Sure they will traduction Turc
476 traduction parallèle
I'm sure they will find her.
Teşekkürler. Eminim ki onu bulacaklardır.
Sure they will.
Öyle olacak.
I'm sure they will.
Elbette öyle.
Oh, I'm sure they will.
Eminim öyleler.
If they crack, and from my summing up of the situation I'm sure they will, our chances of withdrawing to Dunkirk are nil.
Eğer o cephe çökerse... ki durum hakkında çıkardığım özet bilgilerden bunun olacağına eminim... Dunkirk'e geri çekilme ihtimalimiz sıfır olacaktır.
I'm sure they will.
Uyacaklarına eminim.
I'm sure they will.
Eminim imzalarsın.
And I am sure they will find a way to come out of their city and kill us.
Ve eminim bir yolunu bulup bizi öldüreceklerdir.
Yes, I'm sure they will.
Evet, eminim edeceklerdir.
So call a meeting, but I'm sure they will agree with me.
Bir toplantı ayarlayalım ama eminim ki onlar da bana katılacaklardır.
I'm sure they will listen to reason at headquarters.
Eminim karakolda mantıklı bir açıklamasını yaparlar.
- I'm sure they will.
- Eminim öyledir.
- I'm sure they will.
- Eminim olacaklardır.
But first, disguise those corpses. Destroy their clothes, and make sure they will remain dead forever.
Giysilerini ortadan kaldırın ve ilelebet ölü kalmalarını sağlayın.
I'm sure they will accept you and enjoy your songs.
Köyümüze gelirsen, onlara harpınla şarkı söylersin.
Sure they will.
Herhalde konuşabilirler.
I'm sure they will too.
Eminim gelirler.
Sure they will, if there's not too much wind.
Tabii, eğer çok rüzgar yoksa.
I'm sure they will.
Edeceklerine eminim.
I'm sure they will.
Eminim olur.
I'm quite sure they will not.
Ulaşamayacaklarına eminim.
In our government office, to those who does his part to those who have lots of skills and... to those who can be the role models to others, no matter who it is or what position that person is in, I will make sure they take on important tasks within the government office.
Ofisimizde görevini layıkıyla yerine getiren canla başla çalışan ve diğerlerine örnek olan herkesin konumuna, sınıfına bakılmaksızın ofiste önemli göreve yükselmesini sağlayacağım.
They will make sure that you'll get your right! You'll even get a defence counsel.
Hakkını almanı sağlayacaklar, sana avukat bile vereceğiz.
- Sure, they will.
- Tabii öyledir.
They'll hang you just as sure as ten dimes will buy a dollar.
Hele işin içinde ceset varsa, seni kimse bile kurtaramaz.
I'm sure, dear, whatever they decide about you will be with Dr. Kik's consent.
Senin hakkında alacakları kararın Dr. Kik'in onayıyla olacağına eminim canım.
I suggest they accompany you to the nursery where I'm sure you will all feel more at home.
.. ki orada kendini daha çok evde hissedeceğinize eminim.
You're quite sure that they will come back with the Louisa, aren't you, Charlie?
Luisa ile geri döneceklerine eminsin değil mi Charlie?
When I have finished with these Christians, Petronius, history will not be sure that they ever existed.
Bu Hristiyanlarla işim bittiğinde tarih onların var olduğunu bile bilmeyecek Petronius.
Will passengers make sure to take possessions as they leave the plane?
Yolcular uçağı terkederken, eşyalarını aldıklarından emin olsunlar, lütfen.
Sure, they will.
Tabii.
I am sure of that. I pray to God they're alive and that Messala will free them.
Sağ olmaları ve Mesala'nın onları bırakması için dua ediyorum.
I'm sure there will be something they can be used for.
Demek istediğim, onları kullanabileceğimiz bir iş mutlaka vardır, efendim.
O-oh, they will react strongly, you can be sure.
- İnan bana, buna bir cevap vereceklerdir.
I'm not sure if they will still serve wine at dinner.
Bazen akşam yemeklerinde Şarap verir ama.
I'm sure they also will reward you.
Eminim seni de ödüllendirirler.
I'm sure that the people of this country will understand and will agree when they hear the facts.
Gerçeği öğrendiklerinde bu ülkenin insanlarının durumu anlayacağına ve size hak vereceğine şüphe yok.
I'm sure they truly believe that the venison I bring home drops dead by the divine Will of God.
Vurup getirdiğim geyiğin ise... Tanrı'nın yüce isteği olduğunu düşünüyorlar.
Oh, sure, these starships are really something marvellous, but men will always be men, no matter where they are.
Bu yıldız gemileri gerçekten çok şahane. Fakat erkek her yerde erkektir.
Sure enough the work gets going again and at considerable speed... since you will remember when architects did not finish the job on time... they were thrown to the crocodiles, a good old custom sadly neglected today.
"İş tekrar hatırı sayılır şekilde hızlandı..." "ve hatırladığınız gibi mimarların işi zamanında bitirememesi sonucunda..." "timsahlara atılması gibi iyi bir eski gelenek üzülerek, bugünlük ihmal edildi."
I'm sure the children will understand when they grow up.
Çocuklar büyüyünce her şeyi daha iyi anlayacaklar.
And they will get answers, I'm sure.
Ve gerekli cevapları alacaklarından eminim.
- They will never see that form. - Are you sure?
- O formu görme şansları olmayacak.
Let me ask for two hundred fine soldiers as backup, you two can lead, and they will cover you. I'm sure you can catch them all.
Lütfen size 200 iyi yetişmiş asker takviyesi yapmama izin verin siz ikiniz onlara önderlik eder... ve hepsini kesinlikle hezimete uğratırsınız
Soon-Lee, will you tell all these people... the doctor wants to examine them, make sure they're okay?
- Dago Red. - Dago Red! - Yüzbaşı Waldowski, dişçi.
Make sure they're clean, because the guys will be there a long time.
Temiz olsunlar. Çocuklar uzun bir süre kullanacaklar.
But in spite of the trouble that Alonso's madness... will bring crashing on their heads... you may be sure they're only thinking of him.
Ancak Alonso'nun delirmesinin başlarına açtığı dertlere rağmen siz tamamen onu düşündüklerini sanabilirsiniz.
But if I shall love others how can I be sure that they, in return, will love me?
Ama eğer insanları seversem karşılığında beni seveceklerinden nasıl emin olabilirim?
For all the possible vagaries of the message they will be sure that we were a species endowed with hope and perseverance, at least a little intelligence and a longing to make contact with the cosmos.
Mesaj nasıl anlaşılırsa anlaşılsın umut ve azimle kozmosla iletişim kurmaya çalışan zeki canlıların varlığından haberdar olacaklar.
Will you make sure they're suitable people? Please.
Uygun insanlar olduklarından emin olur musun, lütfen?
- They're not sure he will. - My God!
- Kurtulacağından emin değiller.
sure they are 18
sure they do 28
they will 407
they will come 44
they will kill me 27
they will find you 19
they will kill us 20
they will find us 18
they will die 30
they will not 19
sure they do 28
they will 407
they will come 44
they will kill me 27
they will find you 19
they will kill us 20
they will find us 18
they will die 30
they will not 19
they will kill you 73
they will kill him 17
they will be 52
will 4406
william 1771
will you 5002
willy 296
willie 478
williams 400
willow 183
they will kill him 17
they will be 52
will 4406
william 1771
will you 5002
willy 296
willie 478
williams 400
willow 183
willis 102
willkommen 17
willing 37
willi 47
willard 96
williamson 37
willpower 20
willa 165
will you marry me 800
willem 32
willkommen 17
willing 37
willi 47
willard 96
williamson 37
willpower 20
willa 165
will you marry me 800
willem 32