Wasn't that fun traduction Turc
178 traduction parallèle
So that wasn't you who was seen near the bank before the fun started?
Banka soyulmadan kisa bir süre önce yakininda görülen siz miydiniz
- That was fun, wasn't it? - Was it?
- Eğlenceliydi, değil mi?
- Wasn't that fun?
- Çok güzeldi.
Yes, that was fun, wasn't it?
Evet, eğlenceliydi, değil mi?
Well, that was a bit of fun, wasn't it?
Çok komikti, değil mi?
- Well, that was fun, wasn't it?
- Komikti, değil mi?
A day and a night with that guy wasn't too much fun.
O herifle bir gün bir gece geçirmek çok da eğlenceli değildi.
Wasn't that fun?
Eğlenceli değil miydi?
Well, that was fun, wasn't it?
Eğlenceliydi, değil mi?
Well, that was fun, wasn't it?
Pek eğlenceliydi, değil mi?
I think there was a rule we had to pretend that it wasn't the fun that it was.
Herhalde bunun sırf eğlence olmadığını var saymalıyım.
- Wasn't it supposed to be for fun? - That's right.
- Oyunun eğlenceli olması gerekmiyor muydu?
That was really fun, wasn't it?
Gerçekten eğlenceliydi, değil mi?
That was fun, wasn't it?
Çok eğlenceliydi, değil mi?
Wasn't that fun, huh? Yes. Ooh, cover that.
Eğlenceli değil miydi?
That was fun, wasn't it?
Eğlenceliydi, değil mi?
That was fun, wasn't it?
Bunu neredeyse unutmuştum.
'Wasn't that fun?
AHHHHH! 'Eğlenmiyor musun?
I was insensitive and I didn't listen and I wasn't any fun and that Bob Wiley was.
ve dinlemiyorum, ve eğlenceli değilim, ama Bob Willey öyleymiş...
Not that it wasn't fun for me.
Gerçi eğlenmediğimi söyleyemem.
It wasn't just that, it was fun!
Sadece o değil, eğlenceli de olacaktı!
That wasn't very fun. I ran into the other two.
Diğer ikisiyle şans eseri... karşılaştım.
Not that the barium wasn't fun.
Baryum eğlenceli değildi diyemem.
That was fun, wasn't it?
- Eğlenceliydi, değil mi?
Oh, the movie wasn't that great, butJudy was fun... and it was nice to get out of the house.
Film güzel değildi ama Judy'le çok eğlendik. Dışarı çıkmak da çok iyi geldi.
That wasn't fun for you?
Senin için eğlenceli değil miydi?
Not that it wasn't a certain amount of fun, mind you.
Eğlence için değildi.
Oh, that was fun, wasn't it?
Oh, Çok eğlenceliydi, değil mi?
I didn't know if it was right... but he would tell me that we were having fun... and what we were doing wasn't wrong... because he was my dad.
Yaptığımızın doğru olup olmadığını bilmiyordum. Ama o bize eğlendiğimizi ve yaptığımızın yanlış olmadığını söyledi. Çünkü o benim babamdı.
Wasn't that fun?
Eğlenceli değil mi?
Well, wasn't that a fun eight months?
Tabii siyah olmasaydım.
That night I realized Felice's letter wasn't "just for fun" ... and amusement.
O gece Felice'nin mektubunun sadece "eğlence ve oyalanmak" için olmadığını farkettim.
That was fun, wasn't it?
Eğlenceliydi değil mi?
You notice that her name wasn't Gay or Joy or Fun!
Adı Neşe ya da Keyif değil.
I told him it was over, and... he said, "Fine" he wasn't havin all that much fun anyway.
O da çok fazla eğlenemiyormuş.
That was a fun day, wasn't it?
- Eski günler güzeldi değil mi?
Wasn't that fun, uncle?
Amca, eğlendin mi?
There was no part of that that wasn't fun.
Bu konuşmanın eğlenceli olmayan tek bir anı yoktu.
Well, that was some fun, now, wasn't it, George?
Bu eğlenceliydi değil mi George?
Eh, wasn't that fun?
Eğlenceli değil miydi?
It wasn't exactly fun... but I didn't get that shooting pain in my eye like I usually do.
Tam olarak eğlenceli denemezdi ama genelde gözümün üstüne gelen o can acısını yaşamadım.
Well, boy, wasn't that fun, seeing all those sex scenes with your mother?
Bütün o seks sahnelerini annenle seyretmek eğlenceli değildi, ha evlat?
Wasn't that fun?
Eğlenceli değil iydi?
That wasn't fun.
Hiç komik değildi.
- Good. - Wasn't that fun?
- Eğlenceli değil miydi?
Wasn't that fun, in an awkward sort of way?
Bu, tuhaf bir biçimde komik değil miydi?
- Wasn't that fun.
Eğlenceli değil miydi?
I just want you to know that what you witnessed in there, that wasn't for fun.
Ben sadece içerde tanık olduğun şeyin, zevk için olmadığını bilmeni istiyorum.
Remember when you hated me? That was fun, wasn't it?
- Benden nefret ettiğin günleri hatırlıyor musun?
Well that was a lot of fun, wasn't it, kids?
Ne? Sadece bir öpücük ver, yardım edeyim. Siktir git Cartman!
Well that was a lot of fun, wasn't it, kids?
Çok iyi yaptım değil mi dostlar?