English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ S ] / Shoot her

Shoot her traduction Turc

1,811 traduction parallèle
- Shoot her down.
Kafayı mı yedin?
Blast that Jedi and shoot her!
Jedi'yı ve onu öldür!
Shoot her!
Vurun onu!
Why don't we shoot her now Bird and take care of her husband later?
Kuş, neden onu şimdi vurmuyor ve kocasıyla daha sonra ilgilenmiyoruz?
She's a lying slut and I'm going to shoot her. "
O lanet olası bir yalancı ve onu geberteceğim. "
If a girl with a live grenade came running at you would you shoot her?
Elinde el bombasıyla sana doğru koşan bir kızı görseydin onu vurur muydun?
- You were supposed to shoot her.
- Onu vurman gerekiyordu.
Shoot her!
Vur onu!
Snap out of it, damn it! Shoot her!
Kendine gel, lanet olsun!
Shoot her, damn it!
Vur onu, kahretsin!
She actually cut off her right breast so she could shoot her arrows faster and she was no slouch.
Sağ göğsünü kendisi kesti böylece daha hızlı ve isabetli ok atabilecekti.
Put the gun in my hand, I'd shoot her myself.
Elime bir silah alır ve onu bizzat ben vururdum.
You didn't shoot her.
Onu sen vurmadın.
Shoot her.
Vururdum.
If you really believe that, you wouldn't have threatened to stick her up against a bulkhead and shoot her.
Buna gerçekten inansaydınız duvarın önüne dikip, vurmakta tehdit etmezdiniz.
Shoot her.
Vur onu!
She's about to noticeably shoot her way into an operating room.
- Devam et. - Çabuk bitirmeye çalışırım.
Shoot her, and then shoot him.
Kıza ateş et, sonra da ona.
Then Gitti let Rebecca shoot her.
Ve sonra da Rebecca'nın kendisini vurmasına izin verdi.
- Shoot her!
- Vur onu!
Please don't shoot her.
Lütfen onu vurma.
We shoot everything. Get it in the camera, you know!
Kamerayı araca koyup her şeyi çekiyorduk.
That won't help her shoot down the Black Raven.
Kara Karga'nın dikkatini böyle dağıtamaz ama.
I am about to shoot beautiful woman and her retard, stable boy and yet... That's enough!
Bu kadar yeter!
Anyway, I better shoot off, leave you in peace with your poet.
Her neyse, ben defolup gideyim de seni huzurun ve şairinle baş başa bırakayım.
The skies were declared a no-fly zone, and orders were given to shoot down any aircraft in violation of the quarantine.
Gökyüzü uçuşa yasak bölge ilan edildi ve karantinayı ihlal eden her uçağın vurulması emri verildi.
... will shoot one hostage every hour.
- Her saat başı bir konsolosluk çalışanını vuracağız.
They can shoot any style.
Her tarzda çekebiliyorlar.
We'll shoot the whole thing in a week.
Her şeyi bir haftada çekebiliriz.
You know, Gandil, you were always. ... spotting off about how fast you pull a gun how straight you shoot.
Biliyor musun, Gandil, her zaman ne kadar hızlı silah çektiğin ve düzgün ateş ettiğin hakkında böbürlenip dururdun.
Dude, it looked like she was gonna shoot fucking daggers out of her eyeballs.
Evet, Kendall çok sinirli gözüküyordu, değil mi? Sinirli mi?
- Temple on fire, shit everywhere. Bobby run through columns, shoot bad guy.
Herkes burada ve her yere ateş ediyor.
- Well, then whatever you got, lady! Shoot her right now.
Her neyiniz varsa, bayan!
I guess some guy's like threatening to shoot his wife or maybe he shot her or something. I don't know.
Bilmiyorum.
All we have to do... is to shoot whoever shows up
Tüm yapmamız gereken her kimi görürsek görelim, ateş etmek.
Anybody who walked in through that door we shoot! The ghost is not in her.
İçinde hayalet falan yok.
Shoot everything that moves.
Hareket eden her şeyi vuracağız.
If I were you and I couldn't bring weapons inside, I'd have agents at every exit ready to shoot as soon as we stepped outside.
Senin yerinde olsaydım ve içeriye silah sokamasaydım, dışarı çıkar çıkmaz bizi vurmak için her çıkışa bir adam yerleştirirdim.
Everything you know, or I will shoot your fucking ass.
Bildiğini her şeyi anlat yoksa o lanet kıçını uçururum.
So, shoot me, turn me in, do whatever you gotta do, but I have to know, have you seen her?
Beni vur, ele ver, canın ne isterse onu yap. Ama karımı görüp görmediğini bilmem gerek.
Shoot him in front of her.
Kadının gözünün önünde vurun.
Once I close her out, I'm gonna shoot past everyone.
Hesabı verdim mi, herkesi geçeceğim.
If we shoot a few hours every night after everybody leaves the building, no one will ever have to know.
Eğer herkes gittikten sonra, her gece birkaç saat çekim yaparsak hiç kimsenin ruhu bile duymaz. Filmi bir aydan daha kısa sürede bitirebiliriz.
We'll just need to shoot a couple of x-rays to be sure, and then you can take her home.
Emin olmak için röntgen çektirmemiz gerek, daha sonra eve gidebilirsiniz. Teşekkürler.
I think you should shoot the pictures at her boat.
Teknesinde fotoğraflarını çekebilirsin. Yararı olur.
And I have no desire to get HIV from one of the cum dumpsters into whom you shoot your emotional pain every weekend.
Ve bir faişeden HIV kapmış her hafta duygusal acı çeken biri olmak istemiyorum.
This motherfucker can shoot through anything.
Bu Allah'ın belası her şeyi deler geçer.
We had to shoot her.
Öldürmek zorunda kaldık.
You should have let her shoot him.
Vurması için bırakmalıydın.
He said I should have let her shoot him.
Onu vurması için bırakmalıydın, dedi.
Tell her you weren't gonna shoot me?
Beni vurmayacağını söyler misin ona?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]