English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ T ] / Take a walk

Take a walk traduction Turc

2,804 traduction parallèle
Listen to me. I gotta take a walk through here. When I get out, I'll get with you.
Ben buraya geldim gerekeni yapmaya tamam mı?
Then after, we take a walk in the moonlight, and you whisper in my ear.
Sonrasında, ay ışığı altında yürümemiz ve kulağıma fısıldaman.
Uh, yeah, we're gonna take a walk, Away from the drinks.
Biz içkilerden biraz uzaklaşacağız.
I think I'll take a walk.
Sanırım yürüyeceğim.
Rick, Fernando, come on. Let's take a walk.
Rick, Fernando hadi biraz yürüyelim.
Let's take a walk.
Gelin, şöyle biraz yürüyelim.
We started to take a walk in the park.
Sonra parkta yürüyüşe çıktık.
I'll take a walk around the block While you go to the bathroom, and then you do the same for me.
Sen tuvalete girdiğinde ben etrafta yürüyüşe çıkacağım sonra da aynısını sen yapacaksın.
I've got to go take a walk and figure stuff out.
Benim gidip şu işi çözmem lazım.
Probably just catch up on my reading, take a walk on the beach, you know, a little "me" time.
Muhtemelen biraz kitap okurum, sahilde yürüyüşe çıkarım, kendime vakit ayırırım.
All right, go and take a walk.
Hadi git dolaş biraz.
Let's take a walk
Hadi biraz yürüyelim.
Let's take a walk
Biraz yürüyelim hadi.
I'm going to go take a walk so you stay put.
Dolaşmaya gidiyorum sen olduğun yerde kal.
Let's take a walk... while dinner is being made.
Akşam yemeği hazırlanırken yürüyüşe çıkalım.
Let's hold hands and take a walk.
El ele tutuşup yürüyelim.
I'm gonna take a walk.
Ben yürüyüşe çıkıyorum.
Take a walk.
Sen dolan biraz.
Take a walk.
Bir yürüyüşe çık.
Come on, come take a walk with me.
Gel, benimle yürüyüşe çık.
Take a walk with me.
Benimle biraz yürüsene.
Go outside, take a walk, steal a car.
Çık dışarı, yürüyüş yap, araba çal.
I'll take a walk, all right?
Ben yürüyerek geleceğim, tamam mı?
- You want to take a walk?
- Yürüyüş yapalım mı?
Look, if you take a walk with me, I'll explain why.
Benimle yürürsen sana sebebini açıklayacağım.
Let's take a walk.
Biraz yürüyüşe çıkalım.
So, why don't we take a walk and I can tell you a little bit about the company?
İstersen biraz dolaşalım, ben de sana şirketi anlatayım.
Oh, hey! Dwight, would you take my grandmother for a walk
Dwight, ben gerçek Helen ile konuşurken, büyükannemi yürüyüşe çıkarır mısın?
Come on,... let's take a little walk.
Haydi. Biraz yürüyelim.
You can't just walk into a bank and take out $ 4 million.
Öylece bankaya girip de 4 milyon dolar para çekemezsin.
Nikita, take the baby for a walk.
Nikita. Bebeği gezdirmeye çıkart.
I think I'm gonna take her for a walk.
Sanırım biraz yürüyüş yapacağız.
You can touch it, you can stroke it, you can put a leash on it and take it for a walk.
- Öyle mi? Ona dokunabilirsin, onu okşayabilirsin ona tasma takıp yürüyüşe çıkarabilirsin.
But if you're gonna blame the dog, I'll go get my portable oxygen tank and take him for a walk.
Ama köpeği suçluyorsanız eğer taşınır oksijen tüpümü de alıp onu yürüyüşe çıkarırım.
No, I meant I'm gonna go take their dog for a walk.
Hayır, gerçekten köpeklerini, yürüyüşe çıkarmam gerek.
I don't suppose you'd be willing to take a little walk?
Küçük bir yürüyüşe çıkmayı arzuladığınızı sanmıyorum?
Know what? I'm gonna take a little walk.
Ne diyorum biliyor musunuz, ben biraz yürüyeceğim.
Go take a little walk.
Haydi.. yaylan bebeğim.. yürü...
It's going to take a long time if you walk.
O kadar yolu yürüyemezsin.
Would you like to take a walk?
Benimle yürümek ister misin?
I'm going to take Ddoong Ja on a walk.
Ddoong Ja'yı gezmeye çıkaracağım.
Girls, they want to take you out on a walk.
Kızlar seni gezmeye götürmek istiyor.
Now the creatures of the dark have emerged... from the shadows, Now they walk among us, And take their victims on a whim...
Ve şimdi karanlığın yaratıkları gölgelerde bir oldular ve aramızda yürüyerek canlarının istediklerini kurbanları seçiyorlar.
Tomorrow, I recommend you take your doubts for a walk around Rome.
Yarın, şüphelerinden arınmak için Roma'da bir yürüyüşe çıkmanı öneriyorum.
Take a walk. Let's go.
Gidelim.
So it take a lot of gut to walk back on the surfaces that you did dirt on.
Bu yaptigin oldukça cesaret isteyen bir seydi
Now we'll go for a walk and then I'll take you to a restaurant.
Şimdi yürüyüşe çıkalım, sonra seni restorana götüreceğim.
I'm just gonna take a little walk and wrap my brain around this one.
Ben biraz yürüyüp buna çözüm arayacağım.
- Why don't you just take a walk.
- Nedir bu böyle?
Might take a little walk down the street.
Çıkıp biraz dolaşırım belki.
I think I'm gonna take Dexter for a walk.
Dexter'ı yürüyüşe çıkaracağım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]