Under the sink traduction Turc
257 traduction parallèle
Check behind that stove, get under the sink there.
Şu sobanın arkasına bak, şuradaki lavabonun altını araştırın.
They found that case of perfume under the sink in Poldi's tenement.
Poldi'nin evinde musluğun altında bir çanta parfüm buldular. Gümrüksüz.
Under the sink?
Ya da lavabonun?
Get me a pot under the sink, will you?
Lavabonun altından bir tencere versene.
There's a sort of bundle under the sink here.
Burada bohça gibi bir şey var.
What's that, Mrs. Christie, under the sink? Do you know?
Bu nedir Bayan Christie, bir fikriniz var mı?
There's plenty under the sink.
Lavabonun altında bir sürü deterjan var.
In the kitchen, under the sink.
Mutfakta, lavabonun altında.
They're under the sink.
Lavabonun altındalar.
Sam, I will think of you every time I see something scurry under the sink.
Sam, her lavabonun altına kaçan bir şey gördüğümde aklıma hep sen geleceksin.
I found it in the bottle under the sink.
Lavabonun altındaki şişede buldum.
There's some furniture polish under the sink.
Lavabonun altında biraz mobilya cilası olacaktı.
Under the sink, beside you.
Lavabonun altında, senin yanında.
under the sink.
Lavabonun altında.
That was for eating bleach under the sink.
O dayak da çamaşırsuyu içtiğim içindi.
it's hidden under the sink.
Lavabonun altında gizli.
- The bucket's under the sink.
- Lavabonun altında bir kova var.
Vim under the sink.
Bataklığın altındaki enerji.
Isn't that a rattlesnake under the sink?
Lavabonun altındaki çıngıraklı yılan değil mi?
The first items are under the sink.
İlk parçalar lavabonun altında.
There's two more bottles under the sink.
Lavabonun altında iki şişe daha var.
In the cupboard under the sink.
Dediğin olsun. Mutfak dolabında olacaktı.
Under the sink.
Tezgahın altında.
The toilet brush is under the sink.
Tuvalet fırçası lavabonun altında.
Mike made me sleep under the sink.
Mike beni küvetin içinde yatırıyordu.
First item's under the sink.
Birinci parça lavabonun altında.
If there's a flood, call the super... and there's an extinguisher under the sink in case of a fire.
Evi su basarsa falan yöneticiye haber ver. Ve yangın ihtimaline karşı da lavobonun altında yangın söndürücü var.
That would lead me to believe that under the sink, you got cleaners?
- Deterjan vardır bir yerlerde.
Oh, yes, the stuff. I put it in the cabinet under the sink.
- Evet, ürünün lavabonun altındaki..
It's under the sink in the bathroom.
Banyoda lavabonun altında.
Under the sink.
Lavabonun altına bak.
And she ended up having sex with him under the sink.
Sonunda onunla lavabonun altında sevişmişler.
Your best friend had sex under the sink?
Yani bu lavabonun altında sevişen arkadaşın mı?
There is a glass under the sink.
Lavabonun altındaki bardağı al.
Toni keeps them in the bathroom cabinet just under the sink.
Toni onları lavabonun tam altındaki banyo dolabında tutuyor.
He's got room for all that water in that fridge, and I have to keep my can of spray cheese under the sink.
Evet. Onun sekiz farklı maden suyu için yeri var, bense peynirimi lavabonun altında saklamak zorundayım.
Found under the sink.
Lavabonun altındaydı.
I got a bottle of whiskey under the sink.
Lavabonun altında bir şişe viskim var.
Cleaning products are under the sink.
Temizlik malzemeleri lavabonun altında.
In the guys'apartment, under the sink.
Çocukların dairesinde lavabonun altında.
And your mother seems to prefer that I go through life like a fucking prisoner... while she keeps my dick in a Mason jar under the sink.
Ve annen de, penisimi lavobonun altında bir kavanozda saklarken... mahkum gibi bir hayatı tercih edeceğimi sanıyor.
Pans are under the sink.
Tavalar tezgahın altında.
We'll never sink under the weight of fish we been catching.
Gemimiz aynı seviyede yüzüyor, çünkü hiç balık yakalayamadık.
I got it parked under the kitchen sink.
Lavabonun altına park ettim.
Rain and snow... become groundwater and sink in under the ground.
Kar ve yağmur... yeraltı suyu olur ve toprak altındadır.
The charcoal's under the kitchen sink.
Kömür mutfak lavabosunun altında.
Except I have to wear something under the.... cause that's on the right side of the sink.
yoksa altına birşey giymek zorundayım.... o yüzden lavabonun sağında.
Andy, go get me the first-aid kit under the kitchen sink really fast.
Hemen bana mutfak lavabosunun altından ilk yardım çantasını getir.
- Under the sink.
- Evet Lavabonun altında.
Under the sink, man.
Oraya atma dostum.
" The Pentagon says the United States is ready to sink every communist bloc ship headed for Cuba which refuses to stop and be searched under the blockade.
" Pentagon Birleşik Devletlerin abluka kapsamında Küba'ya gitmekte olan ve durup aranmayı reddeden tüm Komünist Blok ülkelerin gemilerini batırmaya hazır olduğunu ifade ediyor.
under the bridge 22
under the radar 23
under the bed 63
under the sea 16
under the table 51
under the law 32
under the circumstances 224
under the 16
under these circumstances 26
under the right circumstances 16
under the radar 23
under the bed 63
under the sea 16
under the table 51
under the law 32
under the circumstances 224
under the 16
under these circumstances 26
under the right circumstances 16
sink 48
sink back into the ocean 79
sink back into the o 23
under 290
understand 2529
underground 88
underwear 81
understanding 63
undercover 116
underwater 36
sink back into the ocean 79
sink back into the o 23
under 290
understand 2529
underground 88
underwear 81
understanding 63
undercover 116
underwater 36
underneath 75
understood 2547
underpants 29
underwood 165
understandable 121
understand me 81
understand this 55
understand what i'm saying 17
understand what 84
under pressure 26
understood 2547
underpants 29
underwood 165
understandable 121
understand me 81
understand this 55
understand what i'm saying 17
understand what 84
under pressure 26