English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ W ] / Waiting for

Waiting for traduction Turc

34,468 traduction parallèle
Mr Khoury is waiting for you.
- Bay Khoury sizi bekliyor.
Kev, Svetlana's up there waiting for us.
Kev, Svetlana üst katta bizi bekliyor.
I'm waiting for you.
Sizi bekliyorum.
What are they waiting for?
- Ne için bekliyorlar?
We've been waiting for you. Uh-huh.
Seni bekliyorduk.
What are you waiting for!
Neyi bekliyorsunuz!
My mother is waiting for me.
Annem beni bekliyor.
My mom is waiting for me.
Annem beni bekliyor.
I was waiting for you to call.
- Aramanı bekliyordum.
I haven't flown half way across the world so I can sit waiting for you in a hotel room.
Dünyanın yarısını seni tekrar otelde oturup beklemek için uçmadım.
She's not supposed to be held prisoner, while her groom is waiting for her.
Damat gelini bekliyorken, gelinin mahkum edilmemesi gerekir.
We're waiting for the police.
Polisi bekleyeceğiz.
Come on, what you waiting for?
Geçsene, neyi bekliyorsun?
You waiting for something special or what?
Özel bir şeyler mi bekliyorsun yoksa?
They'll be waiting for you.
Senin için bekliyorlar.
I've been waiting for a chance to go back and get him.
O zamandan beri geri dönüp onu kurtarma şansını kolladım.
If the Seers predict we're gonna do that, they'll be there waiting for us.
Eğer Kahinler bunu yapacağımızı tahmin ederlerse orada bizi bekliyor olacaklardır.
If the Seers think we're going back for Six and Three, they'll be there waiting for us.
Eğer Kahinler Altı ve Üç için geri döndüğümüzü düşünüyorlarsa orada bizi bekliyor olacaklardır.
Waiting for me at the front door.
Kapının önünde beni beklermiş.
It's like it's... waiting for us.
Şey gibi, sanki bizi bekliyor gibi.
I was waiting for a prostitute.
Bir fahişe bekliyordum.
I'm sort of waiting for driverless to go mainstream.
Şoförsüz araçların yaygınlaşmasını bekliyorum diyebiliriz.
Welcome, Mr. Savastano, we've been waiting for you.
Hoş geldiniz, Bay Savastano, sizi bekliyorduk.
We are waiting for the train.
Treni bekliyoruz.
Haryana Bus Depot is six kilometers ahead of ISBT, our snipers will be waiting for him there.
Haryana Otobüs Durağı ISBT'den 6 kilometre önce... keskin nişancılarımız onu orada bekliyorlar.
What are we waiting for?
Neyi bekliyoruz?
- They're all waiting for us, boss.
- Hepsi bizi bekliyor patron.
They were waiting for your husband to turn himself in, and he never did.
Kocanızın teslim olmasını bekliyorlardı. Ama yapmadı.
Everyone's still waiting for the new delegation from the League of Autonomous Worlds to make an appearance.
Herkes hala, Özerk Dünyalar Birliği'nden gelen yeni heyetin gözükmesini bekliyor.
I've been waiting for this moment a long time, Lieutenant Kal Varrick.
Uzun zamandır bu anı bekliyordum Teğmen Kal Varrick.
What are we waiting for, huh?
Neyi bekliyoruz, hadi ama?
Jesus H, I been waiting for this shrimp all day.
Aman ya rabbim, sabahtan beri bu karidesleri bekliyorum.
What the hell are you waiting for?
Neden bekliyorsun?
The Crown Prince is waiting for us.
Veliaht Prens bizi bekliyor.
Davies will just send another plane, or have men waiting for us when we land.
Davies, başka bir uçak yollar ya da indiğimizde bizi karşılıyor olur.
Well, what are you waiting for?
Hadi neyi bekliyorsun?
We're all waiting for you to wake up so we can celebrate with you.
- Hepimiz uyanmanı ve beraber kutlama yapmayı bekliyoruz.
I've been waiting for a year.
Bir yıldır bekliyorum.
We're waiting for you.
Seni bekliyoruz.
What are we waiting for?
- Ne bekliyoruz?
What are we waiting for?
Ne bekliyoruz?
We are not waiting for anything.
Biz bir şey beklemiyoruz.
What are you waiting for?
Ne bekliyorlar?
And waiting for you to tear me a new one.
Bir de senin acımasız eleştirilerini bekliyorum.
Somebody was in here looking for you today, waiting when I opened.
Seni sordu.
Go on, she's been waiting all night for you.
Haydi, tüm gece seni bekledi.
I was waiting too.. ... for Amar to be found.
Ben de Amar'ın bulunmasını bekliyordum.
- So, we'll be waiting here for another half hour.
Yani, burada yarım saat daha bekleyeceğiz.
I have been waiting one year for this day to come.
Bugünün düşüncesiyle bir senedir bekliyordum.
Thanks for waiting.
Beklediğiniz için teşekkürler.
She shouldn't be waiting tables, putting all of her dreams on hold for mine.
Masaları beklemesine gerek yok hayallerini benimkilerle perdelemesine de gerek yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]