English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ T ] / To be honest

To be honest traduction Turc

7,184 traduction parallèle
In order to do that we have to be honest.
Bunu yapacaksak, birbirimize karşı dürüst olmalıyız.
To be honest, I think we all have a bit of morbid curiosity.
Doğrusu bence hepimizin biraz karanlık ilgisi var.
To be honest I was a little scared
Açıkçası, o gün biraz korkmuştum.
- for God sakes. - Well, to be honest, I don't know what he intends, but I'm not gonna let him hurt Rachael or that baby.
Niyetini bilmiyorum ama Rachael'a ya da bebeğe zarar vermesine izin vermeyeceğim.
It's not very helpful, to be honest with you.
Doğruyu söylemek gerekirse pek yardımcı olmadı.
To be honest, she's a bit prudish for my tastes.
Benim zevkimegöre değil, çok iffetli bir kere.
I don't know how to say this, but I think I owe it to you to be honest.
Bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama sanırım sana dürüst olmam gerek.
You know, to be honest, I... I-I was reading this, uh, silly book.
Dürüst olmak gerekirse bunu aptal bir kitapta okumuştum.
Historically speaking? I came here to give you permission to tell Graham about my... About us... because I wanted you to be honest with the man you love.
Ben buraya sana Graham'la benim hakkımda konuşman için, bizim hakkımızda konuşman için izin vermeye gelmiştim çünkü sevdiğin adama karşı dürüst ol istedim.
- But, actually, I'm a little bit more worried about the doc, to be honest.
- Ama aslında dürüst olmak gerekirse ben doktor için biraz daha fazla endişeliyim.
To be honest, though, I find this label sexual addiction to be shaming.
Dürüst olmam gerekirse bu seks bağımlılığı tabirini utanç duyulası buluyorum.
I couldn't follow him to be honest.
- Onu takip edemezdim.
To be honest, I'm looking for stories with a bit more pizzazz.
Dürüst olmak gerekirse, ben biraz daha pizzikato usulünde hikayeler arıyorum.
To be honest, I haven't even thought about you in years.
Dürüst olmak gerekirse, yıllar içinde seni hiç düşünmedim.
To be honest, I don't know if I'm ever gonna be.
Dürüst olmak gerekirse, bunu yapabileceğimden emin değilim.
To be honest, I did some things that weren't fair.
Doğrusunu istersen ben de uygunsuz davranmıştım.
To be honest, I was a little worried.
Aslında, biraz endişeliydim.
To be honest with you, Cece, I've always had a crush on you.
Dürüst olmak gerekirse, Cece, senden hep hoşlanmıştım.
It's something which I still dream of, to be honest, I've never won the FA Cup and it's such a historic trophy.
Benim hala hayal ettiğim birşey, dürüstçe, FA Cup'ı daha kazanamadım ve bu tarihi önemi olan bir zafer.
If you're serious about going, you need to be honest about the risks, and honest with Dr. Saroyan, so if you never see her again, at least you know you didn't lie to her.
Geri dönmeyi cidden düşünüyorsanız riskler konusunda ve Dr. Saroyan'a karşı dürüst olmalısınız. Onu bir daha görmezseniz en azından yalan söylemediğinizi bilirsiniz.
To be honest, I was a little worried.
Açıkçası endişelenmiştim.
To be honest, my doctor's surprised I even survived the shock of losing him.
Açıkcası onu kaybetmemin şokunu atlatmama doktorum bile şaşırdı.
Why's that? To be honest, I don't want my fiancée finding out about it.
Bunun ortalığa yayılmamasını sağlayabilirseniz, size çok teşekkür ederim.
Hadn't planned on taking the risk, to be honest.
Dürüst olmak gerekirse, risk alamadım.
~ I can't wait, to be honest.
- Sabırsızlanıyorum doğrusu.
To be honest, I thought she was taking a break from them.
Dürüst olmam gerekirse bence onlardan uzak kalmak istemiş.
I know they can't always be easier, but they have to be honest.
Biliyorum hep kolay olamaz ancak dürüstlük olması lazım.
I know that Jack showing up has made things very difficult, but I have tried to be honest with you, Trent.
Jack'in ortaya çıkmasıyla bazı şeyleri yapmak zorlaştı biliyorum...... ama sana karşı her zaman dürüst olmaya çalıştım.
To be honest, I am not sure if it was your girlfriend asking or your chief of staff.
Dürüst olmam gerekirse, kız arkadaşın mı yoksa kurmay başkanın mı istiyordu emin değilim.
Less than I was, to be honest. When?
- Açıkçası öncesine göre daha az.
Yeah, I-I-I would love to take her abroad, but, um... Now is not the right time, to be honest.
Doğru, ülke dışına çıkmayı ben de isterim ancak dürüst olmak gerekirse şu aralar pek uygun değil.
A lot, to be honest, but no one seems to listen to me.
Doğrusu, pek çok şey var ama kimsenin bana kulak astığı yok.
To be honest, I am really interested in you, Oh Ri Jin.
Doğrusunu isterseniz, sizinle çok ilgileniyorum, Oh Ri Jin.
To be honest, I was a little surprised when I saw you at the company.
Dürüst olmak gerekirse, şirkette sizi görünce biraz şaşırdım.
To be honest with you, yeah.
Dürüst olmak gerekirse, evet.
To be honest, I'm a little scared.
Dürüst olmak gerekirse birazcık korktum.
You seem to be all, like, open and honest about everything.
Sen... Tüm konularda açık ve dürüst oldun bana.
A lot, to be completely honest.
Hatta epey hoşlanıyorum.
I think if you're honest with yourself, we were never meant to be together that way.
Dürüst olmak gerekirse, bizim sevgili olmamız kaderimizde yok aslında. Normal gelmedi hiç.
I'll be honest- - I'm not sure what to think, given you and this man have cause to see Bill and Virginia already.
Açıkçası ne düşüneceğimden emin değilim... Bill ve Virginia'yı görmeye neden geldiğinizi bilmiyorum.
Now, I understand why you can't be honest with your daughter, and I pay the price every time I call Vivian and she hangs up on me, but this woman, this new woman, she deserves to know the truth.
Kızına karşı neden dürüst olamadığını şimdi anlıyorum. ... Vivian'ı arayınca telefonu suratıma kapattığında bedelini ben ödüyorum... and she hangs up on me,... ama bu kadın, bu yeni kadın gerçeği bilmeyi hak ediyor demek.
To be perfectly honest, whenever he starts talking about work, I just sort of nod my head so he doesn't think I'm not listening, even though... I'm not listening.
Dürüst olmak gerekirse, işten konuşmaya başlayınca dinlemediğimi düşünmesin diye sadece kafamı sallıyorum ama yine de dinlemiyorum.
I think you just need to be more honest and be direct with him.
Bence daha dürüst ve açık olmalısın.
I need to ask you something, and please be honest with me.
- Sana bir şey sormalıyım ama lütfen bana dürüst ol.
But to be completely honest, the whole thing seems so much like a dream.
Ama açık konuşmam gerekirse bütün bunlar bana bir rüya gibi geliyor.
Most people are afraid to be as honest as she lived.
Çoğu kişi onun kadar dürüst yaşamaktan korkuyor.
We managed to get through the FA Cup, mainly because of Gazza, to be perfectly honest.
FA Cup'ı almayı başardık, dürüst olmak gerekirse, çoğunlukla Gazza sayesinde.
To be brutally honest with you, you are a nobody.
O zaman, neden beni izlemek istediniz?
I want to talk to him about it, but if it's bad, I feel like he won't be honest, you know, not today.
Onunla konuşmak istedim ama, eğer kötüyse, dürüst olmayacakmış gibi hissediyorum,... bilirsin, bugün değil.
I want to talk to him about it, but if it's bad, I feel like he won't be honest.
Onunla bunu konuşmak istiyorum ama yanıtı olumsuzsa, dürüst olmayacakmış gibi hissediyorum.
I'm gonna ask you a couple questions, and I need you to be completely honest with me.
Sana bir kaç soru soracağım ve tamamen dürüst olmanı istiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]