English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ W ] / We got an i

We got an i traduction Turc

647 traduction parallèle
I have the death certificate. we got an insurance payment.
ÖIüm belgesini gördüm sigortadan ödememiz yapıIıyor.
I've got an idea how we can stymie that grand jury.
Büyük jüriyi halletmek için bir fikrim var.
I think we've got time for an early lunch.
Erken bir öğle yemeği için zamanımız olduğunu düşünüyorum.
I don't want to scare you, but... we've got an awful fight on our hands.
Sizi korkutmak istemem, ama elimizde çok zorlu bir dava var.
I got an idea we better get on that train, too.
Bence biz trene binsek iyi olur.
I was gonna buy an airplane when we got to civilization.
Uygar dünyaya gittiğimizde bir uçak satın alacaktım.
I bring the best friend I got in the world up here for a drink and we got to sit around waiting a half an hour for a broken down waiter.
En iyi arkadaşımı bir içki içmek için buraya getirdim yarım saattir içi geçmiş bir garson gelsin diye bekliyoruz.
I'd say we've got a half an hour.
Yarım saatimiz kaldı derim.
I'll take an ad in every paper alongside their reviews telling the public we got the greatest show in town, sold out for 10 weeks in advance.
Gazetede köşelerinin hemen yanına reklam verip şehirdeki en iyi gösterinin bu olduğunu 10 hafta sonrasının biletlerinin bile tükendiğini yazdıracağım.
I heard by chance yesterday morning that an old enemy of a certain convict, whose name we needn't mention... - Yes... -.. have got wind of his being in England.
Dün sabah, şans eseri... bir mahkûmun, adı saklı eski düşmanının... soluğu İngiltere'de aldığını duydum.
Yeah? I know if we ever got mixed up in an Othello kind of thing it would be the end.
- Othello türü bir şeye bulaşırsak, biliyorum bu sonumuz olur.
Oh, Daniel, I'm afraid we've got ourselves into an awful fix.
Daniel, korkarım kendimizi kör bir düğümün içine soktuk.
I haven't got an engagement ring yet like George, but we'll announce it at the dinner.
George gibi bir nişan yüzüğü almadım ama yemekte herkese ilan ederiz.
Here we've got an ace in the hole. - I'll have a cup of coffee.
Bir koz.
I'll leave it in your hands to choose an officer and... and have him... We've got to get Tucsos up to Fort Grant right away.
Tucsos'u derhal, Grant kalesine nakletmemiz gerekiyor.
To begin with, if I'm not too beastly inquisitive we have wondered why an attractive chap like you has never got himself a wife.
Başlangıç olarak, çok meraklı biri olduğumu düşünmezsen eğer senin gibi çekici birinin nasıl olur da, bir eşi olmadığını düşünüyorduk.
- Maybe not, but we got our hands on a lot of money and I'm not gonna spend it at the end of a rope.
Belki etmezdi, ama şu an çok paramız var ve bunu bir ipte sallanırken harcayamam.
WELL, WE'VE GOT THAT MUCH SETTLED. I'M AN AM ERICAN.
Madem o konuya girdik, ben Amerikalıyım.
We'll be having twice the fun And you can always count on me... I got an idea.
Aklıma güzel bir fikir geldi.
- I think we got an angle on the reporters.
Konuş, evlat.
I think we've got an eater. What?
- Sanırım bir yiyici var.
I told you, we've got an emergency.
Söyledim ya, acil bir durum var.
I've known other girls in the same situation toss it off with bad jokes like, "I've got a bun in the oven", or "Captain, we've got an extra passenger on board."
Bu güne kadar seninle aynı durum da, "fırında çörek var" ya da "kaptan ekstra bir yolcumuz var" gibi kötü şakalar yapan kızları çok gördüm.
I forgot to mention it. At Ventimiglia, we'll get off. I've got an appointment.
Söylemeyi unuttum, sınıra varınca ben ineceğim.
I got an idea how we can make some money.
Para kazanmak için bir fikrim var.
I see he's an Italian, and we Italians have got to stick together.
Onun İtalyan olduğunu anlıyorum, ve biz İtalyanların birbirlerine sıkı sıkıya bağlı olmaları gerekir.
You remember the day when we were in the vault and I kept saying if somebody got locked in, there'd be no way to get out?
Mahzende bulunduğumuz günü anımsarsın, sürekli, biri burada kilitli kalırsa, dışarı çıkması mümkün değil, deyip durdum.
I'm gonna get the hell out of here, but if something happens, I get jumped, can't come around for a couple days, you might have to rabbit out of here, we'll meet at Yazoo City, you got that?
Şimdi bu lanet yerden gidiyorum. Ama bir şey olursa, anında gelirim. Ancak yine de birkaç gün ortalıkta görünmemem iyi olur.
I mean... I believe you could kill me right now, and if that's what you want to do... then go ahead... but you've got enough heat on you already, and we can help you.
Yani eminim beni şu an öldürebilirsin ve eğer yapmak istediğin buysa o zaman durma ama zaten başın yeterince belada ve biz sana yardım edebiliriz.
Yeah, we never got a chance to kill anyone in the army... so I used to kill the weeds in the garden of an evening instead.
Evet, bizim orduda hiç adam öldürme şansımız olmadı... bu yüzden onun yerine bahçedeki yabani otları öldürmeye alışmıştım.
Boomer, I got an idea. We could make a fortune if we put those girls on the star circuit.
Bu kızlarla bir servet kazanabiliriz.
Boomer, I got an idea. We could make a fortune if we put those girls on the star circuit.
Yıldız turnesine şu kızları koysaydık bir servet yapabilirdik.
We oughta go cos I've got an exam tomorrow.
Hadi, kalk gidelim. Yarın bir sınavım olduğunu biliyorsun.
I mean, look. We got an appointment to see Mr Sline tomorrow.
Demek istedigim, bak.Yarin Mr Sline le bir toplantimiz var.
Baby, I was just thinking, we got an anniversary coming up,
Bebeğim, düşündüm de, yıldönümümüz yaklaşıyor.
That night we left for Cholet where I got an accounting job in a textile firm.
# O gece Cholet'e gitmek için çıktık... #... oradaki bir tekstil firmasında muhasebecilik işi bulmuştum.
I had to get up in the morning, at ten o'clock at night, half an hour before I went to bed, eat a lump of cold poison, work twenty-nine hours a day down mill and pay mill-owner for permission to come to work, and when we got home,
Ben sabahları akşam 10 : 00'da, yatmadan yarım saat önce kalkardım. Bir kalıp soğuk zehir yer, değirmende günde 29 saat çalışır değirmenciye işe gelme izni için para öderdim.
Listen, I know this is exactly what you want to hear now but we've got 26 pages, and I was wondering if you could come over and run some lines with me tonight.
Dinle, su an tam da duymak isteyecegin birsey ama 26 sayfamiz var. Acaba bazi replikleri beraber çalismak için bana gelir misin diyecektim.
I don't wanna toot Grumman's horn but we got an F-14 Tomcat out there that's ready, willing and able to get the job done!
Grumman'ı övmek istemem ama bir F-14 Tomcat hazır ve bu işi bitirmek için bekliyor!
...... he got heart condition and I got rheumatic knees..... then we took a mortgage for this house and now we are in debts up to here!
Onu kalbi rahatsızlandı, benim de ayaklarım romatizma oldu. Sonra kredi ile bu evi aldık ve şu an gırtlağımıza kadar borçtayız.
I got an idea for something else we can go partners on.
Ortak yapabileceğimiz başka bir iş daha buldum.
All right. I don't think we've got more than an hour before Truang and his goons get here.
Tuareg ve yanındaki gerizekalılar buraya gelmeden önce bir saatten fazla vaktimiz olduğunu sanmıyorum.
Now, I got an idea. And here's what we're gonna do.
Şimdi bir fikrim var.
I got to get him downtown for an arraignment hearing as soon as we're through here.
Burda işim biter bitmez merkeze götürüp ifadesini alıcam.
When we go in there, I want you to keep an eye on this baby, and I mean both eyes, you got it?
İçeri girdiğimizde, bu bebeğe çok dikkat etmeni istiyorum, hem de dört gözle, anladın mı?
You guys mind if we make an unscheduled stop? I got something I gotta do.
Programsız bir mola verebilir miyiz?
Melinda an I got to talk on behalf of the show thankyou, an we really appreciate it an we have a fun job from all of us, thankyou so much! wow!
Hadi hep birlikte söyleyelim.
there aint nothin we wont do to make a buck on The O.C on one day I guess the DVD's comin out, the second CD's comin out and the Chrismukkah album is coming out the second soundtrack is really cool, we only got to do 12 songs on the first one
Her an içmeye hazır. Ayrıca dizinin kulübünde satış yaptığımız bir alan var. Burada ürünlerimizi satıyoruz.
We got an audience here, I know we do.
Burada dinleyicilerimiz var, biliyorum var.
We're gonna find out, tommorow morning I've got an appointment with chief medical examiner of sing sing, Doctor Gruber.
- Bunu yarın sabah öğreneceğiz. New York Hapishâne'si başhekimi Doktor Gruber'la randevumuz var.
Now, we've got a plane standing by... but considering the shock that your wife's been through... I don't want to risk moving her.
Şu an, bekleyen bir uçağımız var fakat karınızın geçirdiği şoku göz önünde alırsak onu riske atmak istemiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]