English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ S ] / Shoot him

Shoot him traduction Turc

4,761 traduction parallèle
Why didn't you shoot him?
Neden vurmadın onu?
Shoot him.
- Ateş et.
Shoot him from the building.
- Vur şunu.
Why don't we just shoot him?
Neden vurmuyoruz ki bu adamı?
I still say it'd be quicker to shoot him.
Vurmanın daha hızlı çözeceğini düşünüyorum.
You wanted to shoot him this morning, now you want to blow him up.
Sabah onu vurmayı isterken şimdi havaya uçurmaktan söz ediyorsun.
Not supposed to shoot him, Mikey.
Onu vurmaman gerekiyordu Mikey.
Don't make me shoot him!
Bana onu vurdurtmayın!
I will shoot him!
Onu vururum!
I will shoot him!
Vururum!
- I'm going to shoot him now!
- Şuracıkta vururum onu! - Dur!
Shit, shoot him!
- Vur şu pisliği!
You should've let me shoot him.
Onu vurmama izin vermeliydin.
I understand your brother confessed to the murder of Metcalf, and then you were compelled to shoot him in the church.
Anladığım kadarıyla kardeşin Metcalf cinayetini işlediğini itiraf etmiş ve sonra onu kilisede vurmak zorunda kalmışsın.
Will someone please shoot him?
Biri lütfen adamı vursun.
- Why shoot him in the kitchen?
- Neden onu mutfakta öldürdün?
Madam Lyon even threatened to shoot him.
Bayan Lyon onu tehdit bile etti.
Kirkland was trying to escape, nobody wanted to shoot him, but they were forced to- - reluctantly.
Kirkland kaçmaya çalışmış, kimse onu vurmak istememiş onu durdurmaya çalışmışlar, mecbur kalmışlar.
Shoot him!
Vur onu!
Then I might as well shoot him myself!
O zaman onu kendim vururum!
He lets his guard down, and then you shoot him. - What?
Gardını indirecek, sonra sen onu vuracaksın.
Comrade Li, if you want to live, shoot him.
Lee Myung Hoon. Kıçın bağışlansın istiyorsan vur şu piçi.
And we can finally shoot him.
Ve nihayet onu vurabiliriz.
- I'm going to flush out patient zero, and you're going to shoot him.
- İlk hastayı ortaya çıkaracağım,... ve sen de onu vuracaksın.
Shoot him.
Vur onu.
And then shoot him again.
Sonra tekrar ateş et.
Shoot him, Booth.
- Vur onu, Booth.
Shoot him.
Vur onu!
We're not gonna shoot him.
Anlamadım?
What, are you gonna shoot him?
Vuracak mısın onu?
You want me to shoot him?
Vurayım mı?
How about I just shoot him and you send another cousin to come find me?
Benim onu vurmama ve senin de beni bulman için yeni bir kuzen yollamana ne dersin?
Castle, I swear, if you're bringing me face-to-face with Linus, I'm gonna pull my gun out and shoot him.
Castle, beni Linus'la yüz yüze getirirsen yemin ederim silahımı çeker vururum onu.
He's lucky she didn't shoot him.
Ona ateş etmedi şanslı.
But before you shoot him, be absolutely certain that I'm not outsmarting you.
Ama onu vurmadan önce seni alt etmediğimden emin ol.
The only one beyond suspicion is Ressler, unless he used Garrick to shoot him in the leg to cover his tracks.
Şu an şüpheli olmayan tek kişi Ressler tabii Garrick açığa çıkmasın diye onu bacağından vurmadıysa.
So shoot him already or I'm toast.
Vur o zaman yoksa öleceğim.
Shoot him.
Vursana.
Shoot him.
Sık kafasına.
- Don't make him shoot me!
Bana onu vurdurtmayın!
To prevent him from cooperating with the LAPD. Why shoot up a gas station and all those other people? !
Benzin istasyonundaki onca insanı neden öldürdü peki?
either kill the line with him, or shoot down the satellite.
Ya onu hatla öldüreceğiz. Ya da uyduyu vurup düşüreceğiz.
Shoot a demon, put him on lockdown.
Şeytanı bununla vurursa onu kilitlersin.
Why shoot somebody and then tie him to a horse?
Niçin biri onu vurup ve sonra da bir ata bağlar ki?
Let him go, or the SPOs will shoot you down right now.
Onu bırak yoksa SPO'lar seni vuracaklar.
A few of them admit that he asked'em to shoot elk outta season, but they all claim they turned him down. What are the photos for?
Bir kaçı onun sezon dışı geyik avlamayı teklif ettiğini kabul ediyor ama hepsi onu geri çevirdiklerini iddia ediyor.
They offered him money to shoot a bald eagle, and he took it.
Bir kel kartal vurmak için para teklif etmişler, o da kabul etmiş.
- You won't hit him. - Shoot!
- Onu vurmayacaksın.
Shoot me, and you'll never find him.
Beni vurursanız onu asla bulamazsınız.
Should I shoot him?
Onu vurayım mı?
There he is! Shoot him!
İşte orada.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]