Too much pressure traduction Turc
331 traduction parallèle
I've just been talking to Norton. Too much stuff piling up on my desk. Too much pressure on my nerves.
Masam çok dolu, sinirlerim çok gergin.
Too much pressure.
Basınç yüksekti.
- Too much pressure. - Yep.
Elim boş gitmek istemiyorum.
It's possible going to an hour is too much pressure for you guys.
Bir saatliğe geçmek sizin içinde biraz yorucu olacak bi'tabii.
But if they ever put too much pressure on that pump...
O pompaya fazla basınç yüklenecek olursa...
Too much pressure.
Çok fazla basınç vardı.
You're just under a little too much pressure. That's all.
Biraz baskı altındasın, hepsi bu.
There's too much pressure about getting laid.
Seks yapmak konusunda üzerimde çok baskı var.
Too much pressure.
Çok baskı altında.
- Too much pressure.
- Neden? - Çok fazla baskı olacak.
Too much pressure on the mouthpiece.
Ağızlığa çok fazla baskı uyguluyorsun.
Who'd believe a 20-year-old kid under too much pressure and too much Moon Glo?
Bunun, çok mongol ve baskı altında 20 yaşında bir velet olabileceğine kim inanırdı?
I'm serious! There's too much pressure.
Çok baskı altında kalıyorsun.
Not too much pressure?
Çok fazla baskı yok.
What your father would say, if his tongue wasn't stuck in that peephole is that we think college is too much pressure for you.
Eğer babanın dili, o dikiz deliğine tıkılmamış olsaydı, söyleyeceği şuydu : Biz, üniversitenin sana çok ağır geleceğini düşünüyoruz.
It's too much pressure.
Çok fazla baskı var üzerinde.
Marge, there's just too much pressure.
Marge, üstümde çok fazla baskı var.
Was that too much pressure for him?
Bu söz çok fazla mı baskıcı oldu?
To put too much pressure on me.
Sen bana hep üzerime çok gelmeyeceğini söylemiyor muydun?
All right, I don't want to put you under too much pressure. Hi. Is this Betty Jean Rushton?
Selam Betty Jean Rushton mı?
Too much pressure, seven days dead.
Çok fazla baskı, 7 günlük teslim tarihi.
I wanted to help, but there was too much pressure.
Yardım etmek istedim ama çok fazla baskı vardı.
There's too much pressure.
Tansiyon yüksek.
No, but it won't go away if you put too much pressure on her.
Hayır, ama üzerinde çok fazla baskı kurarsan geçmez.
It's too much pressure.
Çok stresliydi.
- It's too much pressure.
- Bu baskı çok fazla.
With that, there was too much pressure.
O durumda üzerimde kaldıramayacağım bir baskı oluyordu.
I mean, I'm sorry to yell and scream, but you got too much pressure on me!
Bağırıp çağırdığım için özür dilerim, ama fazla üzerime geliyorsun.
Too much pressure for me. [Bed Creaking]
Bu kadar baskı bana fazla geliyor.
You put too much pressure on him.
Üzerinde çok baskı kurdun.
It was just putting too much pressure on me.
Bana çok fazla baskı oluşturuyordu.
She has too much pressure to perform.
Üzerinde büyük bir baskı var.
There's too much pressure.
Üzerinde çok fazla baskı var.
SO I AGREED. BUT, UH, YOU KNOW, THERE'S TOO MUCH PRESSURE.
Ben de kabul ettim ama aşırı baskı oluştu.
And I just don't want us to move too fast or put too much pressure on us.
Ama çok hızlı giderek üzerimizde baskı oluşmasını istemiyorum.
Not too much pressure, but enough.
FazIa baskıIı değiI, yettiği kadar.
You're putting too much pressure on yourself.
Kendine çok fazla yükleniyorsun.
No, you're putting too much pressure on this whole evening.
Aklımı kaçırdığımı biliyorum Hayır, sadece bu gece çok fazla gerildin.
- You put too much pressure on yourself.
- Kendin üzerine fazla baskı uyguluyorsun.
Too much pressure.
Toby, benimle gel.
His heartbeat is much too fast and his blood pressure is dangerously high.
Kalp atışı çok hızlı ve hipertansiyonu var.
You just keep your finger on that button, the moment the pressure gets too much for you, release the button - and the power's cut off.
Basınç yükselmeye başladığında düğmeye basarsanız güç kesilir.
pressure got too much for you?
- Baskısı fazla mı geldi?
If the pressure of being the champ gets to be too much I can end it all just like that.
Eğer şampiyon olmanın baskısı çok ağırlaşırsa... Rauntta Larry Holmes'ü Nakavt Etti... öylece bitirebilirim.
Pressure's too much.
Üzerinde çok baskı var.
If I can't make this work with you, then what chance do I have of ever having another- - ever having another relationship? You are putting way too much pressure on this.
Bunun için kendine çok fazla baskı yapıyorsun.
Too much pressure.
Bir şans daha.
He has too much air around the heart and the lungs so I have to open... I have to... I have to relieve the pressure so he can breathe.
Kalbinin ve ciğerlerinin çevresinde çok fazla hava var o nedenle hemen... açmam gerekiyor... basıncı rahatlatmalıyım ki nefes alabilsin.
Yeah, yeah. Too much peer pressure.
- Çok fazla baskı vardı.
You took too much medication for your blood pressure.
Tansiyonunuz için, çok fazla ilaç almışsınız.
I felt so much pressure from the fact that this guy had paid $ 4,000... and I tried too hard to be entertaining and affable.
Adam 4,000 $ ödediği için kendimi çok baskı altında hissettim ve cana yakın olup onu eğlendirmek için çok uğraştım.