Uncle red traduction Turc
76 traduction parallèle
Only Uncle Red.
- Sadece Red amca geliyor.
Do you know Uncle Red?
Red amcayı tanıyor musun?
Joey, I'd like to talk to your Uncle Red.
Joey, Red amcan ile konuşmak istiyorum.
When was the last time Uncle Red came to see you?
Red amcan seni en son ne zaman görmeye geldi?
It's Uncle Red!
Bu Red dayı!
Uncle Red? Tomorrow, could I play your guitar?
Red Dayı, yarın gitarını çalabilir miyim?
- But I wanted to hear Uncle Red sing!
- Ama Red dayıyı dinlemek istiyordum.
Uncle Red was playing in honkytonks by the time he was my age.
Red dayı benim yaşımdayken müzikhollerde çalıyormuş.
Uncle Red!
Red dayı!
Hurry, Uncle Red!
Çabuk ol Red dayı!
Your Uncle Red wrote this tune they're doing right now.
Şu anda çaldıkları parçayı Red dayın yazdı.
That's exactly the way your old Uncle Red felt after the first time.
Red dayın da ilk seferinde tam olarak aynı şeyleri hissetmişti.
"intertwined destinies" stuff to Uncle Red.
Red dayıya bahsetmezdim.
Uncle Red calls me Hoss.
Red dayı bana Hoss der.
She wanted to go to Nashville with us... and Uncle Red wouldn't let her.
Bizimle Nashville'e gelmek istedi... ve Red dayı buna izin vermedi.
Uncle Red there, he won't take me to Nashville...
Şu Red dayı beni Nashville'e götürmüyor...
Uncle Red, keep your eyes on the road.
Red dayı, gözünü yoldan ayırma.
Uncle Red, I don't think we can risk going any further.
Red dayı, artık daha fazla ilerlemeyi göze alamayız.
- Where's Uncle Red?
- Red dayı nerede?
Uncle Red, wake up.
Red dayı, uyan.
Uncle Red, you're gonna miss the bus.
Red dayı, otobüsü kaçıracaksın.
That's my Uncle Red.
O benim dayım Red.
Uncle Red, there's a man here to see...
Red dayı, bir adam seni görmek istiyor.
But, Uncle Red, the doctor said...
Ama Red dayı, doktor dedi ki...
But it's getting worse, Uncle Red.
Ama öksürüğün kötüleşiyor Red dayı.
He said Uncle Red might die if he don't stop singing and go to a sanitarium.
Şarkı söylemeyi bırakıp sanatoryuma yatmazsa, ölür dedi.
It's Uncle Red. TB.
Red dayım verem oldu.
Uncle Red.
Red dayı.
Is Uncle Red still coming to visit?
Red amca gelecek mi?
Mom told dad that Uncle Red's getting a divorce. Another divorce.
Babam, "Red amca yine boşanacak." dedi.
Is it true what you said about Uncle Red?
- Red amca için söylediklerin doğru mu?
Uncle Red changed the regular muffler for a cherry bomb.
- Amcam silindiri çıkardı, kiraz atan top koydu.
Uncle Red?
- Red amca...
Now, you're not lying, Uncle Red.
Aynen öyle Red amca.
Thanks a million, Uncle Red.
- Sağ ol amca.
Thanks a lot, Uncle Red.
Sağ ol Red amca.
Uncle Red, it's me, Marty. I saw the werewolf last night.
Red amca, ben dün gece kurt adamı gördüm.
It wasn't a dream, Uncle Red.
Kabus değildi.
Uncle Red, it was a werewolf.
Kurt adamdı.
Uncle Red, I saw it!
Onu gerçekten gördüm.
Well, Uncle Red won't believe me, and if you don't help me...
Amcam bana inanmadı. Eğer yardım etmezsen...
Then on Saturday we told Uncle Red what we'd been up to.
Cumartesi günü olanları Red amcaya anlattık.
Uncle Red!
- Red amca.
You used to believe in him too, Uncle Red.
Sen de Marty'e inanırdın.
The man Uncle Red had gone to see was more than a gunsmith. He was, Uncle Red said,'an old world craftsman'.
Amcamın gittiği adam sadece silah yapan normal biri değil eski bir zanaatkarmış.
And a happy coincidence left us in the sole care of Uncle Red.
İyi ki amcamla beraberdik.
- Sure, Uncle Red.
- Tabii amca.
But later she refused his help And Chen lost contact with her Once she brought the child's picture... and found Uncle Chen
Ama yardım almayı red ettiler ve Chen onları kaybetti daha sonra resmi getirmek için geldiğinde...
Female ghost in white, monster in red all these led us to bring Ruo Yu back and killed by the monster in red and later to let us find out that the monster in red is Uncle Ding
Beyazlı kadın hayalet ve Kırmızılı canavar... Ruo Yu'u bulmamızı sağlayıp, kırmızılı canavar... tarafından öldürülmesi tazgahını kurdular... Sonrada Ding amcayı kırmızılı canavar kılığında... bulmamızı sağlayıp, herşeyi onun üzerine yıkmaya çalıştılar
Told them Red was my uncle and I had to find him.
Red'in dayım olduğunu ve onu bulmam gerektiğini söyledim.
Don't forget to tell Uncle Louie I left the red wine and Parmesan in the fridge.
Tony, Louie Amca'ya söyle dolapta şarap ve peynir var.
redrum 16
redemption 45
redding 22
redhead 44
redstone 24
redmond 32
reddington 178
redi 16
redl 27
redfern 19
redemption 45
redding 22
redhead 44
redstone 24
redmond 32
reddington 178
redi 16
redl 27
redfern 19
red bull 18
red alert 161
red leather 29
red flag 23
red light 87
red hair 75
red velvet 18
red one 26
red dress 23
redacted 16
red alert 161
red leather 29
red flag 23
red light 87
red hair 75
red velvet 18
red one 26
red dress 23
redacted 16
red rover 30
red wine 56
red team 48
redirect 36
red two 16
red forman 16
red or white 48
redheads 18
red john 47
red wine 56
red team 48
redirect 36
red two 16
red forman 16
red or white 48
redheads 18
red john 47