English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ U ] / Uncles

Uncles traduction Turc

628 traduction parallèle
One of my - my uncles died a few weeks ago.
Amcalarımdan - amcam birkaç hafta önce öldü.
I - I've been the worst of all possible uncles.
Korkunç bir amca oldum.
I take it that you haven't any uncles of your own.
Anladığım kadarıyla senin amcan yok.
No uncles, no aunts, no cousins... no brothers, no sisters, no nothing.
Amca yok, teyze yok, kuzen yok, ağabey yok, kız kardeş yok, kimse yok.
Step on a crack, you break your uncles back.
Çatlağa bas, amcanın arkasını kıracaksın
It is true, soon you will be uncles and aunties.
Evet, çocuklar, doğru. İnşallah baharda, hepiniz birer küçük dayı ve teyze olacaksınız.!
Please, Thomas, take the the aunts and uncles with you.
Dayılarla teyzeleri yatağa götürür müsün? - Tamam!
I can see him now, writhing on the floor in agony, like so many of his brothers and cousins and uncles and aunts...
Şimdi, kardeşlerinin, kuzenlerinin, halalarının, amcalarının pek çoğu gibi yerde acılar içinde kıvrandığını görebiliyorum...
Oh, yes, yes, but, eh, these brothers and cousins and uncles...
Evet, evet, ama, eee, bu kardeşler, amcalar, kuzenler ve halalar...
Young Ned... for thee thine uncles and myself... have in our armors watched the winter's night... went all afoot in summer's scalding heat... that thou mightst repossess the crown in peace.
Küçük Ned *, senin için amcaların ve ben zırh kuşanıp nöbet tuttuk kış gecelerinde, yürüdük yazın kavurucu güneşi altında, huzur içinde tacı giyebilesin diye.
I want more uncles here to welcome me.
Keşke burada dayılarım da beni karşılasaydı.
Those uncles which you want... were dangerous.
Keşke burada olsalardı dediğin dayıların aslında tehlikeli insanlardı.
- I fear no uncles dead.
- Ben ölmüş amcalardan korkmam.
And do you have faith in the memories of uncles, aunts, cousins?
Amca, teyze, kuzen... bu insanların hafızalarına ne kadar güvenebilirsin?
And God willing, you all are going to be... little uncles and aunts in the springtime! - Hurray!
İnşallah baharda, hepiniz birer küçük dayı ve teyze olacaksınız.!
Please take the uncles and aunts to bed.
Dayılarla teyzeleri yatağa götürür müsün?
What about all those aunts and uncles?
Hep sözünü ettiğin, şu amca ve teyzeler ne oluyor?
Uncles?
Amcalar mı?
Your uncles will all be here tomorrow.
Amcalarin yarin da burada olacak.
Father and two uncles work for the government mother plays the harp, grandfather was a missionary in French Equatorial Africa, and there hasn't been a scandal in the family since 1822.
Babası ve amcası hükümette çalışmış. Annesi harp çalıyor. Büyükbabası..... Fransız Ekvator Afrika'sında bir misyonermiş.
As Roy's uncles, a few tears certainly wouldn't be out of place.
Roy'un amcaları olarak, kesinlikle birkaç gözyaşı olacaktır.
Mel, please, I've had my fill of Dutch uncles.
Mel, lütfen, sert babadan yeterince laf işittim.
First his pa, then his uncles, his brothers.
Önce babası gitti, sonra amcaları, sonra ağabeyleri.
Mothers, fathers, uncles, aunts, sisters.
Anneler, babalar, amcalar, teyzeler, halalar.
My uncles.
Amcalarım.
Even my uncles from Holstein are part of the family.
Hatta amcam İmparatorluğun bir parçasıdır.
So will not the world, uncles, aunts, grandparents...
- Hayır, gerçekten! Hep büyükbabalar, büyükanneler, amcalar, teyzeler ve başkaları geliyor!
Aunts, uncles, and wherever you go, it's presents, handouts.
Teyzeler amcalar. Nereye giderseniz gidin, hediyeler, armağanlar.
Tha's got more uncles than any other kid.
Senin bütün çocuklardan çok dayın varmış.
- My uncles and my grandmother.
- Amcalarım ve büyük annem.
Micol, your uncles are here.
Micol, amcaların burada.
Listen... our uncles are dining and sleeping here.
Dinle amcamlar yemeğe ve yatıya kalıyorlar.
- To Venice, with her uncles.
- Venedik'e. Amcalarıyla.
This afternoon, with my uncles.
Bu öğleden sonra, amcamlarla.
That's my father on the right, Paul Fratellini, the other two are my uncles, Albert and François.
Sağdaki babam Paul Fratellini diğer ikisi amcalarım Albert ve François.
- Yes. On your father's side, were there other aunts and uncles?
Peki babanız tarafından başka halalar, enişteler var mı?
My uncles had a house in Recanati... not far away.
Recanati'de uzak değil. Amcamın ve bizim evimiz vardı.
"Without aunts, uncles, cousins or nieces"
"Teyze yok, amca yok, kuzenler, yeğenler yok."
It keeps me awake at night. My aunts, uncles, my cousins from all over Europe the kisses, the hand-shakes, congratulations. And embraces.
Amcalarım, halalarım, Avrupa'nın her tarafından kuzenlerim öpücükler, tokalaşmalar, dilekler sarılmalar...
Well, aunties and uncles, let's begin eating.
Pekala, teyzeler ve amcalar, yemeğe başlamadan.
I think he was once somebody's baby boy... and he had a mother and a father who loved him... and now there he is... half dead on a park bench... and where are his mother or his father... all his uncles now?
O bir zamanlar birisinin bebeğiydi... ve onu seven bir anne babası vardı... ve şimdi tam orada... parkta bir bankta yarı ölü halde... ve annesi, babası nerede... bütün amcaları?
I think he was once somebody's baby boy... and he had a mother and a father... who loved him... and now there he is... half dead on a park bench... and where are his mother or his father... all his uncles now?
Hep düşünürüm ki o da bir zamalar birisinin bebeğiydi. ve onun seven bir annesi... bir babası vardı... ve şimdi burada... yarı ölü halde bankın üzerinde... annesi ve babası nerede... ve bütün amcaları nerede şimdi?
And now there he is, half dead on a park bench... and where are his mother or his father... all his uncles now?
Ve şimdi burda, parkta bir bankta, yarı ölü halde... annesi ve babası nerededir acaba? ... bütün amcaları?
And where are his mother or his father... all his uncles now?
Ve annesi babası nerede acaba? ... bütün amcaları da?
I liked my doll uncles, though... they were so polite
Peluş dayılarıma bayılırdım gerçi.
I-I looked around and from listening to my uncles and a lot of my relations... they had been in the Marine Corps...
Etrafıma baktım ve amcalarımı ve dostlarımı dinledim. Hepsi Deniz Piyadeler Sınıfı'nda bulunmuşlardı ve bana hep şöyle diyorlardı :
They are both my uncles.
İkisi de amcam.
From there, I shall decide which of my three uncles is the safest touch
Orada hangi amcamın en güvenilir olduğuna karar vereceğim...
ALL THOSE AUNTS AND UNCLES SPRAWLING AROUND, TOO FULL TO MOVE
Haydi başlayalım.
Couple of aunts and uncles is all.
İki teyzem ve amcamlar, hepsi bu.
What did you do at your uncles wedding?
- Nasıl...? Amcanın düğününde ne yaptın?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]