So inspiring traduction Turc
103 traduction parallèle
That's the reason your pictures have been so light, so cheerful, so inspiring.
Bu yüzden filmlerin bu kadar neşeli ve iç açıcı.
The American police account of your exploits was so inspiring I was compelled to seek you out.
- Elbette! Amerikan polisi yeteneklerinizden öylesine bahseden bir rapor hazırlamış ki sizi bulmalıydım.
What we're doing is so exciting, so inspiring.
Burada yaptığımız çok heyecan verici, çok teşvik edici.
Oh, speaking of angels, Mr Elton, your sermon... on Daniel in the lions'den was so inspiring... so powerful in all its particulars, it left us speechless.
Bay Elton, Daniel'le ilgili vaazınız çok etkileyici ve çok güçlüydü. Melek demişken. Soluğumuzu kesti.
- That was so inspiring!
- Çok ilham vericiydi!
You should hear Joe talk. He's so inspiring!
Joe'nun nasıl konuştuğunu görmelisiniz, bize ilham veriyor.
Do you know, that is so inspiring.
Biliyormusun, bu çok ilham verici.
So inspiring.
Çok etkileyici.
Most people yearn for something exceptional, something so inspiring... that they'd want to risk everything for that passion, but few would act on it.
İnsanların çoğu bir şeylere özlem duyar. İstinai şeyler, etkileyici şeyler, O tutku için herşeyi tehlikeye atmak isterler ama çok azı bunu oynayabilir.
Your work is so inspiring.
çalışmanız heyecan verici.
The music is so inspiring.
Müzik çok ilham verici.
THAT'S SO INSPIRING.
Bu çok güzel.
[Assia] God, it's so inspiring up here.
Tanrım burası çok ilham verici.
It's just so inspiring!
Bu çok ilham verici.
It's so inspiring, the way our CO speaks
Bu, Albayın bizden istediği gibi.
Tangerine was so inspiring to me.
Mandalina, bana çok ilham veriyordu.
I was just talking to him, and his story, it is so inspiring.
Az önce onunla konuştum ve hikayesi o kadar ilham verici ki.
- Wow. It's so inspiring.
- Çok ilham verici.
That dance number at the end was so inspiring.
Sonundaki şu dans numarası ilham vericiydi.
That dance number at the end was so inspiring.
Sondaki dans sahnesi çok ilham vericiydi.
- It's okay. I just think you are so inspiring.
Siz büyük bir ilham kaynağısınız.
My father was a famous revolutionary and Frank is just so inspiring.
Babam ünlü bir devrimciydi ve Frank de çok ilham verici biri.
Her story was so inspiring.
Onun hikayesi çok ilham verici.
The teachers are all so inspiring.
Öğretmenler çok ilham verici.
You know, it's so inspiring to see such a caring sibling relationship.
Biliyor musun, böyle önem verici bir kardeşlik ilişkisi görmek, ilham verici.
They Were So Inspiring.
Çok ilham vericiydiler.
Glenn : So inspiring.
Çok ilham verici.
The golden-ticket scene is so inspiring to me that that's where I came up with that idea.
Altın bilet sahnesi bana o kadar ilham verdi ki, biz de kullanalım dedim.
Dr. Reid, you're so inspiring.
- Dr. Reid, çok ilham vericisiniz.
That was so inspiring. So moving. So.
Gerçekten ilham vericiydi dokunaklıydı daha iyisi olamaz.
That's so inspiring.
Ne kadar hoş.
It's so inspiring to see a single mother with so much confidence on stage.
Yalnız bir annenin sahnede bu kadar kendine güvenir durduğunu görmek ilham verici bir şey.
The theme is so inspiring.
Konusu, insana ilham veriyor.
It was truly inspiring to witness the free will of free men so fearlessly expressed.
Özgür insanların isteklerini korkusuzca ve serbestçe açıklayabilmelerine tanık olmak gerçekten çok etkileyici.
And now you must prove yourself in mortal combat with a monster so terrifying, so awe-inspiring, so horrible so soul-destroying that even I would hesitate to meet it face to face in hand-to-hand combat.
Şimdi kendini ölümcül savaşta kanıtlamalısın. Öyle dehşetli, öyle ürkünç, öyle korkunç öyle can sıkıcı ki, bir canavara karşı ki ben bile adam adama dövüşte karşılaşmaya tereddüt ederim.
So you just go tell the press that the big Enzo Molinari... overwhelmed by his inspiring descent of 324 feet... will not be able to receive his trinket because he is - - Hmm? - He is -
Git basına söyle, 99 metrelik heyecan verici dalışından yorgun düşmüş büyük Enzo Molinari ödülünü alamayacak, çünkü o... rahatsız.
So I want you to remember... some inspiring things... that someone else may have told you... in the course of your lives... and go out there and win.
Şimdi şunu unutmamanızı istiyorum ki..... ilham verici bazı şeyler bize başkaları tarafından söylenebilir ve hayatımıza yol çizer şimdi çıkın oraya ve kazanın.
And she was so beautiful that Shah Jahan... and Shah Jahan so loved his queen... that he commissioned this building to be as beautiful... and inspiring and graceful as she was... that he made in soul of his love and her beauty.
O kadar güzeldi ki, eşini çok seven Şah Cihan bu binanın da onun kadar güzel, ilham verici ve asil olmasını istemişti.
" His heart, once capable of inspiring others could no longer inspire so much as itself.
" Bir zamanlar başka insanlara ilham veren kalbi artı k kendine bile ilham veremiyordu.
Isn't it inspiring how so many different cultures can come together?
Bu kadar çeşit kültürün bir araya gelmesini görmek ne kadar ilham verici değil mi?
I mean, your book is inspiring... so many people across this country.
Yani, kitabın tüm ülkede birçok insana ilham oluyor.
* it's so I sing it out today is today is * * today is quiet in my town * people say quentin fields was a great basketball player - - graceful, fluid, inspiring.
Quentin Fields'in harika bir basketçi zarif, akıcı, ilham verici biri olduğunu söylüyorlar.
- So, I found it really, really inspiring.
- Benim için bu çok ilham vericiydi.
- Well, Todd is an aspiring novelist, so I shared with him your inspiring tale of triumph over adversity.
- Todd, meraklı bir yazar adayı. Bu sebeple sıkıntılı bir dönemin ardından gelen ilham verici başarı hikayeni paylaştım.
Attendings seem more concerned with inspiring their students, using encouragement and validation and so forth, instead of instilling them with the fear and shame that causes one to remember anything in the first place.
Bugünkü hocalar öğrencilerini, ilk etapta önemli olacak şeyleri hatırlamalarını sağlayacak korku ve utançla telkin edeceklerine teşvik ve onaylama gibi yöntemlerle onlara ilham vermeyi daha ön planda tutuyorlar.
They're the kind of rocks that you clear awaywhen you're plowing a field, so there's nothing distinguishing about them whatsoever, except for the awe-inspiring passage of time thing.
Bir tarlayı sürerken ayıkladığın taşlardır. Yani zaman geçidinin heybetini yansıtmaları hariç ayırt edici bir özellikleri yok.
You know, women get their periods, And they call it the curse, and yet it is because Of this so-called curse that they are blessed With the most awe-inspiring power on earth- -
Kadınlar adet görmelerine lanet derler ama bu lanet dedikleri şey sayesinde onlara dünyadaki en büyük güç bahşedilmiştir hayat verme gücü.
Thank you so much, Doctor, for sharing with us the inspiring news of your groundbreaking research and developments.
Doktor sarsici arastirma ve gelismelerin ilham verici haberlerini bizimle paylastiginiz için tesekkür ederiz.
That whole "We're inspiring"... "We're a ragtag bunch of misfits" thing is so 2009.
O "Biz ilham veren uyumsuz ayak takımıyız" mesajı 2009'larda kaldı.
I'm a teacher now, so I got to get back to inspiring some students.
O yüzden öğrencilere ilham vermem gerek. Çok güzel.
So thirty years from now you can be at some cocktail party, and tell an inspiring anecdote about your third patient ever, and how you coached him into feeling normal right before he died?
Bundan 30 yıl sonra katıldığın bir kokteylde kariyerinin üçüncü hastasıyla ilgili ilham verici bir anekdotu ve ölmeden önce kendisini nasıl iyi hissetmesini sağladığını anlatabilesin diye mi?
inspiring 58
so innocent 31
so in a way 17
so instead 79
so in 27
so in the meantime 29
so in other words 42
so in the end 18
so innocent 31
so in a way 17
so instead 79
so in 27
so in the meantime 29
so in other words 42
so in the end 18