English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ S ] / So much for

So much for traduction Turc

9,016 traduction parallèle
Thank you so much for being willing to see me.
Beni görmeye geldiğin için teşekkür ederim.
So much for them helping me get out of here.
- Çıkmama yardım etmeleri buraya kadarmış.
So much for your miracle cure.
Mucize tedavin buraya kadarmış.
So much for laying'low, huh?
Ne göze batmamak ama?
Thank you so much for your help.
Yardımınız için çok teşekkür ederim.
Thank you so much for finding my boy.
Oğlumu bulduğunuz için size çok teşekkür ederim.
Thank you so much for sharing with us this night, Mallory.
Bu akşam bizimle paylaştıkların için çok teşekkürler, Mallory.
Listen, thank you so much for taking the time to talk to me.
Dinle, gerçekten bana vakit ayırıp konuştuğun için teşekkür ederim.
Well, so much for hugging a panda.
Bir pandaya sarılmaktan bile heyecanlıydı.
Oh, yeah. Cameron, thank you so much for lunch.
- Cameron, yemek için çok teşekkürler.
Hi. Thank you so much for taking them.
Onları okula götürdüğün için çok teşekkürler.
Thank you so much for saving me.
I o korkuyor şeyler Hepinize yaklaşık başına gelebilecek olduğunu bilmiyorum.
Thank you so much for coming.
Geldiğin için çok teşekkürler.
What do you owe this woman that you would risk so much for her?
Bu kadına, her şeyi riske atacak kadar ne borçlusunuz?
Well, so much for your American armada.
Senin Amerikalı teknelerinden de bu beklenirdi zaten.
Thank you so much for doing this.
Çok teşekkür ederim sana.
So much for transdimensional spectral phenomena.
Boyutlar arası geçiş olayı değil diyorsun yani.
But louis has risked so much for me.
Ama Louis benim için o kadar çok şey risk etti ki.
Thanks so much for going to all this trouble.
Tüm bu zahmete katlandığınız için teşekkürler.
So much for my cover.
- Kamuflem için çok fazla.
Thanks so much for asking.
Sorduğun için çok teşekkürler.
- Yeah. So much for the good old days where you could just look for the glint of a sniper-rifle scope in a window.
Evet, pencerenin yanındaki bir sniper'ın parıltısını aradığın eski güzel günler için çok fazla.
So much for your detector.
Detektörün buraya kadarmış.
So much for your Ultron detector, Tony.
Ultron dedektörün buraya kadarmış Tony.
So much for "the Age of Ultron."
"Ultron Zamanı" buraya kadarmış.
Thank you so much for coming.
Geldiğiniz için çok sağ olun.
Thank you so much for waiting.
- Beklediğiniz için çok teşekkür ederiz.
Thank you all so much for coming.
Geldiğiniz için hepinize çok teşekkürler.
Thank you so much for your help.
- Yardım ettiğin için teşekkürler.
So much for the coroner's theory that rats don't eat people.
Adli tabibin farelerin insan yemediği teorisini aşar bu.
So much for following orders.
- Emirleri takip etmek buraya kadarmış.
Valerie? Thank you so much for having me.
Beni de çağırdığınız için çok teşekkür ederim.
Thank you so much for having me.
Beni de çağırdığınız için çok teşekkür ederim.
Okay, well, that sounds good... for you, not so much for me.
Tamam, kulağa hoş geliyor senin için, bana göre değil.
I think one recent exposé target might have not so much a reasonable motive for murder as a lower standard for committing one.
Bence son zamanlarda ifşa edilen bir hedefin cinayet için daha düşük standartlardaki gibi çok mantıklı bir sebep olmayabilir.
For what is the point of so much work if it affords no pleasure?
Zevk almadıktan sonra böyle... zahmetlere girmenin ne anlamı var?
So much for no earthquakes today, huh? [Chuckles] Right.
- Bugün çok fazla şu anda.
It would make things so much less complicated for you if you helped me.
Bana yardım ederseniz her şey sizin için daha kolay olur
There's just so much left for me to learn.
Daha öğrenecek çok şey var.
( SCREAMS ) So much for making a new friend.
Yeni arkadaş edinmek buraya kadarmış.
None of us have actually had much time to hang in a while, so this is like a mini-reunion for us, too.
Bir süredir hiçbirimiz görüşememiştik yani bu bizim için de ufak bir yeniden buluşma oldu.
I'd feel sorry for Larry if I didn't dislike him so much.
Ondan bu kadar nefret etmesem Larry için üzülürdüm.
I believe we are right together but I so very much want to feel that you're happy for me, as I'd be happy for you, my darling.
Birlikte olmamız gerektiğine inanıyorum. Fakat senin de benim adıma mutlu olduğunu hissetmeyi öyle istiyorum ki. Tıpkı benim de senin için mutlu olacağım gibi, hayatım.
So much that I took the fall for the murder that you committed, hoping that one day you would love me back.
O kadar seviyordum ki, işlediğin cinayetin suçunu yüklendim. Bir gün bunun karşılığını verirsin diye umdum.
It must be so much harder for you, with everyone saying she might still be alive.
Herkese hala hayatta olabileceğini söylemek, sizin için çok zor olmalı.
Do you know why there was so much damage, why the Troubles didn't end for 27 years?
Neden bu kadar zarar gördüğümüzü biliyor musunuz? Sorunların neden 27 yıllığına yok olmadığını biliyor musunuz?
Well, she can do much better, but I'm so happy for you.
Çok daha iyisini bulabilirdi, ama senin adına sevindim.
I have so much to do before I leave for Ohio.
Ohio'ya gitmeden önce yapmam gereken bir sürü şey var.
So, for example, if individuals unconsciously see African-American faces as being slightly more angry than they are, that's probably going to impact how much they approach or avoid that individual at a spontaneous level.
Örnek vermek gerekirse bireyler bir afro-amerikalı yüzü görünce normalden biraz daha öfkeli davranırlar. Bu öfkenin etkisi muhtemelen ne kadar yakın ya da uzak olduklarına göre değişebilir.
If it weren't for your sister who adores you and your mother who worries so much about you... you'd be in the same situation your dad used to be in the past.
Seni seven bir kız kardeşin ve senin için endişelenen bir annen olmasaydı babanın geçmişteki durumunda olabilirdin.
How can you feel so much love for one person and feel absolutely nothing for anyone else?
Birine bu kadar aşırı sevgi duyarken başkası için nasıl kesinlikle hiçbir şey hissetmiyorsun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]