Watch her head traduction Turc
65 traduction parallèle
Watch her head!
Başına dikkat et.
Watch her head.
Başına dikkat et.
Watch her head, too.
Yüzüne de dikkat et.
Watch her head, watch her head.
Başına dikkat et, başına dikkat et.
- Watch her head!
- Kafasına dikkat et!
Be careful. Watch her head.
Kafasına dikkat et.
- Watch her head.
- Başına dikkat et!
Watch her head comin'down. Watch...
Başını yere koyarken dikkatli olun...
Watch her head.
Kafasına dikkat et.
- Watch her head!
Başına dikkat edin!
- Watch her head.
- Kafasına dikkat.
Watch her head Shit. Sorry.
Üzgünüm.
Watch her head.
Kafasına dikkat.
- [nurse] Watch her head.
- Başına dikkat et.
Watch her head, Bobby.
Başına dikkat Bobby.
Watch her head!
- Kafaya dikkat.
You're going... Watch her head.
Kafasına dikkat.
My room. Watch her head.
Kafasını tutun.
Watch her head. Watch her head.
Kafaya dikkat.
Watch her head. Easy, easy.
Başına dikkat edin, yavaş, yavaş.
MAN : Watch her head.
Başına dikkat et.
All right, guys, watch her head.
Pekala, çocuklar, başına dikkat edin.
Pull! Watch her head.
Başına dikkat.
- Aah! - Watch her head on this rock.
- Kafası kayaya çarpmasın.
Watch her head. Watch her head.
Kafasına dikkat.
Watch her head, watch her head.
- Kafasına dikkat, kafasına.
Or just because you're an actress if they cut her head off you stand by and watch?
Yoksa sırf aktris olduğunuz için kafasını kesselerdi orada öyle bakacak mıydınız?
"Four angels round my head - " one to watch and one to pray... and two to bear my soul away. "
Her köşede bir melek, biri gözler, biri dua eder,... diğerleri de ruhumu götürecek. "
Thy husband is thy lord, thy life... thy keeper, thy head, thy sovereign... one that cares for thee... and for thy maintenance commits his body... to painful labor both by sea and land... to watch the night in storms, the day in cold... while thou liest warm at home, secure and safe.
Kocan senin etendin, hayatın, hamindir, Senin başın, senin hükümdarındır, seni kollayan, koruyan kişidir, senin için karada, denizde her türlü eziyete katlanır. Sen sıcak yuvanda, sağIık ve güven içinde, döşeğinde yatarken, Fırtınalı gecede uyumaz, ayazda nöbet tutar.
I'd work for nothing just to watch her hair bounce as she walked... Smell her creamy skin, cradle her head on my shoulder.
Aslında sadece onun ahenkli saçlarını görmek krema kokan tenini koklamak, başını omzuma yatırmak için çalışıyordum.
For Bud I wised up put her head by the foot of the bed so I could watch too.
Peg'in başını yatağın ayakucuna getirmiştim ki izleyebileyim.
Watch your head.
Her yeri arayın. Cansın, arkaya bak! Başınıza dikkat edin.
Any place they'd pay to watch me bust a head.
Kafa koparıp bir de üstüne para alacağım her yere gittim.
I'll head out, find this girl, tell her exactly where you are, and watch as she kills you.
Gideceğim, o kızı bulacağım nerede olduğunuzu söyleyeceğim ve onun sizi öldürüşünü izleyeceğim.
And occasionally... amongst our most immediate needs... each of you should take the time to sit on a bench... with one foot set squarely on the ground... then, leaning over... rest an elbow on one knee... then approach the chin... rest the head on the back of our hand... and with gentle eyes, watch the movement of the sun... and the rains... and the winds... with these same gentle eyes... watch time's mysterious manipulation... of the other tools it skillfully wields... in its transformations... never once questioning its unfathomable... meandering designs... just as you never question the pure flat plains... or the winding trails drawn by the herds on the pasture.
Ara sıra en önemli işleri bir kenara bırakıp her biriniz, ayağınızın biri yere dosdoğru olacak şekilde oturmak için zamanını ayırmalı ardından dirseğinizi dizinizin üzerine koymalı buna ilave olarak elinizi çenenize yaklaştırmalı başınızı ellerinizin tersi üzerine koyarak güneşin ve yağmurun hareketlerini uysal gözlerle seyretmeli ve yağmurlar ve rüzgarlar bu aynı narin gözlerle zamanın kendi dönüşümlerinde diğer araçları ustaca kullandığı gizemli dalavereyi izlemelisin. Sen nasıl ki saf ve düz ovaları ya da çayırdaki sürülerin açtığı kavisli izleri sorgulamıyorsan o da bir kez bile akıl sır ermez dolambaçlı oluşumları sorgulamaz.
Have half my men killed on the walls, then watch Celia Burroughs have her head nailed?
Celia Burroughs'un başparmağını kurtarmak için adamlarımın yarısını surlarda kaybedemem.
Let her watch, noodle-head.
Bırak da izlesin, saksı kafa.
I mean, whatever's coming, I'm taking it head on so if you really want to watch my back then I guess you're gonna have to stick around.
Her ne yaklaşıyorsa da en önden dalacağım. Yani arkamı kollamak istiyorsan fazla uzaklaşmasan iyi olur.
- You're the head of the Tv dpt so I know you can't watch everything.
- Televizyon departmanının başısın. Her şeyi izleyemeyeceğini biliyorum.
We have Shakespeare playing at the Grand, and you'd rather watch a man with a head cold sneeze every 10 seconds.
Büyük Tiyatro'da Shakespeare oyunu var ve sen her on saniyede bir hapşıran bir adamı izlemeyi yeğliyorsun.
Over the next few days, I stake out the station and watch as every morning different groups of children head into town.
Sonraki birkaç gün istasyona demirledim. Her sabah değişik çocuk grupları şehre gittiler.
Watch her head swell to twice its size!
Kafasının şişerek iki kat büyümesini, seyretmediniz.
Every morning for weeks. You know how much porn I have to watch to get that image out of my head?
Haftanın her günü bu görüntüyü unutmak için ne kadar porno izlediğimi biliyor musun?
Just like Robert James, nothing was taken- - not her MP3 player, her watch or her wedding ring. Yeah, usually when somebody sustains a blow to the head like that, the goal is to incapacitate them, to take them down.
Genelde birisi böyle öfkelendiğinde asıl maksat onları yere serip etkisiz hale getirmek olur.
Watch your head. You got to move her.
- Onu götürmelisin.
As I watch her, tons of words whirl through my head.
Onu izlerken, aklımdan bir dünya sözcük geçiyordu.
While Paul chases moths and Jeanette messes around with her lizards I head out for the islands to watch the seals play.
Paul kelebekleri kovalarken ve Jeanette sürüngenleriyle vakit geçirirken ben deniz aslanlarının oyunlarını izlemek için adalara gidiyorum.
It's the military chip they put in her head, it makes her loco, you better watch that.
Kafasına koydukları askeri cip, yüzünden çıldırıyor. Dikkat etsen iyi edersin.
Watch your head.
Her zaman kafeste olmak hoş mu?
A selfish bitch, and nothing proves that more than her deciding to make you watch her blow her fucking head off.
Bencil bir sürtüktü ve hiçbir şey intiharı izlemene ondan öte karar veremezdi.
Convince them to go to Willow Street, or you'll watch her goddamn head under water.
Onları, Willow Caddesine gitmeye ikna et. Aksi takdirde, kızının sualtındaki kahrolası kafasını izlersin.
watch her 60
head 675
heads 381
headquarters 78
headline 24
heading 58
headed 299
headache 92
headphones 22
headstrong 17
head 675
heads 381
headquarters 78
headline 24
heading 58
headed 299
headache 92
headphones 22
headstrong 17
headmaster 111
heads up 574
head of security 36
headed your way 16
head out 16
heading home 29
head to toe 22
heads or tails 61
headlines 18
head up 61
heads up 574
head of security 36
headed your way 16
head out 16
heading home 29
head to toe 22
heads or tails 61
headlines 18
head up 61
head shot 21
head down 98
head back 19
heading south 26
heading north 21
headmistress 58
heading out 31
heads down 44
heading east 20
head trauma 18
head down 98
head back 19
heading south 26
heading north 21
headmistress 58
heading out 31
heads down 44
heading east 20
head trauma 18