What about that one traduction Turc
685 traduction parallèle
What about that one monkey you told me about?
Peki, bana bahsettiğin o maymun ne oldu?
And what about that one?
Şu gelen hakkında ne düşünüyorsun?
- What about that one?
- Ya şu nasıl?
What about that one?
Ya o adam?
What about that one?
Buna ne diyorsun?
- And what about that one?
- Peki bu? - Ceviz ağacı.
- Your liver does. - What about that one?
- Karaciğerin diyor.
What about that one there?
- Bu nasıl? - Hayır.
What about that one?
Ya şuradaki?
What about that one?
Ya şu?
Then what about that one night?
Ya o akşam ne oldu?
Uncle Owen, what about that one?
Şuna ne dersin amca?
What about that one?
- Peki ya bu?
Never mind that. What about that one over there?
Cümleyi boş ver şimdi.
If we submit that insectlike micro-drone as evidence, we should be able to tell the world about what The Blessed are up to.
Bu böceğe benzer mikro-drone'u delil olarak öne sürersek, dünyaya Kutsalların ne yapmaya çalıştığını anlatabiliriz.
All you have to do is hear about a gardenia, and out of 4 million prints you pick the right one, just like that. What a detective.
Tek yapman gereken gardenyayı işitmek ve şak 4 milyon kayıt arasından doğru olanı seç.
- Well, what I could say about that one.
- Ne desem boş.
What I could tell you about that one would fill a whole book — several books.
Onun hakkında anlatacağım şeyler kitaplara sığmaz - kütüphane kadar.
On the way back, we went over once more... what she was to do at the inquest... if they had one, and about the insurance, when that came up.
Dönerken soruşturma olursa söyleyeceklerinin tekrar üzerinden geçtik ve sigortadan, sıra ona geldiğinde.
This thing that happened tonight - I don't want you to say one word about what happened to anyone, not even your father.
Bu gece olanlar hakkında birşey söylemeni istemiyorum. Hiç kimseye,... hatta babana bile.
- What was that one about?
- Ne hakkındaydı?
That's just the first one, Captain. Now what are you gonna do about it?
Bu daha ilki, Kaptan Bununla ilgili şimdi ne yapacaksın?
What's so different about it here from over there or anyplace you go that one person couldn't live in both places just as easily?
Burası oradan ya da gittiğin herhangi bir yerden ne kadar farklı? Bir insan neden ikisinde de rahatça yaşayamasın?
What about one of those things that bank messengers have?
Banka ulaklarının kullandığı şeye ne dersin?
But what about all the fights after that one?
Ama ya sonraki maçlar?
That one moment up there, I knew what you were talkin'about.
Yukarıdaki bir dakikada bana ne demek istediğini anladım.
Unless I can convince you that what I'm about to tell you is the absolute truth then in one hour from now I shall be dead.
Az sonra anlatacaklarımın... mutlak hakikat olduğuna sizi inandıramazsam... bir saat sonra ölmüş olacağım.
She was, in fact, a case of what is called multiple personality... something that all psychiatrists have read about... and very few have ever seen... certainly not Dr. Thigpen and Dr. Cleckley... of the Medical College of Georgia... who one day were confronted with a woman... who had one personality more than Dr. Jekyll.
Aslında, kadın, "çok kişilikli" denilen bir durumdaydı tüm psikiyatrların okuduğu ama çok azının tanık olduğu bir şeydi. Tabii, bir gün, Dr. Jekyll'den bir karakter fazlasına sahip bu bayanla karşılaşan Georgia Tıp Fakültesi'nden Dr. Thigpen ve Dr. Cleckley hariç.
You know, no one remembers exactly what that last duel was about.
Biliyor musunuz, son düellosunun nedenini kimse hatırlamıyor.
Heyy, what you think about that one?
Heyy, şunun hakkında ne düşünüyorsun?
But you're the only one that can help me. Anyway, I don't know what you're making all the fuss about.
Üstelik, neden ortalığı velveleye verdiğini bilmiyorum.
Well, I don't know too much about my uncle... except what I've read in the newspapers and magazines. - One certainly mustn't judge by that.
Sadece gazetelerden okuduğum kadar biliyorum, ama bununla yargılamamak gerek.
I'm just sorry about one thing. - What's that, dear?
- Biz de Professor Simms'i çağıralım.
That's what I want to talk about! I want to get one thing straight.
Konuşmak istediğim şey buydu Birşeyi tam olarak anlamak istiyorum
What do you think about that one, major?
´ NasıI buldunuz?
Do you know that you've not said one thing about what Bob has done?
- Biliyor musun Bob'un ne yaptığı konusunda tek bir kelime bile etmedin.
What about that bay one? Have you tied him near the mill?
Yoksa değirmenin yanında bağlı birisine mi takıldın?
Marquis, it's about one and a half years ago... that is about 18 months.. What?
Mösyö le Marki, birbuçuk yıl önce yani, 18 ay önce...
- Another one? See what that's about.
Ne olmuş bir bak.
That's what you're doing, all wrapped in gray, sitting proud on that horse, chasing'one damn half-breed and thinkin'about that bastard grant and his Yankees.
İşte buradasın. Atın üzerinde aç ve susuz, kahrolası bir melezi kovalıyorsun. Düşünsene, sen Yankilerle savaşmış birisin.
And I'll tell you what... Good cigar. This is one area that I do know about.
Size bir şey söyleyeyim - güzel puro - bir konu var ki, benim uzmanlık alanım.
I told them that if they didn't believe me, one look at your books and the furnishings of your house... would confirm what I said about your obsessions.
Eğer bana inanmazlarsa kitaplarına ve mobilyalarına bir bakmalarını söyledim. Ki bunlar da senin takıntıların olduğunu fazlasıyla doğrular.
What about that blue one?
Neden şu maviyi bana vermiyorsun? Hayır.
What is the one thing that stands out in your mind about Roman World?
Roma Dünyası'nda aklınızda en çok kalan şey nedir?
It should not exist that one single person makes a decision... about what's good or what's bad.
Yalnızca tek bir kişi neyin neyin kötü olduğuna... karar verememeli.
For Christ's sake, isn't there one of you fucking maniacs... that knows what I'm talking about?
Tanrı aşkına, siz lanet manyaklardan biri bile... -... neden söz ettiğimi anlamıyor mu?
What about that little asshole Herbie, or Al, the one on the day shift?
Peki ya o küçük pislik Herbie ya da gündüz vardiyasındaki Al ne olacak?
Well, Duffy wasn't lying about one thing. What's that?
- Duffy en azından bir konuda yalan demiyormuş.
Because there's no one else within a hundred miles of that desk... who can handle him, and perhaps understand what this is all about.
Çünkü buranın yüz mil çevresinde, senden başka onu anlayabilecek ve... bir ihtimal, olan biteni çözebilecek kimse yok.
What about that blue one?
Ya şu mavili?
What's so damned important about that one crate?
Öteki kasa neden bu kadar önemli?
what about you 4058
what about yours 61
what about your family 70
what about us 295
what about your job 19
what about me 1218
what about it 925
what about your sister 26
what about now 107
what about your wife 48
what about yours 61
what about your family 70
what about us 295
what about your job 19
what about me 1218
what about it 925
what about your sister 26
what about now 107
what about your wife 48
what about 1238
what about your mother 69
what about him 986
what about her 635
what about this one 204
what about your mom 56
what about your son 23
what about your friends 24
what about your 26
what about your daughter 34
what about your mother 69
what about him 986
what about her 635
what about this one 204
what about your mom 56
what about your son 23
what about your friends 24
what about your 26
what about your daughter 34