Time to get up traduction Turc
983 traduction parallèle
Time to get up!
Kalkma zamanı.
He wouldn't know what to talk about when it come time to get up to preach.
Vaaz vereceği zaman ne diyeceğini bilemez.
Miss Blucher, it's time to get up.
Bayan Blucher, kalkma vakti.
Drink this, and then it's time to get up.
Kalkma vakti geldi, hadi iç şunu.
- Well, it's time to get up!
- Kalkmak için zamanı geldi!
It's time to get up.
Kalkma vakti.
Because it's time to get up, Boris!
Çünkü artık kalkma vakti, Boris!
Madame? Time to get up now.
Madam, kalkma zamanı.
Time to get up.
Kalkma vakti.
Time to get up.
Kalkma zamanı.
Professor, time to get up.
Profesör, kalma zamanı.
Time to get up!
Kalkma vakti!
I never used to wake up till it was time to get up.
Eskiden geceleri hiç uyanmazdım.
Time to get up, ma'am.
Kalkma zamanı, bayan.
Not time to get up yet.
Hayır, hayır.
Uh, it's time to get up.
Uh, kalkma zamanı geldi.
He didn't even have time to get up before being taken.
Akrabalarından biri olan Jean Lainé onu daha sonra öldüren Almanları makineli silahla öldürmeye çalıştı.
Time to get up, Mr Jeffff.
Kalkma vakti, Bay Jeff.
It's just taking me a little time to get up my gumption.
Yalnızca cesaretimi toplamam zaman alıyor.
Yah, it's time for her to get beaten up. Wait a second, I'll be back.
Evet, birisinin onu bir güzel pataklama zamanı geldi.
Now that we've warmed up, it's time to get down to business.
Isınma turu bittiğine göre şimdi ciddi işlere geçelim.
She's not going to get away with it this time, because I'm going to speak up.
Ama ona ödemeyeceksiniz değil mi bu sefer kurtulamayacak. Çünkü bildiğim herşeyi anlatacağım.
Seeing as how Sam was snatched from his loved ones'arms... before they even had time to get a good grip on him... I'm counting on you to give him a better break up yonder.
Sevdiği kadından kopartılan Sam Pierce'a bakıyorum üstelik henüz daha birlikte mutluluğu hiç tadamamışlar Onun için, mekanında yer aç, sana yalvarıyorum.
That's right, peeper. And the second time you get picked up on a drunk driving rap down here... you get a long, long time to cool off.
Bu doğru, rontçu ve ikinci kez sarhoş araba kullanmaktan burayı boylarsan sakinleşmek için bol bol vaktin olur.
Now, don't try a muzzle. The last time someone wanted to gag me, he tried it with a mink coat but I never let go until the president of that particular ship company wound up in jail, even though I did get pneumonia that winter.
Geçen sefer, biri beni vizon mantoyla susturmak istemişti ama o gemi şirketinin başkanı hapse tıkılana dek asla vazgeçmemiştim hatta o kış zatürreeye bile yakalandım, bu yüzden.
I get up in the morning, then suddenly it's time to go to bed.
Sabah kalkıyorum, sonra bir bakmışım yatma vakti gelmiş.
Too bad he didn't get up in time to help you.
Vaktinde tepeye çıkıp sana yardım edememesi kötü oldu.
I don't want anybody to get sticky-fingered after the time is up.
Süre dolduktan sonra hiç kimsenin elinin kirlenmesini istemiyorum.
By the time we get to Sacramento counting rebel sympathizers we'll pick up on the way, we'll be close to a thousand. We'll make your General Lee a president of the town inside of 30 days.
.. isyancıları sayarak, yoldan alacağız bine yaklaştık 30 gün içinde general lee'yi baskan yapacağız.
You joined up just in time to get the answer to that one, major.
Bu sorunun çözümü için sen buraya tam zamanında geldin binbaşı.
Hurry up now, you haven't got much time to get ready.
Çabuk olun şimdi, hazırlanmak için fazla zamanınız yok.
Up you get, fatty, time to groom the horses.
Kalk, şişko, atları eyerleme zamanı.
Well, by the time we kiss and make up, it's too late to get to the arena.
Öpüşüp barıştığımızda ringe geç kalmıştım bile.
Like the time you gave me a chance to get them yearlings free, and ended up with 50 of my dollars?
Vaktiyle bedava buzağılar için de bana bir fırsat vermiştin ve olan benim 50 dolarıma olmuştu.
- Give me time to change and get fixed up.
- Hazırlanmam için bana zaman ver.
Now, I'll just go for a little walk and give you some time to love him up and get real friendly with him.
Şimdi, ben küçük bir yürüyüşe çıkıp, onu iyice sevmen ve onunla gerçek bir dost olman için zaman tanıyayım.
What time do you want to get up?
Sabah kaçta kalkmak istiyorsun?
Time to get up.
Saat geldi, kalkman lazım.
What a time for you to show up! I'm going to get married!
Evlenmeye karar verdiğim bu zamanlarda karşıma sen çıkıyorsun.
An hour to get there. The time to clean up... take her home.
Hazırlanıp gitmek nereden baksan bir saatimi alır.
Just give me a little time to get dressed, and I'll open up.
Üstüme bir şeyler giydiğim gibi açacağım kapıyı.
It was time for me to get up anyhow.
Hayır, kalkma zamanım gelmişti.
And to think you Was in such a hurry... to get amnesty at Tascosa... When I had it up here for you all the time.
Ve ben senin için bunu her zaman sağlayabilecekken af için Tascosa'ya gitmek gibi acele bir karar verdin.
Why'd you get me up here... just to Waste my time?
Neden beni buraya çağırdın sadece zamanımı çalmak için mi?
Get up, Linus, it's time to go to school.
Uyan, Linus. Okula gitme zamanı.
They ought to get to where we split up any time.
Mutlaka ayrıldığımız yerden... geçeceklerdir.
- I'll wait until you call... and I'll meet you when you come to buy the living room drapes at Bloomingdale's. Yeah, and then we'll have lunch downstairs... and we'll come up here till it's time to get dressed... and go out and buy lamb chops for his dinner.
Evet, sonra aşağıda yemek yiyeceğiz ve giyinme zamanı gelene kadar yukarı çıkmış olacağız ve akşam yemeği için kuzu pirzolası almak için dışarı çıkacağız.
And in particular, it could benefit the two of you, and at the same time, give the folks out there something to get worked up about.
özellikle de siz ikiniz. Ayrıca seyircilere heyecanlanmaları için bir sebep vermiş oluruz.
Look, you came down here... to get away from things, and I'm just takin'up your time.
Bakın, buraya kadar olan bitenlerden kaçmak için geldiniz, ve ben senin zamanını alıyorum.
And he's down again And I don't think he's going to get up this time.
Yine yerde bu sefer kalkabileceğini sanmıyorum.
If I had time, I'd get somebody to draw up some papers for me.
Zamanım olsaydı birine rapor düzenletirdim.
time to die 52
time to go home 94
time to wake up 54
time to go 627
time to sleep 29
time to eat 55
time to go to work 26
time to go to bed 19
time to leave 25
time to get to work 16
time to go home 94
time to wake up 54
time to go 627
time to sleep 29
time to eat 55
time to go to work 26
time to go to bed 19
time to leave 25
time to get to work 16
time to move on 27
time to move 28
get up 6197
get up now 52
get up there 220
get up here 202
get upstairs 55
time flies 78
time is running out 68
time is money 74
time to move 28
get up 6197
get up now 52
get up there 220
get up here 202
get upstairs 55
time flies 78
time is running out 68
time is money 74
time is of the essence 71
time is up 41
time travel 83
time is 18
time will tell 62
time for bed 134
time out 262
time job 218
time of death 270
time continuum 62
time is up 41
time travel 83
time is 18
time will tell 62
time for bed 134
time out 262
time job 218
time of death 270
time continuum 62
time thing 208
time low 44
time for breakfast 17
time lord 48
time for dinner 25
time is short 39
time machine 29
time low 44
time for breakfast 17
time lord 48
time for dinner 25
time is short 39
time machine 29