Bir şekilde başının dertte olduğunu biliyorlardı.
Yo, the shit she did to me was just a warm up for your ass, bitch.
Bana yaptıkları sana yapacaklarının yanında ısınma sayılır, sürtük.
Well, if it was just that, she should have given one of these to Daryl.
O kadarla kalsaydı Daryl'a da bu görevi verirdi.
Oh, if she was with an Indian guy dressed like a banana, that was just my friends, Howard and Raj.
Muz giysisi giymiş bir Hintliyle beraberse sadece arkadaşlarım Howard ve Raj'dır.
I was just calling to check in, make sure she's doing okay.
Kontrol edip iyi mi diye bakmak için aramıştım.
Just a few. She was a real looker, your missus.
Senin hanım çok feci yalnız.
Just like Catwoman, she was a mystery.
Tıpkı Kedi Kadın gibi gizemliydi.
She was hospitalized just a couple of weeks ago after collapsing.
Sadece birkaç hafta önce sinir krizi yüzünden hastaneye kaldırılmıştı.
You know, one day she just said it was over and that was it.
Bilirsin işte, bir gün gelip bitti der ve son.
I was eating a sandwich, and then all of a sudden, she just fell, so I started to help her.
Sandviç yiyordum ve bir anda düşüverdi. - Ona yardım etmeye başladım.
My bet is that Tuesday guy was her john that she was blackmailing, and that he just realized it was cheaper to kill her.
Bence "Salı adamı", kadının şantaj yaptığı müşterisiydi ve kadını öldürmenin daha ucuza geldiğini fark etti.
And the fact that she was his child, too, that's just, uh, a coincidence.
Donna'nın da onun çocuğu olması sadece tesadüftü.
I just spent the last two days threatening to quit my job in order to convince everyone to let her in, and as soon as I did, she tells me she's leaving to join your team? I was humiliated.
Geçtiğimiz iki günü, dekanlığı Jane'i Warblers'a alabilmek için istifa etmekle tehdit ederek geçirdim ve başarılı olduğum anda bana gelip senin takımına katılacağını söyledi.
No, I'll just tell my mom I was sick and then she'll write me a note tomorrow.
Hayır, anneme hasta olduğumu söylerim yarın benim için not yazar.
I guess she wanted to know what it felt like to have real jewelry, even if it was just for a few hours.
Sanırım gerçek bir mücevhere sahip olmanın nasıl hissettirdiğini öğrenmek istiyordu, birkaç saatliğine bile olsa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]