Want to hear it traduction Turc
2,663 traduction parallèle
I just want to hear it from you, man to man...
Sadece senden duymak istiyorum. Erkek erkeğe konuşalım.
You want to hear it?
Duymak ister misin?
Do you want to hear it?
Duymak ister misin?
Doesn't mean I want to hear it.
- Ben duymak istemiyorum ama.
I just want to hear it from you.
Ben senden duymak istiyorum.
Department Head Cha Ji Heon... I don't want to hear it.
- Müdür Cha Ji Heon...
I want to hear it for myself.
Şahsen duymak istiyorum.
- We want to hear it.
- Duymak istiyoruz.
I don't want to hear it again.
Bir daha bu konuyu duymak istemiyorum.
I do not want to hear it. It's in again with low waist.
Başlama sakın
I don't want to hear it.
Seni duymak bile istemiyorum.
I don't want to hear it.
Bunu duymak istemiyorum.
- I want to hear it!
- Duymak istiyorum!
I want to hear it.
Bunu dinlemek istiyorum.
I couldn't hear. You do want to hear it, or you don't?
Tüm paralar ilgi çekicidir, yavrucuğum.
You know what? I don't want to hear it, okay?
Artık seni duymak istemiyorum, tamam mı?
Want to hear it on?
Sesini duymak ister misin?
I don't care and I don't want to hear it.
- Umurumda değil, duymak istemiyorum.
- Want to hear it?
- Duymak ister misin?
If you have a voice, we want to hear it.
Sesiniz varsa duymak istiyoruz.
- I want to hear it.
- Duymak istiyorum.
about blowjobs, if you want to hear it.
Oral seks hakkında teorim var, eğer duymak istiyorsan.
Okay, I don't want to hear it.
Tamam, bunu duymak istemiyorum.
I want to do a couple more, and then I want to hear it doubled, okay?
Birkaç kayıt daha yapıp sonrasında armonide katlanmış şekilde duymak istiyorum.
Just save it. I don't want to hear it right now.
Bak bilmeni isterim ki kötü hissediyorum
I'll tell you what I know, but you won't want to hear it. My client didn't even know the victim.
Sana bilmek istediklerini söyleyeceğim ama bunlar hoşuna gitmeyebilir.
Yep, it's no fun being a parent when you gotta tell your kid something they don't want to hear...
Çocuğuna duymak istemediği birşey söylemek zorunda olduğunda ebeveyn olmak hiç de eğlenceli değildir.
Now it's harder for you because of the curse. To hear the voice inside of you. To be who you want to be.
Lanet yüzünden, içindeki sesi duyabilmek ve olmak istediğin kişi olabilmek senin için daha da zor.
I really don't want to hear about it, - so just- - - You're more comfortable listening.
- Yani dinleyeceksin?
Come on, I want to hear you say it.
Hadi, söylediğini duymak istiyorum.
I don't want to hear it.
Duymak istemiyorum.
You want to hear it?
Durmak ister misiniz?
I don't want to hear about it anymore!
Daha fazla duymak istemiyorum.
I don't want to hear about it. I don't want to hear about it.
Duymak istemiyorum.
I don't want to hear about it. Clear?
Böyle bir şey duymak istemiyorum, anlaşıldı mı?
After that, even if you compose one of the greatest symphonies ever written, no one will hear it, because no one will want anything to do with you.
Ondan sonra tarihin en iyi senfonilerinden birini yazsan bile onu kimse duymayacak. Çünkü seninle alakalı şeyleri kimse istemeyecek.
I want you to pull the pin out of the grenade... count to three so I can hear it, then toss it as far as you can.
Pini çek, üçe kadar say ve el bombasını atabildiğin kadar uzağa at.
- Don't tell me! I don't want to hear about it!
Duymak istemiyorum, anladın mı?
I could sit here and tell you I'm sorry, it was a huge misunderstanding, and I'm ready to change, but I don't think you want to hear any of that crap.
Bak, sana üzgün olduğumu, büyük bir yanlış anlaşılma olduğunu ve değişmeye hazır olduğumu söyleyebilirim ama bu saçmalıkları duymak istediğini sanmıyorum.
Come on, I want to hear all about it.
Gel, her şeyi anlat.
Want to hear about it?
Bilmek ister misin?
Y'all want to hear about it?
Nasıl olduğunu dinlemek istermisiniz?
Anyone sees you in a phone box. just say it's a love affair you don't want your mother to hear about.
Seni telefon kulübesinde gören olursa bir ilişkin olduğunu ve annenin bilmesini istemediğini söyle.
I don't want to hear any more about a divorce or think about it.
Boşanmak hakkında hiçbir şey duymak, ya da düşünmek istemiyorum.
It's what makes me a good accountant. If you guys ever want to hear why your police pension has such a low return, give me a call.
Polis emekli maaşının neden bu kadar düşük olduğunu merak ediyorsanız, beni arayın.
Doesn't matter. We want to hear the bike when it's not using the bell.
Önemli değil, zil çalmıyorken de onu duymayı deneyeceğiz.
You want to hear about it?
Bunu duymak ister misiniz?
Do you want to hear me say it?
Söylememi istiyor musun?
Because it's like they tell you what you want to hear basically well, not what you want to hear but...
Çünkü tıpkı tam olarak ne duymak istiyorsanız onu söylüyorlar aslında ne duymak istediğiniz değil ama...
Or I don't ever want to hear about it again.
Ya da bir daha bunu duymak istemiyorum.
Look, tell your people whatever it is they want to hear... and get my deal done.
Bak gidip halkına ne duymak istiyorlarsa söyle ve anlaşmayı hallet.
want to come 83
want to watch 20
want to come along 22
want to go 45
want to try 40
want to join me 22
want to play 45
want to know a secret 16
want to help 19
want to try it 17
want to watch 20
want to come along 22
want to go 45
want to try 40
want to join me 22
want to play 45
want to know a secret 16
want to help 19
want to try it 17
want to see 63
want to dance 56
want to come with me 19
want to join us 18
want to talk about it 40
want to 68
want to come in 32
want to bet 71
want to know why 36
want to sit down 19
want to dance 56
want to come with me 19
want to join us 18
want to talk about it 40
want to 68
want to come in 32
want to bet 71
want to know why 36
want to sit down 19