Tough break traduction Turc
311 traduction parallèle
Gee, kid, that's a tough break.
Tanrım talihsizlik işte.
- If so, it's a tough break for you.
- Öyle ise, ikiniz de hapı yuttunuz.
What a tough break for Arnie.
Arnie için büyük şanssızlık.
It's gonna be a tough break for a lot of birds.
Pek çok kuş için büyük şanssızlık olacak.
Well, it's just a tough break.
Bu sadece talihsizlik.
Well, what a tough break.
Şey, çok zor bir durum.
- It was a tough break, that's all.
Şanssız bir olay yaşadım, o kadar.
- Tough break.
- Şansa bak.
It's a tough break.
Bu kötü oldu.
That's a tough break for me.
Bu benim icin kötü sans.
It was a tough break.
Çok büyük sanssizlik.
Well, boys, we got another tough break.
Çocuklar, yine zor bir mola alıyoruz.
Tough break.
Talihsizlik işte.
You got a tough break marrying a guy like me.
Benim gibi bir adamla evlenerek hata ettin.
Tough break, Pop.
Kötü talih babalık.
Tough break, Marsha.
Ne şanssızlık, Marsha.
Tough break, kid.
Talihsizlik işte evlat.
Tough break for her.
Ne berbat bir durum.
Yes, it was a tough break.
Evet, talihsiz bir olaydı.
Come on. Just because you had a tough break...
Zor bir dönem geçirdin diye...
You can't let a tough break ruin your whole life.
Kötü bir olayın tüm yaşamını mahvetmesine izin veremezsin.
Tough break for Grayson, the fourth fastest qualifier.
Elemede dördüncü gelen Grayson'un şansı yaver gitmiyor.
Tough break.
Kötü olmuş.
Tough break.
Kötü şans.
They've just had a tough break, that's all.
Zor dönemler geçirmişler, o kadar.
Two tough break me and terrorizes the guests.
İkinizin beni yenmesi zor ve terörist misafirlerin.
Tough break.
Zorunlu dinlenme.
Surprised them and- - Tough break for you, Charlie, first time out.
Zorlu tatil oldu senin için, Charlie.
It's a tough break, but that's showbiz.
Talihsiz bir şey ama bu şov dünyası.
Frasier, that's a tough break.
Fraiser, bu şanssız bir olay.
That's a tough break.
Sıkı vuruş.
Tough break, Marcus!
Şanssızlık, Marcus!
Tough break, kid.
Yazık oldu evlat.
Tough break for Hand Job.
Otuz Bir'in başına gelenlere bak.
- That's a tough break, Bob.
- Zor is, Bob.
That is a tough break for me.
Bu benim için kötü şans.
Tough break.
Kötü talih.
Tough break, kid.
Ne talihsizlik evlat.
Tough break.
Şansın yaver gitmedi.
- Tough break, Rock.
- Aslansın, Rock.
Tough break.
Çetin cevizdi.
Tough break for Pulovski.
Pulovski için zor günler.
Wow, that's a tough break.
Vay, bu talihsiz bir kaza.
Tough break.
Tough break.
Tough break.
Bu ismi çok mu aradınız?
Oh, boy, what a tough break, huh?
Büyük şanssızlık.
- Tough break.
- Cesur fren.
That's a tough break.
Bu gerçekten çok kötü oldu.
Tough break, buddy.
Zor bir durum, arkadaşım.
It's tough to break through
Her an saldırabilirler
It's a tough habit to break.
Bu alışkanlıktan kurtulmak çok zor.
break 448
breaks 18
breakfast 470
breaking 79
breaker 206
breakdown 19
breakthrough 24
breakers 22
breakup 20
break it down 100
breaks 18
breakfast 470
breaking 79
breaker 206
breakdown 19
breakthrough 24
breakers 22
breakup 20
break it down 100
breakfast at tiffany's 17
breakfast of champions 39
break a leg 224
breakfast is ready 50
break time 22
breakfast is served 22
breakfast in bed 22
break the glass 17
breaking and entering 94
breaking news 86
breakfast of champions 39
break a leg 224
breakfast is ready 50
break time 22
breakfast is served 22
breakfast in bed 22
break the glass 17
breaking and entering 94
breaking news 86
breaking up 27
break it up 458
break up 38
break it off 17
break it 101
breaks my heart 16
break's over 48
break off 25
break time's over 17
break it up 458
break up 38
break it off 17
break it 101
breaks my heart 16
break's over 48
break off 25
break time's over 17