Something happened to him traduction Turc
419 traduction parallèle
Do you suppose something happened to him?
Başına bir şeyler gelmiş olabilir mi?
Something happened to him here - perhaps in his childhood - and he'd made a resolution in this room to kill.
Ona burada bir şey olmuş, belki çocukluğunda. Bu yüzden bu odada öldürmek için bir karar almış.
Has something happened to him?
Ona bir şey mi oldu?
When he went out to the stable to prepare the coach... something happened to him.
Arabayı hazırlamak için ahırlara giderken ona bir şey oldu.
I'd die if something happened to him.
Hasan'a bir şey olursa ben ölürüm.
Has something happened to him?
Konuşsana Osman ağa. Hasan'a bir şey mi oldu yoksa?
Maybe something happened to him, he hasn't been coming for so long?
Bunca zamandır gelmediğine göre başına bir şey gelmiş olmaz mı?
Listen, either something happened to him, or he ran off.
Dinle, ya ona bir şey oldu ya da kaçtı.
Has something happened to him?
Başına bir şey mi geldi?
Later something happened to him.
Ve sonra yargıca bir şey oldu.
Then something happened to him, something broke in him.
Sonra ona bir şey oldu, içinde bir şeyler kırıldı.
Something happened to him?
Bir şey olmuş olmalı, derken?
I know something happened to him in New York.
Ona New York'ta bir şey olduğunu biliyorum.
You don't think something happened to him?
Birşey olduğunu sanmıyorsun, değil mi?
George's hunch was that something fundamental had happened to the land itself and that working this out would lead him to the cause of the earthquake.
George'un içinden bir ses, karaya çok önemli bir şey olduğunu söylüyordu ve bu sesi izlemek onu, depremin nedenine götürecekti.
Something's happened to him.
Başına bir şey gelmiş.
I know something's happened to him.
Ona bir şey oldu, biliyorum.
I just know something's happened to him, something fatal.
Başına ölümcül bir şey geldiğini hissedebiliyorum.
- Something's happened to him.
- Ona bir şey olmuş.
Perhaps something's happened to him.
Bilmiyorum. Belki başına bir iş gelmiştir.
Something's happened to him.
Çılgına döndü.
Maybe something awful happened to him.
Belki başına kötü bir şey gelmiştir.
No, he hasn't been to the house at all, and I'm afraid something might have happened to him.
Hayır, eve hiç gelmedi başına bir şey gelmiş olmasından korkuyorum.
My mule's kind of poorly, and something done happened to him and I sure need a mule.
Katırım zayıftır başına da böyle birşey geldi işte ve benim kesinlikle bir katıra ihtiyacım var.
I remember looking up at the windows and wondering if he were there... or whether something awful had happened to prevent him turning up.
Pencerelere bakıp orada olup olmadığını, ya da gelmesini engelleyecek kötü birşey olup olmadığını düşündüğümü hatırlıyorum.
As if something had happened to me and not to him.
Sanki ona değilde bana birşey olmuş gibi
Well, I suppose something pretty awful must have happened to him... don't you?
Sanırım ona çok kötü şeyler olmuştur, değil mi?
If something should have happened to him...
Eğer onun başına bir şey gelirse...
That's strange. Something must have happened to him.
Başına bir şey gelmiş olmalı.
Something must have happened to him.
- Başına bir şey gelmiş olmalı.
It isn't too late. If only we'd been luckier, if something had happened to him in the yards...
Tren istasyonunda onun başına bir şey gelseydi şansımız daha fazla olabilirdi...
Something's happened to him!
Bir şey olmuş olmalı.
Something has happened to him in this period.
Arkadaş grubunun etkisinde kaldı.
Something horrible happened to him.
Ona korkunç bir şey oldu.
Something may have happened to him.
Ona bir şey olmuş olabilir.
What if something's happened to him?
Ya başına bir şey geldiyse?
You think something's happened to him?
Başına bir şey mi geldi diyorsunuz?
If something's happened to him, he can't signal.
Ya başına bir şey geldiyse? - Beklesek daha iyi olacak.
Something terrible has happened to him, I know it has.
Korkunç bir şey geldi başına, eminim.
Something must have happened to him.
- Kesin, başına bir şey geldi. - Evet.
Something's happened to him out here.
Ona burada birşey oldu.
That's why Genta tried to bring him as a witness, but something happened on the way.
Genta bu yüzden onu tanık olarak getirmeye çalıştı ancak yolda bir şey olmuş olmalı.
Something had happened to him.
Ona bir şeyler oldu.
Something seems to have happened to him.
Ona bir şey olmuşa benziyor.
I can only guess something must have happened to him, which made him lose faith in himself and his art, poor criticism and other factors.
Sadece başına bir şey gelmiştir ve bu kendine ve sanatına olan inancını kaybettirmiştir diye tahminde bulunabilirim kötü eleştiri ve diğer faktörler olabilir.
Something must have happened to him.
Başına kötü bir şey gelmiş olmalı.
Something must have happened to him.
Ona bir şey olmuş olmalı.
Something's happened to him.
Başına bir iş geldi.
Michael, something's happened to him and Garthe's behind it, I know it.
Michael, onun başına birşey geldi, ve bu işin arkasında kesin Garthe var, bunu biliyorum.
Maybe something's happened to him.
Bak iki gün oldu. Belki başına bir iş geldi.
Would it be so terrible if something had happened to him?
Ona birşeyler olması çok mu kötü sanki?
something happened 421
something happened to me 28
something happened to you 18
to him 225
to himself 21
something went wrong 81
something 1990
sometimes 3655
sometime 130
something came up 177
something happened to me 28
something happened to you 18
to him 225
to himself 21
something went wrong 81
something 1990
sometimes 3655
sometime 130
something came up 177
something's happening 161
something like that 1529
something's not right 271
something on your mind 83
something special 67
something bad happens 16
something's wrong 881
something's wrong here 34
something is wrong 141
something wrong 855
something like that 1529
something's not right 271
something on your mind 83
something special 67
something bad happens 16
something's wrong 881
something's wrong here 34
something is wrong 141
something wrong 855