English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ T ] / Take my gun

Take my gun traduction Turc

163 traduction parallèle
I'm going to look over the estate... and I'm going to take my gun with me, too.
Malikaneyi gözden geçireyim... ayrıca giderken silahımı da alayım.
But it wasn't easy to let you take my gun away from me without seeming to hand it to you.
Ama silahımı benden alıp götürmene izin vermem, onu belli etmeden sana vermem kolay değildi.
If I went home to an empty flat, I wouldn't dare take my gun with me.
Eğer boş bir eve gidecek olsaydım, silahımı yanıma almaya korkardım.
If you want to kill yourselves, take my gun.
Kendinizi öldürmek istiyorsanız, silahımı alın.
Take my gun. Professor.
Silahımı al, Profesör.
Ain't no egg-suckin'son of a bitch... ever take my gun before.
Daha evvel tabancamı alan orospu çocuğunun taşaklarını koparıp kendine yedirmiştim.
Ain't nobody gonna take my gun.
Silahımı alacak adam anasından doğmadı.
And I never had to take my gun out of its holster, once.
Ve silahımı hiç kılıfından çıkarmak zorunda kalmadım.
Take my gun.
Silahımı al.
Take my gun.
Tabancamı al.
Take my gun, a stray bird may fly over.
Silahı alın - kaybolmuş bir kuş geçebilir.
The day I give him junk is the day I take my gun and I shoot us both.
Ona uyuşturucu vereceğim gün, ikimizin de beynini dağıtacağım gün olacak.
You take my gun, now you want my money too?
Silahı aldın, paramı mı istiyorsun?
If you get bored, you take my gun to the mountains... and bring me a few partridges.
Eğer bıkarsan, silahımı alırsın, doğru dağlara... ve bana bir kaç keklik getirirsin.
Here, take my gun. Don't nibble on the barrel, pull the trigger.
Buyur, benim silahımı al.
TAKE MY GUN.
Silahımı da al.
You better take my gun.
Silahımı alsan iyi edersin.
I like to hang upside down blindfolded, and then I take my gun apart and I put it back together real fast before my nose starts to bleed.
Gözlerim bağlıyken baş aşağı asılıp burnum kanamadan silahımı parçalara ayırıp birleştirmeyi severim.
To take my gun away from me?
Silahımı almaya mı?
If I had something worth stuffing maybe I'd take my gun in the woods more often.
Değeceğini düşünsem silahımı daha şık çıkarırım, hiç merak etme.
I'll take my gun.
Dabancami aliym.
Here, take my gun!
İşte alın silahımı!
Usually I'd take my gun, press it to your temple and ask you very politely to do what I want.
Genellikle silahımı çekip, şakağına dayayıp kibarca yapmanı istediğim şeyi yapmanı isterdim.
I'm so angry when I see this that I take my gun out and shoot you, and then my wife.
Bunu gördüğüme çok kızgınım, sonra silahımı çıkartıyorum ve sana ateş ediyorum sonrada karıma ateş ediyorum.
Doctor, if I wake in the night and I hear a noise, and I take my gun, and I shoot an intruder in my house
Gece uyanırsam ve bir ses duyarsam.
Just take my gun!
Tabancamı al!
Take my gun and shoot me in the head, tramp!
Tabancamı al ve beni beynimden vur sürtük!
Hey... Aren't you gonna take my gun first?
Hey... önce silahı mı almayacak mısınız?
- Take my gun.
- Silahı al. - Kımıldama!
I'll take care of my gun.
- Ben tüfeğime dikkat ederim.
I'LL TAKE MY GUN, LOU.
Silahımı alayım.
I would take a gun, I would shoot my way into that house, and finish the job once and for all.
Bir tane silah alır, o eve girer, bir tane sıkar ve işi bir seferde bitirirdim.
But to play them I'd have to take off my gun.
Bunun için tabancamı çıkarmam gerekiyor.
Well, if it was me, if it was my gun, I would take very good care of that gun.
Ben olsaydım, o benim tabancam olsaydı o tabancaya çok iyi bakardım.
Please take that gun from my head.
Lütfen çek o silahı kafamdan.
And then, when everyone has gone, running in to take up the gun, and then stealing forth to kill Madame Doyle. My world is the world of grand love and passionate romance, not grubby murders. No!
Herkes salondan çıkınca koşup silahı alıyorsunuz ve hemen kamarasına gidip Madame Doyle'u öldürüyorsunuz.
- Take that gun away from my head.
- Kafamdan çek şu, tabancayı.
Take your gun out of my ribs!
Silahını kaburgalarımdan çek!
You take the gun off my kid and put it on me or she ain't coming in.
Çocuğu bırak, beni rehin al, yoksa içeri girmeyecek.
Do you solemnly swear to take all of my orders... never shoot anybody or carry a gun?
Bütün emirlerime uyacağına, asla birini vurmayıp, Silah taşımayacağına yemin ediyor musun?
That's right. Take your gun, point it at my head and pull the trigger.
Silahını başıma doğrult ve tetiği çek.
Here's my gun. I'm gonna take it.
İşte bu benim silahım.
Forget the knife. I'll take my Grandma's gun.
Bıçağı unut. Ben büyükannemin tüfeğini getireceğim.
As he fumbled to take the safety off, I grabbed my own gun and I shot him.
O emniyeti açmaya çalışırken, kendi silahımı kaptım ve onu vurdum.
'After 1 0 minutes, I wanted to take the officer's gun and end my misery.'
'10 dakika geçtikten sonra, memurun silahını alıp, acıma bir son vermek istedim.'
Much as I'd like to take credit for that, you might wanna hand me my gun.
Kendim yaptım demek isterdim ama tabancamı versen iyi olur.
I'll take a gun and blow my head off.
O halde kafama kurşun sıkayım.
Take out your gun in front of all these people here. Put one right between my eyes.
Çıkar silahını ve bütün bu insanların gözünün önünde çekip alnımın tam ortasından vur beni.
Justo had a gun to my head, how could I take the money?
Justo kafama silah dayamıştı. Parayı nasıl alabilirdim?
He put a gun to my head, told me to take my pants off and raped me.
Kafama silah dayadı, pantolonumu indirmemi söyledi ve bana tecavüz etti.
You gonna take my badge and gun?
Rozetimi ve silahımı alacak mısınız?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]