Tuck and roll traduction Turc
38 traduction parallèle
Tuck and roll.
Sallan yuvarlan.
Tuck and roll.
Yuvarlan.
French tuck and roll on the inside.
- Fransız tipi üstü açık.
Aimed directly at the flypaper are Tuck and Roll, the pill bug cannonballs!
Tuck ve Roll direkt olarak kağıda nişanlanacaklar, ve işte onlar!
Tuck and roll.
Eğil ve yuvarlan.
Unless she's willing to jump off a moving train, tuck and roll down the side of a hill, she will eventually succumb to the acquired taste that is ward Wolowitz.
Trenden atlayıp, katlanıp yuvarlanmayı göze almadığı sürece eninde sonunda, Howard Wolowitz'in sonradan zevk alınan tadına bakacak.
My money's on tuck and roll.
Benim param da katlı ve yuvarlanmış durumda.
You know, if you had taught your kid How to tuck and roll on impact, We wouldn't even be having this conversation!
Hem kızına, darbe almadan nasıl düşeceğini öğretseydin bu konuşmayı hiç yapmazdık!
Tuck and roll.
Katlan ve yuvarlan.
Tuck and roll?
Katlan ve yuvarlan?
Tuck and roll.
Polisin hayatı işte.
Remember, if for some reason you don't reach the ocean, just tuck and roll.
Unutma, olur da Okyanusa erişemezsen, kıvrıl ve yuvarlan.
Tuck and roll.
Atla ve yuvarlan.
Tuck and roll.
Gir ve yuvarlan. *
Yes, of course, and I'm a professional, so I will tuck and roll.
Elbette öyle. Profesyonel olduğumdan sıkışıp yuvarlanacağım.
Oh, you're gonna tuck and roll through a 50-foot drop?
Yirmi metre sıkışıp yuvarlanacak mısın?
Tuck and roll!
KıvrıI ve yuvarlan.
Theo, tuck and roll!
Theo, kıvrıI ve yuvarlan!
I don't tuck and roll.
Ben kıvrıIıp yuvarlanmam.
Tuck and roll, Theo!
KıvrıI ve yuvarlan Theo!
Tuck and roll!
KıvrıI ve yuvarlan!
Tuck and roll!
KıvrıIın ve yuvarlanın!
Tuck and roll forward, boys.
- Kolları çevirin beyler.
I won't even come to a complete stop. You can just tuck and roll, all right?
Tam olarak durmayacağım bile.
- Okay. - Keys... Keys to tuck and roll.
Kıvrım ve arabanın anahtarları...
Tuck and roll.
Kıvrıl ve dön.
Just pull over or I'll tuck and roll.
Çekin ya da sıkışayım ve saracağım.
That's bitchin'tuck-and-roll.
Fitilli döşemesi var.
I really love the feel of tuck-and-roll.
Fitilli döşemeyi çok severim.
I just love tuck-and-roll upholstery.
Fitilli döşemelere bayılıyorum.
Jump, tuck, and roll.
Atlayıp ayaklarını çek ve yuvarlan.
OK, one, two, three... tuck and roll!
Diz çök, yuvarlan!
He kept trying to pull more paper up from that little roll under the table and tuck it around my head, but that kept falling off too.
Masanın altından çıkardığı kağıtları kafamın altına sokuşturmaya çalışıyordu ama onlar da düşüyordu.
If I'm not wearing socks, I put it in my shoe, and if I'm wearing flip-flops, roll it up, tuck it behind my ear, where my illustrious hair holds it in place.
Çorap giymezsem ayakkabıma, parmak arası giyersem de rulo yapıp şanlı saçlarımın tutunduğu yere kulağımın arkasına koyuyorum.
and roll sound 20
roller 19
roll 256
rollin 44
rolls 40
rolled 23
rolling 154
rollie 41
rollo 103
rollins 144
roller 19
roll 256
rollin 44
rolls 40
rolled 23
rolling 154
rollie 41
rollo 103
rollins 144
rolling stone 41
roll tide 29
roll the dice 27
roll call 31
roll camera 70
roll over 92
roll up your sleeves 18
roll out 24
roll down the window 18
roll it 51
roll tide 29
roll the dice 27
roll call 31
roll camera 70
roll over 92
roll up your sleeves 18
roll out 24
roll down the window 18
roll it 51