Too many people traduction Turc
1,127 traduction parallèle
There's too many people around.
Etrafta çok insan var.
She's been let down by too many people already.
Zaten birçok insan tarafından yarı yolda bırakıldı.
And far too many people.
Evet. Ve kalabalıktan da.
Too many people can see you.
Orada seni pek çok kişi görebilir.
Too many people know.
Bir sürü insan biliyor.
Too many people here.
Burası çok kalabalık.
But there were far too many people in the ghetto.
- Evet. Çok fazla. Elbette çok fazla.
Too many people have been droppin'like flies already and where's that gettin'us?
Zaten yeteri kadar insan ölmedi mi?
Nah, don't suppose too many people make it do they?
Bu işi yapan çok fazla insan yoktur herhalde.
Too many people going off into unexplored Africa and not coming back.
- Afrika'yı keşfetmeye gelenlerin çoğu geri dönemedi.
Too many people.
Çok fazla insan var.
Too many people know now.
Şimdi çok fazla sayıda kişi biliyor.
We got too many people here.
Hayır olmaz! Çok kalabalıksınız!
I've killed too many people.
Çok adam öldürdüm.
- Too many people are involved.
Çok fazla insan bunun içinde.
I can't. There's too many people.
Söyleyemem bir sürü insan var.
- Sounds like too many people to me.
- Bana göre çok fazla kişi.
We killed too many people, David.
Çok kişi öldürdük David.
My girl is sensitive. Too many people make her nervous.
Benim kızım hassas, kalabalık onu asabi yapıyor.
the system,'cause too many people are gettin'sick.
Bir sürü insan hastalanıyor, hep trafik var.
But I've seen too many people in my life who ought to have died but lived on... and too many others who died for no reason, I can't pass the sentence
Ama birkaç ölümcül hastanın iyileştiğini gördüm beklenmedik ölümler de gördüm.
But I've seen too many people in my life who ought to have died, but lived on and too many other who died for no reason.
Ama ölmesi gerektiği söylenip de yaşayan bir sürü insan gördüm. Sebepsiz yere ölen de gördüm.
Too many people want to see us step on our dicks.
- Düşünülecek hiçbir şey yok. İşi berbat ettiğimizi görmek isteyen bir sürü insan var.
Too many people come before.
Oh, daha önce bi sürü insan geldi.
Too many people.
Çok insan var.
Because there are too many people around.
Neden? Etrafta çok fazla insan var.
There are always too many people.
Etrafta her zaman insan olur.
The reason I'm calling this assembly is, too many people are screwing around and not working.
Bu toplantıyı istememin nedeni şu : pek çok kişi, çalışmaları gerekirken dalga geçiyor. Oysa, yapılacak pek çok iş var.
It seems you pissed off too many people.
Çok fazla insanın canını sıkmış gibi görünüyorsunuz.
... They're too many people...!
... Çok fazla insan var...!
Don't let too many people get involved.
Ayrıca soruşturmayı olabildiğince gizli tutmaya çalış!
Too many people around.
Etrafta çok fazla insan var.
Too many people.
Çok kalabalıktı, Merlok.
I can't do it. There are too many people.
Yapamam, içerisi çok kalabalık.
This is way too many people.
Bu çok kişinin başına gelebilir.
Listen to me, that's too many people.
Dinle beni, dışarısı çok kalabalık.
- Too many people knew the truth.
- bu hikayeyi çok fazla insan biliyordu.
I've seen you kill too many people!
Senin onca insanı öldürdüğünü gördüm!
- Too many people.
- Fazla insan var.
"Too many people accept that passion must disappear from a long marriage... but commitment itself can be used to generate passion."
"Çok sayıda insan, uzun bir evlilikte aşkın kaybolduğunu kabul eder ama bağlılığın kendisi aşkı üretmek için kullanılabilir."
There are too many people on the beach. Hey!
Hey!
The Sonderkommando knew exactly how many people are going to be gassed, what son of people, because there were certain rules of work too.
Belli kuralları olduğu için kaç kişinin ve ne tür insanların gaz odasına gönderileceğini kesin olarak biliyorlardı.
HE DOESN'T KNOW TOO MANY PEOPLE
Tanıdığı insanlar
There are too many people around.
Etrafta çok fazla insan var.
You don't find too many normal people in this business, Q.
Bu işte çalışan normal insan bulamazsın, Q.
I had seen so many people die in those five years it was easy to imagine that Elzeard Bouffier, too, was dead, especially, since at 20, we think of men of 50 as ancient, with nothing left to do but die.
O beş sene süresince nicelerinin ölümüne tanıklık ettim ya Elzeard Bouffier'nin de öldüğünü düşünmek işten değildi bilhassa, yaş yirmi olunca ellilik insanlara geriye kalan tek işleri ölmek olan müzelikler gözüyle bakardık zira.
People in this town have been burned too many times signing'papers, Ruby.
Bu kasabada insanlar bir şeyler imzalayarak çok fazla vakit geçirdi, Ruby.
You've made too many assumptions about the people in this town.
Bu şehirdeki insanlarla ilgili çok fazla varsayımda bulundun.
And good riddance! It's just too bad he took so many people with him, that's all!
Keşke giderken yanında bu kadar çok insanı da götürmeseydi.
Three people in bed are one too many for me.
Yatakta üç kişi olması, bana ağır gelir.
Jim here's too modest to tell you, but... he won the big office pool on how many people died in that train wreck in Peru.
Jim size söyleyemeyecek kadar alçak gönüllü ama, Peru'da ki tren kazasında ölü sayısı üzerine açılan büyük ofis iddiasını kazandı.
too many questions 18
too many to count 25
too many times 26
too many 183
too many memories 21
many people 30
people 5151
people don't change 46
people of earth 28
people like me 81
too many to count 25
too many times 26
too many 183
too many memories 21
many people 30
people 5151
people don't change 46
people of earth 28
people like me 81
people like you 105
people screaming 74
people talk 81
people change 205
people can change 59
people are talking 31
people make mistakes 71
people get hurt 32
people are scared 36
people are dying 81
people screaming 74
people talk 81
people change 205
people can change 59
people are talking 31
people make mistakes 71
people get hurt 32
people are scared 36
people are dying 81