Whatever i did traduction Turc
647 traduction parallèle
Whatever i did... must have happened when i was not conscious of myself.
Her ne yaptıysam, bilincim yerinde olmadığı sırada olmuş olmalı.
Whatever I did, I thought only of you.
Çünkü her ne yaptıysam sizin için yaptım.
Whatever I did, isn't it enough revenge... to contemplate our present situation?
O zamanlar ne dediğimi bilmiyordum. Artık şu ana, bugüne bakmak zorundayız. Bugün demekle ne kastediyorsun?
But whatever I did, I did for you.
Ama ne yaptıysam senin için yaptım.
Whatever I did, I did for your own good.
Ne yaptıysam, senin kendi iyiliğin için yaptım.
Whatever I did, I did it for him.
Ben de ne yaptıysam, onun için yaptım.
I'm sorry for whatever I did.
Ne yaptıysam senden özür diliyorum.
I looked good to him and whatever I did was okay.
Ben ve yaptığım her şey iyiydi.
Whatever I did, I didn't mean any harm.
Ne yaptımsa kötülükten yapmadım.
Oh, I'm really sorry, man. Whatever I did was an accid... I-I-I didn't mean to...
Özür dilerim, ne yaptıysam kazaydı.
Whatever I did was my business, not yours.
Ne yaptığım beni ilgilendirir. Seni değil.
Whatever I did, Cookie, I did for you and Nick.
Her ne yaptıysam, bunu ikiniz için yaptım Cookie.
Whatever I did, I did it so that we could all leave here together.
Her ne yaptımsa, buradan birlikte gidebilmek için yaptım.
Sorry for whatever I did.
Her ne yaptıysam özür dilerim.
I wouldn't be surprised at whatever Pres did.
Pres'in yaptığı hiç bir şey beni şaşırtmaz.
I know he was a good man at whatever he did.
Yaptığı her şeyde iyi biriydi.
Whoever he was, and for whatever reasons he came here, hearing the real love of these people, they put their faith in him just as I did and he didn't fail them.
Kim olursa olsun, ve buraya ne için gelmiş olursa olsun, bu insanların sevgisini kazandı. Ona güvendiler... tıpkı benim de güvendiğim gibi. Ve o da güvenlerini boşa çıkarmadı.
Whatever he said to do, I did.
Ne yapmamı istediyse hepsini yaptım.
I don't know what other people think, but I know that whatever Kaji did, he alone could do.
Başkaları nasıl düşünüyor bilmiyorum. ... ama bana göre o elinden geleni yaptı.
I suppose it doesn't matter to you that she was probably forced to do whatever she did to protect herself.
Herhalde sizin için fark etmez... ama her ne yaptıysa hepsini kendini korumak için yapmaya mecburdu.
I did whatever I could.
Elimden ne geliyorsa yaptım.
You do whatever you want, but I did love you...
İstediğinizi yapabilirsiniz ama sizi sevdim.
Whatever did I give the wife?
Karıma ne verdim?
I did whatever he told me.
Bana ne dediyse onu yaptım.
Now, if I sinned, you just send me a drop or two and I won't do it no more whatever in the hell it was I did.
Şimdi, eğer günah işlediysem, bana sadece bir iki damla gönder ve bir daha yapmayayım yaptığım her neyse.
Now, I don't know what you did, but whatever it was, that's a miracle.
Şimdi, ne yaptığını bilmiyorum, fakat ne olduysa, bir mucize.
Whatever you did with yours, I still have two copies.
Bende iki kopya daha var.
I'd like to apologize right here and now... for whatever it is I did.
Her ne yapmışsam senden şimdi burada özür dilemek istiyorum.
One thing about you, though, whatever I ever did was okay with you and cousin Tom.
Yine de, seninle ve kuzen Tom'la ilgili her ne yaptıysam, iyi oldu bence.
And so I paid back whatever you did for the two of us.
Ve ikimiz için yaptığın her şeyin karşılığını verdim sana.
Boomer, I'm sure you both did whatever you could but now we must get to Starbuck.
Boomer, yapabileceğiniz her şeyi yaptığınızdan eminim. Ama şimdi Starbuck'ı bulmalıyız.
Yuhan, when I was seriously sick, did you say you'll agree with... whatever I do?
Yuhan, ben Çok ağır hasta iken, benim her dediğime... katılacağını söylemedin mi?
I don't know what you did. I don't want to know. Whatever it is, you're not going to get out of it by dragging...
Her ne yaptıysan, buraya gelmen yakanı... gerçeği öğrenmek için geldim.
I don't care if you sold junk or whatever you did.
Uyuşturucu mu sattın, başka bir şey mi yaptın, ilgilenmiyorum.
I'm gonna do to you whatever you did to Zenovich and Carter.
Zenovich ve Carter'a ne yaptıysan aynısını ben sana yapacağım.
Yeah, you told me to paint whatever comes from within, so I did my breakfast.
Evet, içimden ne geliyorsa çizmemi söylediniz, ben de daha yeni kahvaltımı yapmıştım.
I Did Whatever I Had To Do To Get The Bad Guys.
Kötü adamları yakalamak için ne gerekiyorsa yaptım.
So you're saying, if I hadn't done whatever it is that I did...
Belki. Yani senin söylediğin, artık ne yaptıysam, yapmamış olsaydım...
If a court decides that what we did was wrong... then I'll accept whatever punishment they give.
Eğer mahkeme yaptığımızın yanlış olduğu kararına varırsa o zaman ne ceza verirlerse kabul ederim.
And whatever he did to get me this way, I would demand he undo.
Ve beni bu şekle getirmek için her ne yaptıysa tersini yapmasını talep edecektim.
I just did some more of whatever it was I was all messed up on... and it shot me right past into somewheres else.
Yaptığım şeyleri fazlaca elime yüzüme bulaştırdım ve vuruldum ama sıyırıp geçti.
Whatever they did... ... they're smarter than I am.
Her ne yaptılarsa benden daha zekiler.
I did whatever it took to get you off your ass and us on our way to California.
Yaptıklarımı sadece seni bataklıktan çıkarmak için yaptım. Birlikte California'yagidecektik.
Whatever you do, don't think about elephants. Did I intrude?
Ne yaparsan yap, sakın filleri düşünme.
And I'd wait in the truck listening to the radio stations... and he was inside doing whatever it was that he did.
Ben kamyonette radyo dinlerken o içeride ne yapmaya geldiyse onu yapıyordu.
I can tell you... that he did love her, for whatever that's worth.
Sana şunu söyleyebilirim... onu sevdi, bedeli ne olursa olsun.
For a long time, I did whatever I wanted, whenever I wanted.
Uzun zamandan beri istediğim şeyi, istediğim zaman yaptım.
I don't know what you did with my rig but whatever it was, I want you to stop it.
Platformuma ne yaptığını bilmiyorum... ama her ne yaptıysan durdurmanı istiyorum.
Whatever you did, I'm sure that you're sorry, so it's cool now.
Ne yaptıysan üzgün olduğuna eminim, Şimdi önemi yok.
The master would forgive whatever he did, no matter how severe, as long as Ye Tung would say, "I'm sorry."
O ne hata yaparsa yapsın, ne kadar kötü olursa olsun, Özür dilediği sürece, Ustası onu hep affederdi.
I know whatever he did, he did because he had to.
Ne yaptığını biliyorum, yaptı çünkü zorunda idi.
whatever it takes 474
whatever it is 1472
whatever i do 39
whatever it's called 22
whatever it was 308
whatever it took 16
whatever it may be 21
whatever it costs 21
whatever i want 34
whatever i say 27
whatever it is 1472
whatever i do 39
whatever it's called 22
whatever it was 308
whatever it took 16
whatever it may be 21
whatever it costs 21
whatever i want 34
whatever i say 27
whatever i can do to help 28
whatever i can do 19
whatever is going on 17
i did 11059
i didn't 6296
i didn't ask 203
i didn't mean to 734
i didn't mean to upset you 69
i didn't mean to offend you 51
i didn't want to bother you 42
whatever i can do 19
whatever is going on 17
i did 11059
i didn't 6296
i didn't ask 203
i didn't mean to 734
i didn't mean to upset you 69
i didn't mean to offend you 51
i didn't want to bother you 42
i didn't hear you 152
i didn't see you 162
i didn't realize 188
i didn't want to wake you 60
i didn't do it on purpose 65
i didn't mean to hurt you 93
i didn't know 1538
i didn't do it 744
i didn't mean 401
i didn't do anything 1161
i didn't see you 162
i didn't realize 188
i didn't want to wake you 60
i didn't do it on purpose 65
i didn't mean to hurt you 93
i didn't know 1538
i didn't do it 744
i didn't mean 401
i didn't do anything 1161