English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ S ] / So here's the plan

So here's the plan traduction Turc

135 traduction parallèle
So, therefore, we find here not only PKR, which is a death train going here, in the plan, labeled thus, but we also see the empty train after it has arrived in Treblinka, now originating in Treblinka.
Dolayısıyla, burada, şuraya giden bir PKR'ye, yani bir ölüm trenine,... rastlamakla kalmıyor, ki planda böyle sınıflandırılmıştı,... Treblinka'ya vardıktan sonra, artık oradan kalkan boş treni de görüyorsunuz.
So, what's the plan? Are we just supposed to sit here and wait for these two to doze off or something?
Bu ikisi burada uykuya dalana kadar böyle oturmamız falan mı lazım?
Uh... so, uh, how do you want to do this? All right, here's the plan.
Nasýl yapmak istiyorsun?
So here's the plan.
İşte, plan şu.
So here's the plan :
Şimdi, planımız şöyle :
So Here's the program. You're going to tell me what's going on, And you'll tell me your ideas if you have any.
İşte, plan şu neler olup bittiğini bana anlatacaksın ve aklından geçen bir şey bana söyleyeceksin.
White's plan is to attack this area here, so white's first move is white knight to bishop four, threatening the black queen over here.
Beyazın planı, bu alanda saldırmak, böylece beyazın ilk hamlesi, beyaz Atı dört numarada File oynamak, ve siyah Veziri burada tehdit etmek.
Okay, everybody, there's a lot of lives at stake here... so let's go over the plan one more time.
Tamam, millet, burada birçok yaşam söz konusu... o yüzden tekrar planın üzerinden geçelim.
Okay, gentlemen, so here's the flight plan.
Pekala, beyler. İşte uçuş planı.
So get this, here's the plan.
Hikaye şu.
So here's the plan :
Planımız şu :
So, here's the plan, as I see it :
Ben şöyle bir plan düşündüm.
So here's my new plan for the year :
İşte bu yıl için planım :
OK, so here's the new plan.
Pekala, işte yeni planımız.
We're almost at the evac point, so here's the plan :
Çıkarma noktasına varmak üzereyiz. İşte planımız.
Ok, so here's the plan.
Pekala, işte planımız.
- So here's the deal.
- Planım bu.
Hassan's not talking, so here's the plan.
Paket her neyse Hassan söylemiyor.
Okay, so here's the plan -
Planımız şu- -
She and her husband are gonna get married here in New York so they're flying in to plan the wedding
Ben çikolata parçacıklı istiyordum, ama bana üzümlü almış. Neden ona çikolata parçacıklı kek almadınız hanımefendi?
- So, here's the plan.
- Plan şu.
So, what's the plan when you're done here?
Burada işin bitince planın ne peki?
- Uh-huh. - So here's the plan. You drive us to the train in broad, broad daylight.
Bizi trene götüreceksin.
So here's the plan. We join 5 clubs, one for every day of the week.
Haftanın her günü birer gün beş beş kulüpte olacağız.
So what's the game plan here?
Peki, planımız nedir?
Hi-his plan is to get a job here, in our time, so that he can put the money he earns into a savings account, uh, which will earn interest, and by the year 3045 be worth billions of dollars, uh which of course in the future will be worth only hundres of dollars, but uh enough, he says, to feed his family.
Planına göre burada, bizim zamanımızda iş bulup kazandığı parayı bankada tasarruf hesabına yatıracakmış ve bu para faiz kazanıp 3045 yılında milyarlarca dolar edecekmiş ama tabii gelecekte bu miktar ancak birkaç yüz dolar değerinde olacakmış, ama dediğine göre ailesini doyurmak için yeterliymiş.
So here's the plan. Let's get outta here. Go get a drink, listen to some music, just chill out for the rest of the day.
Planımız şu gidip bir şeyler içelim, biraz müzik dinleyip günün kalanında biraz rahatlayalım.
So here's the plan.
Tamam plan şöyle.
Telling me to plan ahead is like telling me to sprout wings, and it's things like being told to plan ahead that make me so crazy that yoga is the only thing that relaxes me, except I show up here, and I can't get in, and you tell me to plan ahead.
Bana planlarımı erkene almamı söylemek, kanatlarımı çırpmamı söylemek gibi bir şey, ve bana başkasının böyle akıl vermesi daha da çılgına çeviriyor ki yoga beni rahatlatan tek şey, buraya vaktinde gelmem yetmiyor, ama içeri giremiyorum ve sen bana daha erken gelmemi söylüyorsun.
- So what's the plan here?
- Planın ne?
OK, so here's the plan :
Tamam, planımız şu :
So here's the plan, all right?
İşte planımız.
- So what's the plan? Wejust wait around here until it gets dark and somehow our signal gets better?
Karanlık çökene kadar ve sinyal düzelene kadar burada mı bekleyeceğiz?
Ok, so, here's the plan :
Tamam, öyleyse plan şu :
So here's the plan.
Planımız şöyle.
So here's the plan.
İşte planımız.
Okay, so here's the plan.
Pekala, işte plan.
Okay, so here's the plan.
Pekala, plan şöyle.
So here's the plan.
İşte planımız!
ALL RIGHT, SO, HERE'S THE PLAN.
oldu... işte plan....
So, here's the plan.
İşte planımız.
Okay, so, here's the plan.
Tamam, şimdi, plan şu.
( giggles ) Okay, okay, so here's the plan.
Tamam o zaman, işte plan.
So, here's the revised schedule.
Tamam, işte gözden geçirilmiş plan.
So, what's your game plan while here in the Darien?
Pekâlâ, Darien'de ne yapmayı planlıyorsun?
- Okay, so what's the plan here?
- Pekala, planımız nedir?
No, they don't have our nes yet, so here's the plan.
Hayır, henüz bilmiyorlar. Dolayısıyla bir planım var.
So, my plan is to create this cluster of live / work lofts all along the perimeter here.
Tüm bu çevreye yayılan hem çalış hem yaşa tarzı bir kompleks yapmayı planlıyorum. Ve... Gel buraya.
So, here's the plan - -
Planımız şu ;
All right, so what's the game plan here?
Pekala, oyun planı nedir?
Okay, so here's the plan.
Peki, planımız şöyle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]