Should i keep going traduction Turc
64 traduction parallèle
Should I keep going?
CARSON : Devam edeyim mi?
should I keep going?
Devam edeyim mi?
Should I keep going or turn around?
Yola devam mı edeyim, döneyim mi?
I have no money and a stack of hospital bills. Should I keep going?
Hiç param yok ve hastaneye ödenecek bir yığın faturam var.
Should I keep going?
Yoksa daha sayayım mı?
Should I keep going on with this life?
Bu hayata devam etmeli miyim?
Should I keep going, or do you guys catch my drift?
Devam edeyim mi, yoksa konuyu anladınız mı millet?
Should I keep going?
Devam edeyim mi?
Mom, dad... Jess, Jo, Ellen... should I keep going?
Annem, babam, Jess, Jo, Ellen...
Does this mean I won, or should I keep going?
Bu ben kazandım mı demek, yoksa devam edeyim mi?
Should I keep going or should I stop?
- Durayım mı devam mı edeyim?
Should I keep going, Mr. Martin?
Devam edeyim mi Bay Martin?
Should I keep going?
- Devam edeyim mi?
Should I keep going?
- Daha devam edeyim mi? !
Should i keep going?
Daha sayayım mı?
Should I keep going? There's some red flags, I admit.
- Şüphe uyandıran şeyler var.
Should I keep going, or are we good?
Devam edeyim mi, bu kadar yeter mi?
If I keep going like this, I should be in Paris around say, 6 : 30.
Eğer böyle gidersem, Paris'e yaklaşık 6 : 30'da varırım.
If I wanna keep my job, I should be going now.
İşimi kaybetmek istemiyorsam, hemen gitmeliyim.
I think we should just keep going.
Hayır, Fausto. Bence yolumuza devam etmeliyiz.
- I should just keep going, right?
Devam etmeliyim, değil mi?
- I think we should keep going.
Bence devam etmeliyiz.
I didn't think she should keep it going.
Bence devam ettirmemeliydi.
I've managed to keep these Vietnam expenditures under wraps as you requested, but if you decide to move forward with this, it's going to be impossible to keep up the guise indefinitely and I strongly believe you should present
BU VİETNAM HARCAMALARINI TUTTUM AMA DAHA FAZLAZI İMKANSIZ OLACAK
Maybe I should just keep walking instead of going into a dark, dreary bar.
Belki de karanlık, kasvetli bir bara girmektense yürümeye devam etmeliyim.
Well, maybe I should just be happy that I'm going to London on tour with you guys and keep these thoughts to myself.
Belki turla Londraya geldiğim için mutlu olmalı ve bu düşünceleri kendime saklamalıyım.
I just feel like if we're going to watch DVD's that we should keep the case nearby so we don't end up with just the...
DVD izleyeceksek, kapları elimizin altında olsun diyorum. Neler yaşadığımın farkında mısın?
No, no, no, why should I keep putting you Into a position where you're just going to be Letting me or yourself down again, huh?
Seni neden beni ve kendini... yeniden hayal kırıklığına uğratacağın... bir işin içine sokayım ki?
I think we should probably just keep going.
Bence yola devam etsek iyi olacak.
You know, I should get going. I don't wanna keep my sister waiting.
Gitmem lazım, kız kardeşimi bekletmeyeyim.
Y'all want to keep going, or should I...
Devam etmek mi istersiniz ya da ben...
But I'm just going to keep talking here because I'm afraid that if I stop, there's going to be a pause or a break and you're going to say, "It's getting late," or, "l should get going."
Böyle konuşmaya devam edeceğim, çünkü konuşmayı kesersem bir boşluk, bir sessizlik doğacak ve sen "geç oldu, artık gitsem iyi olur" diyeceksin diye korkuyorum.
So should I tell him or let him keep going?
Ona söyleyelim mi yoksa bırakalım da devam mı etsin?
Look, I told you that I wouldn't keep anything from you so I think you should know, I'm going to L.A.
Senden hiçbirşeyi saklamayacağıma dair bir söz vermiştim... Bu yüzden sanırım bilmen gerek,
Do you think that I should keep going after her?
Sence onunla ilişkimi sürdürmeli miyim?
You should know, George, that if you ever do need a loan to keep the restaurant going, I'm here for you.
Bunu bilmelisin George eğer restoranın kapanmaması için borca ihtiyacın olursa ben buradayım.
Then he said... he said he'd cover me and that I should keep going.
Sonra o, beni koruyacağını söyledi. Ben de devam ettim.
I think we should just keep going.
Bence devam etmeliyiz.
I should've seen what was going on. Wait, no, she did everything she could to keep you from finding out.
Hayır, sen öğrenmeyesin diye çok uğraşmış.
No, I think you should keep going. Okay.
Peki.
I know I keep saying it, Haley, but you should be going.
Sürekli söylediğimin farkındayım ama sen de gitmelisin, Haley.
I was just telling Frank we should set up a weekly, so he can keep us up-to-date on what's going on in the House.
Frank'e Meclis'ten haberleri bize aktarması için haftalık bir görüşme planı ayarlamamızı söylüyordum.
Should I stop the car? Just ignore it, and keep going.
Umursama, devam et.
Well, I don't want to keep anything from you either, and if you're going out to see Sophie, then there's something that you should know.
Ben de senden hiçbir şey saklamak istemiyorum. Eğer Sophie'yi görmeye gidiyorsan bilmen gereken bir şey var.
If they're going to keep taking pictures of me, I should at least say something. Well, that's only going to become more intense when McGinnis gets closer to his court-marshal.
onlar fotograflsrimi cekmeye devam edecekse bir seyler soylesem daha iyi olur yani, gazetecilerin ilgisi, McGinnis'in mahkemesi yaklastikca daha da artacak biliyorum.
I'll decide whether I like what I see or if I should keep going down my list of clubs.
Görmek istediğim şey burada mevcut mu yoksa listemdeki diğer kulüplere mi bakacağım buna karar vereceğim.
I think we should keep going, make the office even more efficient.
Bence büroyu daha verimli hale getirmek için devam etmeliyiz.
You know what? Trevor, I know you wanna keep going, but maybe we should just pull off, find a place to stay tonight and then I'll get it checked out in the morning.
Trevor, devam etmek istediğini biliyorum ama bence kalacak bir yer bulalım yarın sabah baktırırım.
I think maybe we should try and keep this little banter wagon going, right?
Bence bu şakalaşma olayını devam ettirmeyi denemeliyiz.
So you think I should keep it going?
Devam etmem gerektiğini mi düşünüyorsun?
If you're going to keep insulting me, I should at least know your name.
Bana hakaret etmeye devam edeceksen en azından adını bileyim.
should i be worried 118
should i come back 18
should i 439
should i have 37
should i stop 22
should i call him 17
should i be jealous 21
should it 54
should i leave 33
should i go 64
should i come back 18
should i 439
should i have 37
should i stop 22
should i call him 17
should i be jealous 21
should it 54
should i leave 33
should i go 64
should i say 36
should i go on 17
should i be 87
should i call an ambulance 17
should i call the police 24
should i call 22
keep going 1982
should 158
shoulder 84
shoulders 41
should i go on 17
should i be 87
should i call an ambulance 17
should i call the police 24
should i call 22
keep going 1982
should 158
shoulder 84
shoulders 41