To the moon traduction Turc
2,867 traduction parallèle
To the moon and back.
- Aya gittim... - Ve döndü.
Your neurotransmitters are gonna be firin'all the way to the moon and back.
Sinir uçların alev alıp göğe fırlayacak.
We need to get to the moon.
Ay'a çıkmalıyız.
You did me great honor tracking that ship to the moon.
O gemiyi Ay'a kadar takip ederek beni onurlandırdın.
Turns out the Soviets canceled a manned mission to the moon.
Sovyetler, Ay'a insan gönderme görevini iptal etmişler.
America first to send man to the moon.
Ay'a ilk insanı Amerika yolladı.
Do you know why we've not been back to the moon since 1972?
1972'den beri neden Ay'a tekrar gitmediğimizi biliyor musun?
Welcome to the moon!
Ay'a hoş geldiniz!
So if you know how to play with it, you yourself will take you straight to the moon.
Onunla oynamayı bilirseniz kendinizi aya uçurabilirsiniz.
It's not like I'm trying to send a man to the moon, for heaven's sake. Unh.
Aya adam göndermeye çalışmıyorum ya, Tanrı aşkına.
Like a mission to the moon.
Aynı Ay'a seyahat görevinde olduğu gibi.
THE POINT IS WE'VE GONE TO THE MOON AND BEYOND,
- Konu şu artık ay ve ötesini keşfettik.
It's time for your first delivery. To the Moon!
İlk teslimatına çıkıyorsun hem de Ay'a!
We haven't even been back to the moon since the'60s.
1960'lardan beri aya bile gitmiyoruz.
We go to the moon?
Aya mı gittik?
You don't think we went to the moon?
.. Aya gidemediğimizi mi düşünüyorsun?
That keeps werewolves slaves to the Moon and vampires bound by the Sun.
Kurtadamları Ay'ın, vampirleri de Güneş'in kölesi yapıyor.
When I was a kid I had this romantic dream that one day a spaceman would come down in his rocket and whisk me off to the moon. The moon!
Benim küçükken,... uzaylı birinin roketiyle aşağı inip,... beni kaçırdığını gördüğüm,... romantik bir rüyam vardı.
You know, there were no flights to the moon and I heard that New Zealand was the next best thing.
Bilirsin, aya uçuş falan yoktu,... ve Yeni Zelanda'nın sonraki en iyi şey olduğunu duydum.
I wanna take you to the moon. ARTIE :
Seni aya götürmek istiyorum.
I wanna take you to the moon!
Seni aya götürmek istiyorum.
You can't take me to the moon, Doug. Why not?
Beni aya götüremezsin, Doug.
You can't turn down a trip to the moon.
O kadar emek harcamış. Ay gezisini kabul etmemezlik yapamazsın.
I can't really take you to the moon. It's OK.
- Seni gerçekten aya götüremem.
First base is the moon to him.
Birinci kalecilik onun icin imkansiz gibi bir sey.
♪ The moon on the water is carried to the land ♪
Sudan yansıyan mehtap toprağa taşınıyor
On the day after Christmas, Henry said, "Sometimes you have to burn down your house " in order to see the moon. "
Noel'den bir gün sonra Henry "Ayı görebilmek için bazen evinizi yakmak zorunda kalırsınız" dedi.
I believe that this nation should commit itself to achieving the goal before this decade is out of landing a man on the moon and returning him safely to the Earth.
Bu ulusun, bu işi kendi başına başarması gerektiğini düşünüyorum. Amacımıza ulaşmak için bu 10 yıllık süre içinde...
Allow me to please introduce to you two of NASA's founding mission directors and astronaut Dr. Buzz Aldrin, one of the first two men to step foot on the moon.
Takdim etmeme müsaade edersen, iki kurucu NASA görev müdürü ve astronot Dr. Buzz Aldrin. Ay'a ilk ayak basan iki adamdan biri.
You were supposed to travel to the dark side of the moon, then it all got shut down.
- Ay'ın Karanlık Yüzü'ne gitmeniz gerekiyordu ama sonra program kapatıldı.
I want to walk on the moon with you, Helene.
Seninle Ay'da yürümek istiyorum Helene.
- But you had to wait for the Blood Moon. - Yes.
- Kanlı Ay'ı beklemen gerekiyordu.
"The moon is where I quest to go."
"Ay, görevim için gideceğim yerdir."
America is the first country to land a man on the moon, and at that same time, we're number one in education.
Amerika Ay'a ilk ayak basan ülke, ve aynı zamanda, eğitimde de bir numarayız.
My life is but a journey to meet him I'm as handsome as the moon I'm as handsome as the moon and many stars pursue me
Hayat yolculuğumun amacı ona kavuşmak. Ay ve yıIdızlar benim gibi yakışıklı birini... Ay ve yıIdızlar benim gibi yakışıklı birini takipte.
Come back the next full moon to cut your hair.
Gelecek dolunayda saçlarını kestirmeye gel.
♪ I see a mountain, see an ocean ♪ ♪ See the years that bring moon and tide ♪ ♪ Close together ♪
â ™ ª I see a mountain, see an ocean â ™ ª â ™ ª See the years that bring moon and tide â ™ ª â ™ ª Close together â ™ ª â ™ ª "Settle down," I said to myself â ™ ª
Just trying to think of an amusing quip about the backside of your moon.
Ayın arka tarafıyla alakalı komik bir şeyler düşünmeye çalışıyordum.
Last place anybody would expect to see a moon : the sky.
İnsanların ay görmeyi bekledikleri son yer : Gökyüzü.
But we have to find the last Son of Crane before the next full moon.
Fakat bir daha ki dolunaya kadar kayıp olan o barbarı da bulmak zorundayız.
You have to stay awake, Eglantine, or the Pure Ones will moon-blink us.
Uyanık kalmalısın Eglantine, yoksa safkanlar bizi ay etkisine alacak!
Vampires break the curse, they're free to walk in sunlight but we're stuck only turning at the full moon, a.k.a. Werewolf armageddon.
- Vampirler laneti kaldırırsa her biri gündüzyürüyen olur ve biz de ömür boyu dolunaya muhtaç kalırız. Yani mahvoluruz.
Easiest way to discover the existence of a doppelganger or to get your hands on some long, lost moon stone is to have every single member of two warring species on the lookout.
- Yansımanın varlığını öğrenmenin ve çoktandır aranan ay taşını elde etmenin en kolay yolu iki muhalif türün tüm elemanlarını harekete geçirmekti.
A witch will channel the power of the full moon... to release the spell that's bound within the stone.
Taşla bağlı olan büyüyü ortaya çıkarmak için dolunayın gücü toplayacak bir cadı.
A witch will channel the power of the Full Moon to release the spell that's bound within the stone.
Taşla bağlı olan büyüyü ortaya çıkarmak için dolunayın gücünü toplayacak bir cadı gerekli.
I wanna take you to the moon.
Seni aya götürmek istiyorum.
He wants to go to Mumbai. No, the moon.
- Yaya gitmek istiyormuş.
It's just kind of hard to adapt when you feel like you are on the moon.
Ama kendinizi Ay'da gibi hissediyorsanız, uyum sağlamak biraz zaman alacaktır.
We're about to start the "Big Lebowski" drinking game and read some "Goodnight Moon."
Big Lebowski içki içme yarışını başlatmak üzereyiz ve sonra da "Goodnight Moon" okuruz.
She can hide in the shadows of a crescent moon and let her eyes brighten to take in her quarry.
Hilâl biçimindeki ayın oluşturduğu gölgelerde saklanabilir,... ve avının heyecanıyla gözlerini parıldatır.
General Solo will take a stolen Imperial shuttle and knock out the shield generator on the fourth moon of Endor, while General Calrissian has volunteered to lead the squadron to destroy the Death Star.
General Calrissian ÖIüm YıIdızı'nı yok edecek filonun başına geçmeye gönüllü olduğundan General Solo çalıntı bir İmparatorluk mekiğini alacak ve Endor'un dördüncü ayındaki kalkan jenaratörünü yok edecek.
to them 177
to the beach 25
to the airport 39
to the future 91
to the end 49
to the top 23
to the north 16
to the sea 38
to the point 24
to the left 221
to the beach 25
to the airport 39
to the future 91
to the end 49
to the top 23
to the north 16
to the sea 38
to the point 24
to the left 221
to the hotel 25
to the kitchen 20
to the right 265
to the police 36
to the tune of 23
to the car 26
to the death 78
to the hospital 50
to the contrary 33
to the house 19
to the kitchen 20
to the right 265
to the police 36
to the tune of 23
to the car 26
to the death 78
to the hospital 50
to the contrary 33
to the house 19
to the bridge 17
to the station 29
to the king 27
to the wall 16
to the bathroom 47
to the outside world 64
to the 197
to the side 32
to the door 21
to the front 27
to the station 29
to the king 27
to the wall 16
to the bathroom 47
to the outside world 64
to the 197
to the side 32
to the door 21
to the front 27