English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ W ] / What you're saying is

What you're saying is traduction Turc

1,647 traduction parallèle
So, what you're saying is that there is no conceivable
Yani bana dediğin şey, şartların değişmesi hâlinde bile...
What she's saying is that you have a predisposition to be rejected, to not be my equal, that you're reacting to your childhood.
Senin reddedilmeye doğal bir yatkınlığın olduğunu bu yüzden dengim olmamayı seçtiğini söyleyerek seni çocukluğuna döndürüyor.
So, what you're saying is that you let yourself get locked into a kind of...
Yani diyorsun ki kendini bir şekilde kilitledin...
Is that what you're saying?
Söylediğin bu mu?
I mean, if what you're saying is true, I'm sure it's just'cause they want to know that whoever they give the lead role to can handle the pressure and the responsibility.
Yani, söylediklerin doğruysa başrolde seni düşünmelerin sebebi rolü alacak kişinin o baskıya dayanacak ve sorumluluk alacak seviyede olduğunu düşünmeleridir.
Like innocent guys never go down. Is that what you're saying?
Masumlar asla devrilmez mi, dediğin bu mu?
I guess what I'm saying is... you're all free to go.
Sanırım söylemek istediğim... Hepiniz özgürsünüz.
- So you're saying the job is open. - What?
- Yani, pozisyonun açık olduğunu söylüyorsunuz.
It's really nice to have company, but if what you're saying is true, what good does it do me?
Arkadaşlık ediyor olman güzel, ama dediklerin doğruysa, bana ne faydan dokunabilir ki?
I hear what you're saying, but unlike my credit card I'm carrying a very low rate of interest. Peter, this is serious.
Aman Tanrım Peter, Visa borcun 16 bin dolar!
So, what you're saying is that I should just get over it someday?
Yani bir gün bu işin üstüne gitmem gerektiğini mi söylüyorsun?
Is that what you're saying?
Söylemek istediğin bu mu?
Is anything that he's saying matching up to what you're seeing?
Gördüklerinle onun söylediklerinde uyan birşeyler var mı?
What I'm saying is, you know, if we're... If we're gonna be in the synoptic, we're on the southern route...
Tek söylediğim şu aynı yönden gitmek istiyorsak, güney rotasında...
What you're saying is you've got a shooter with a security clearance.
Yani orada güvenlik izni olan bir tetikçi var.
So, what you're saying is that this is a а-la-carte kind of deal. Like a steakhouse?
Öyleyse senin söylemek istediğin, bu bir... menüye göre bir çeşit alışveriş bir "et lokantası" gibi yerde mi?
So, basically, what we're saying here is you'll go to the movies with anybody but me.
Sonuç olarak, sen sinemaya benim haricimde... herkesle gidiyorsun
I'll tell you what, cowboy, you redneck son of a bitch, you need silence to watch naked women, is that what you're saying to me?
Sana ne söyleyeceğim, kovboy, seni aşağılık orospu çocuğu, çıplak karıları izlemek için sessizliğe mi ihtiyacın var, bunu mu diyorsun bana?
I get what you're saying, but there is a little bit of wiggle room on the price.
Demek istediğini anlıyorum, ama fiyatta küçük bir esneklik olabilir.
Is that what you're saying?
Teklifin bu mu?
Is That What You're Saying?
Söylemeye çalıştığın bu mu?
Is that what you're saying?
Bunu mu demek istedin?
Is that what you're saying?
Bunu mu söylüyorsun?
He'll go away. Is that what you're saying?
Gidecek mi, bunu mu diyorsun?
So, what you're saying is that, where there's cattails, there's no other life?
Sukamışının olduğu yerde başka hayat yok mu diyorsun?
So what you're saying Is that you think My daughter Knew her killer.
Kızımın katili tanıdığını söylüyorsunuz.
is that what you're saying?
Bunu mu söylüyorsun?
Okay, so bottom line, what you're saying is even if I'm wearing a condom, there's a chance I could get someone pregnant?
Tamam, tamam, yani özetle prezervatif takmış olsam dahi birini hamile bırakma şansım var diyorsun?
So what you're saying is that by breaking from that format, we're actually limiting our ability to be as successful as those organizations.
Yani şimdi, eğer bu formata bağlı kalmazsak diğer başarılı gruplar gibi olma konusunda yeteneklerimizi kısıtlamış oluyoruz.
What you're saying is that you there is probably more of them down there.
- yani sorun düşündüğümüzden de büyük.
Is what you're saying true?
Hesabın doğru mu?
So, what you're saying is... That the booty, in the box, That I've already said, that I don't want nothing from.
Yani bana söylediğin şu kasadaki hazine ki ben bir şey istemediğimi o zaman söylemiştim bu beni ilgilendirmez mi?
What, you're saying this is an alien attack, Chuck? Yes, sir.
Söylediğin, bunun bir uzaylı saldırısı olduğu mu Chuck?
But what you're saying is, if we wanted to, we could?
İsteseydik geri dönebileceğimiz imi söylüyorsunuz?
Basically, what you're saying is what I do is worthless.
Esasen, boş bir iş yaptığımı söylemeye çalışıyorsun.
So what you're saying is you're sharing a man.
Şimdi sen bir erkeği paylaştığını mı söylüyorsun?
So you don't have enough good Arab guys to follow the bad Arab guys... -... is what you're saying. - That's right.
Yani, söylediğin şey, kötü Arapları izlemek için yeterince iyi Arapın olmaması.
So you're saying that stealing is bad, but what you do, which is lying and beating people and killing them and letting witnesses go'cause you want to fuck'em... that's good?
Yani sence çalmak kötü. Ama, senin yaptığın adam öldürmekiyi çünkü Çünkü bu suçları yok etmek istiyorsun bunda bir sorun yok.
Look here, Poirot, what you're saying is... that nobody would have kept that photo.
Bak, Poirot. Sen, o resmi kimse saklamazdı demek istiyorsun.
That was written down in history, is that what you're saying?
bu tarihe yazılmıştı, bunu mu demek istiyorsun?
So what you're saying is if one of my temperature gauges is off - by even just a little bit- -
Yani dediğinize göre eğer ısı göstergelerimizden bir tanesi azıcık dahi olsa hatalıysa...
I understand what you're saying but I think that 10 procent is the maxim you can expect of that...
Ne demek istediğini anladım ama ben % 10'nunu düşünüyorum.
What're you saying. Because my substitute is a brother.
Çünkü benim muadilim, bir'abi'.
What they're saying is you did.
Onlar gördüğünü söylüyor.
- Is that what you're saying? - Uh-huh.
Bu mudur yani?
Is that what you're saying? Um yes.
Evet.
And what you're saying is?
Yani bana dediğin şey...
So what you're saying is if I hear a story about a girl who's been with a guy for 13 years and he finally married her, that's the exception.
Diyorsun ki bir erkekle 13 sene beraber olmuş bir kızla ilgili bir hikaye duyarsam ve kız sonunda onunla evlenirse bu bir istisna olur.
I mean what you're saying and what you're offering is what every girl wants.
Yani söylediğin ve teklif ettiğin şeyler her kızın istediği şeyler.
Because there's really no point in singing a song if you don't understand what it is you're saying.
Çünkü, eğer ne söylediğini anlamıyorsan şarkı söylemenin hiçbir amacı olmaz.
You're saying we're gonna walk and eventually we're gonna get to a spot where the world ends and it's like... What is it?
Diyorsun ki, yürüyeceğiz ve birden Dünya'nın bittiği noktaya geleceğiz, peki ya sonra, ondan sonra?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]