This thing is traduction Turc
15,970 traduction parallèle
We're gonna get medals before this thing is over.
Bunun için madalya alacağız.
This thing is one way, right? You guys can hear what's happening on my end, - but I can't hear you?
- Siz beni duyabileceksiniz ama ben sizi duyamayacağım.
- This thing is the culmination of over a year spent collecting partial prints from door handles, coffee mugs, chairs, so that my right hand perfectly replicates Turner's.
- Bu yıllar süren kısmi izlerin toplamanın bir sonucu. Kapı kolları, kahve kupaları, sandalyeler... Bu sayede sağ elim Turner'ınki ile bire bir aynı olacak.
This thing is how we beat the palm scanner.
Bu şeyle avuç içi taramayı aşacağız.
Uh, well, I don't - - I don't know what this thing is.
Bunun ne olduğunu bilmiyorum.
You've got no idea what this thing is going to do to you.
O şeyin sana ne yapacağını bilmiyorsun.
- I think this thing is dead.
- Sanırım şu şey öldü.
This is the most important thing that I'm ever gonna ask you to do in your entire life.
Hayatın boyunca senden isteyeceğim en önemli iş bu.
But the thing is, this is not your average rodent.
Ancak olay şu bunu sıradan yollarla yapmamış.
The only thing you've got going for you at this point is that he's not dead.
Senin lehine olan şey : Onun henüz ölmemiş olması.
This is the sort of thing Mr. Reddington would just see without even blinking.
Bu Bay Reddington'un göz bile kırpmadan çözüvereceği türde bir şey.
This is the kind of thing that comes up at est.
EST'te ortaya çıkan şeyler bu tarz şeyler işte.
This plaque is the closest thing ORION has to a memorial.
Sana yaptıkları mezar işte bu.
Is this like that thing that anorexics do, where they get jealous that other people are skinny, and they try to make'em fat?
Zayıfları kıskanıp şişmanlatmaya çalışan anoreksiya hastalarına mı özendin?
You know, I gotta tell you, this pissing'- in-your-pants thing is kind of a turn-off.
Söylemeliyim sana, böyle altına sıçtığını görmem biraz itici.
Because I like doing things and this is a thing.
- Neden? Çünkü bir şeyler yapmayı seviyorum ve bu da bir şey oluyor.
Well, clearly, this Sarah thing is getting in the way, so you guys got to sort it out.
Demek ki Sarah olayı bir şeyleri engelliyor, bunu çözmeniz gerek.
Yeah, but our theory of this whole thing is a crime of passion.
Evet ama bizim tüm teorimiz tutku cinayetiydi.
I think that this retirement thing - is making me very scared.
Bu emeklilik olayı beni çok korkutuyor sanırım.
This boat is the best thing we could have hoped to find.
Bu tekneden iyisini bulamazdık.
This is my one thing.
Bu elimdeki tek şey.
I'm sure this whole thing is going to be fine.
Bir şey olmayacak bence.
Whatever cracked-out science thing you're about to do, I need you to stop and I need you to listen to me, because this is about Delphine.
Ne tür delice bilimsel bir şey yapacaksan durmanı istiyorum ve beni dinlemelisin çünkü konu Delphine hakkında.
- No, this is my thing.
- Hayır, bu benim meselem.
This is the kind of thing that just tickles my balls.
Boyle olunca tasaklarima ufluyorlar sanki.
This whole planned obsolescence thing is really screwing me up.
Şu bilinçli eskitme olayı iliğimi kurutuyor.
Is this gonna be a whole thing?
Bu her şeyi kapsayacak mı?
That thing melts down, this whole place is gonna go up.
O şey erirse bütün tesis havaya uçacak.
The problem with this whole criminal thing is that it's kinda fun.
Asıl sorun, bütün bu suça ait şeylerin bir bakıma eğlenceli olması.
Is this a biological clock thing?
Biyolojik saat olayı mı yoksa?
No, this is not a thing.
Önemli bir şey değil.
Look, this whole thing is... look, it's all computerized, okay?
Bak, tüm bu sistem... Hepsi bilgisayar destekli, anladın mı?
The thing is, the launch goes with this yacht, doesn't it?
Ama o bot da bu yata ait, değil mi?
Yelp is threatening to sue Google for this very thing.
Yelp, bu yüzden Google'ı dava etmekle tehdit ediyor.
Is there any pain killers in this thing?
Burada ağrı kesici var mıdır?
Hold on, if this was a real thing, why would Brad call you and not me?
Bir saniye, bu iş ciddiyse Brad neden beni değil seni aradı?
I'm starting to think this show is the best thing that happened to me.
Bu dizi başıma gelen en iyi şey bence.
I'm gonna go pour myself a little celebratory potato juice, because this is the best goddamn thing that's ever happened to me.
Kutlamak için kendime patates suyu koyacağım çünkü bu başıma gelen en iyi şey.
Okay, after we get food, remind me that this is another thing I need to make amends for.
- Tamam, yemekten sonra bunun da telafi edilecek bir şey olduğunu hatırlat.
The only thing that matters is right now, this moment, this one spectacular moment we are sharing together.
Önemli olan tek şey şimdi, şu an... birlikte paylaştığımız bu tek muhteşem an.
Is shutting down this guy's account really the worst thing we can think of to do to him?
Hesabını kapatmak gerçekten de ona yapabileceğimiz en kötü şey mi?
Okay, if this is the thing that'll make you happy, then I totally support you, but it kind of sounds like you're just going back to the same sort of job that made you miserable for the last 20 years.
Peki. Seni mutlu edecek şey buysa sonuna kadar yanındayım ama seni 20 yıldır perişan eden işi yapmaya yeniden başlayacakmışsın gibi geliyor.
I'm looking at you like, "This parenting thing is gonna be harder than I thought," and you're looking at me like, "Now you see what I had to go through."
Ben "Bu ebeveynlik işi sandığımdan daha zor olacak." derim sen de "Şimdi neler çektiğimi anlamışsındır." dersin.
What- - what time is this "Vanity Fair" thing?
Ha siktir. "Yüksek Zümre" şeyi ne zamandı?
This file sync thing is confusing.
Dosya senkronize etme olayı kafa karıştırıcı.
A lot of people have raised their hands... throughout this seminar saying, Hey, is thing like the Terminator?
Seminer boyunca bir sürü insan el kaldırıp Terminatör gibi bir şey mi diye sordu?
I really think this video chat thing is gonna be something, you know?
Videolu sohbet uygulamasından gerçekten bir şey çıkabileceğini düşünüyorum.
Instead of inviting another kid to this thing, he invited you, a 32-year-old man, and that is so sad.
Başka bir çocuk yerine seni davet etti, 32 yaşında bir adamı ve bu çok üzücü.
This is a zombie thing.
Bu bir zombi işi.
This whole student government thing is a lot of work.
Öğrenci mevzuatı baya iş yapmayı gerektiriyor.
This, uh, Genesis thing, what is it?
Bu... Genesis şeyi... Nedir o?
this thing 213
thing is 516
is it 9219
israel 117
is something wrong 1059
is here 159
islam 16
isis 48
island 46
isabel 421
thing is 516
is it 9219
israel 117
is something wrong 1059
is here 159
islam 16
isis 48
island 46
isabel 421
isaac 589
issue 86
issues 74
istanbul 39
isobel 100
isabella 232
isn't it 16586
isles 199
isabelle 287
isaiah 54
issue 86
issues 74
istanbul 39
isobel 100
isabella 232
isn't it 16586
isles 199
isabelle 287
isaiah 54
isak 44
issued 23
isaacs 61
isn't it lovely 28
isn't 159
isn't she lovely 35
isn't it romantic 18
is she beautiful 26
isn't she beautiful 90
is it really you 103
issued 23
isaacs 61
isn't it lovely 28
isn't 159
isn't she lovely 35
isn't it romantic 18
is she beautiful 26
isn't she beautiful 90
is it really you 103