We better go traduction Turc
1,195 traduction parallèle
Honey, we better go.
Tatlım, artık gitmeliyiz.
I think we better go and have a look, maurice.
Bir baksan iyi olur Maurice.
We better go back to the camp.
Kampa dönsek iyi olacak.
I think we better go.
Sanırım gitsek iyi olur.
Maybe we better go, huh?
Belkide gitsek iyi olur.
- Maybe we better go call the police.
- Belki de polise gitmeliyiz.
I think we better go to the South... to work for the "Long Hair".
Bence en iyisi güneye gidip... "Uzun Saçlı" yla çalışmak.
We better go.
Gitsek iyi olacak.
Well, then, we better go to my place.
Peki, o zaman benim evime gideriz.
- We better go get Doc Farrell.
- Doktor Farrell'ı çağırsak iyi olur.
I see. Or maybe we better go?
Anlıyorum ama belki de gitsek iyi olmaz mı?
Honey, we got a witch doctor in 806... and you better go in there.
Tatlım, 806 numarada bir büyücümüz var. Hemen oraya gitsen iyi olur.
We'd better go.
Gitsek iyi olur.
It's better if we go for a walk.
Yürüyüş yapsak daha iyi olur.
We'd better fetch the rifles for them We'd better fetch the rifles for them before the 4th Division gets envious and accuses you of favoritism All right you'd better go
tüfekleri alıp... hazırlansak iyi olacak diğer generaller kesin... sizi çok kıskanacaktır tamama, gidelim!
- The farther we go, the better.
- Ne kadar uzak, o kadar iyi.
Come on. We'd better go.
Gitsek iyi olacak.
If that's how you feel after all we've done for you, you better had go.
Yaptıklarımıza rağmen böyle düşünüyorsan gitsen iyi olur!
Brother, you're drunk, we'd better go back
Birader, Sarhoş oldun, hadi dönelim
We'd better go and get your da.
Gidip babanı bulsak iyi olacak.
I think we'd better go and have a look at it.
Zile basmadan önce gördüm. Sanırım oraya gidip baksak iyi olacak.
We'd better go upstairs and test the quality of the material.
Yukarı çıkıp bir kalite kontrol yapalım hadi.
We'd better go.
Artık gitsek iyi olur.
And I think we'd better go... to the Cape this weekend.
Ve sanırım, bu hafta sonunda... burun'a gitsek iyi olacak.
Look, maybe we better all go.
Belki biz de gitsek iyi olur.
Come, the sooner we go, the better. / Yes, it was over too soon.
Gelin, beyler, ne kadar erken o kadar iyi. - Evet, evet, çabucak sona erdi.
We'd better go, they're waiting for us.
Gitsek iyi olacak, bizi bekliyorlar.
- We'd better go back.
- Gitsek iyi olur.
Well, i-i-it's better if we don't go out for a bit.
Bir süre dışarı çıkmasak daha iyi olur.
If they're not back in a minute, we'd better go look for them
Eğer bir dakika içinde dönmezlerse, onlara bakmaya gitsek iyi olacak.
I think we all better go home, huh?
Hepimiz gitsek iyi olur kanımca.
I think before we go around killing people, we had better make damn sure of our evidence.
Bence... insanları öldürrmeye baslamadan önce elimisdekki kanıtlardan emin olmalıyıs.
We'd better go for a walk.
Yürüyelim.
- I think, we'd better go.
- Sanırım, gitsek iyi olur.
You'd feel better if we go out with people and have conversations.
Birileriyle dışarı çıkıp sohbet etsek kendini daha iyi hissedersin.
I think we'de better go home and change.
Sanırım eve gidip üzerimizi değiştirsek iyi olacak.
I say we go where the pickings is better.
Mahsülün bol olduğu bir yere gidelim derim.
We'd better go now, bye.
Gitsek iyi olacak.
The sooner we go, the better.
Ne kadar erken gidersek, o kadar iyi.
Hey, we'd better go look for the Lawsons.
Lawsonları aramaya gitsek iyi olacak.
I think it might be better if we... You know, it's so isolated. If we go there.
Sanırım daha iyi olurdu... yani oraya gitsek.
We'd better go to lunch.
Yemeğe gidelim.
It's all right, but I think we'd better go.
Artık gitsek iyi olur.
You know you wanna go, you know we have to keep school open, and you know I'm a better teacher than you are.
Gitmek istediğini biliyorsun ve okulu da açık tutmak zorundayız. Ve yine biliyorsun, ben senden daha iyi bir öğretmenim.
Oh, I think we'd better go to my room.
Bence odama çıksak daha iyi olur.
- We'd better go find him.
- Onu bulmalıyız. - Bekle.
Here they come, we'd better go.
Geliyorlar, haydi gidelim.
It's better we go look them up tomorrow... after they are exhausted from the banquet.
Onlar bize saldırmadan önce... biz onalara saldırmalıyız
I'd better go tell the colonel we got us another passenger.
Gidip yarbaya bir yolcumuz daha var diyeyim.
We better have it, there's no other place to go.
En akıl kârı yer orası. Başka gidebileceğimiz bir yer yok.
- Maybe it's better if we go the other way.
Affedersin. Belki öbür türlü daha iyi.
we better hurry 33
we better 22
we better get going 46
we better get moving 16
we better get out of here 19
better go 43
good 48980
google 74
good night 12775
good morning 12476
we better 22
we better get going 46
we better get moving 16
we better get out of here 19
better go 43
good 48980
google 74
good night 12775
good morning 12476