English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ W ] / Whatever you got

Whatever you got traduction Turc

1,170 traduction parallèle
No, it's the inner light... and with it, we can defeat whatever you got.
Hayır, bu iç-ışık... ve bunun sayesinde, seni alt edebiliriz.
And whatever you got in the hole.
Ayrıca o delikte her ne varsa.
- Whatever you got.
Evet, nasıl olursa.
Whatever you got.
Yara bantı gerekli.
Whatever you got, keep it topical.
Olduğu kadarıyla lokal yap..
Do whatever you got to do to make sure that you safe in there.
İçeride güvenliğin için ne gerekiyorsa yap.
WHATEVER YOU GOT ME, IF IT CAME FROM YOUR HEART, I WOULD LOVE IT AND CHERISH IT FOREVER.
Eğer bana kalbinden gelerek birşey alsaydın onu sever ve ona sonsuza dek değer verird.m
Whatever you got, I don't care.
Elinizde ne varsa, fark etmez.
Whatever you got!
Siz öyle diyorsanız.
Hey, whatever you got on tap, man.
Fıçı bira olarak ne varsa.
- Whatever you got.
- Ne varsa.
- Whatever you got.
- Ne kadarın varsa.
But I'll tell you something, if it's got anything... anything at all... I will do whatever I can to push it... to shove it, to move it out... because I cannot live this way, Jake, a day longer... a moment longer than I absolutely have to.
Ama sana bir şey söyleyeyim, eğer herhangi bir şey varsa bunun peşinden gitmek başkalarına göstermek, yayınlamak için elimden ne gelirse yaparım çünkü bu şekilde bir gün daha yaşayamam Jake bir an bile, o zaman kesinlikle bunu yaparım.
We don't have much time, Hunt, whatever you've got to say, say it now.
Fazla vaktimiz yok Hunt, ne söyleyeceksen şimdi söyle.
Show us whatever you've got. Show us.
Hadi mesajı gösterin.
Whatever you want from Nick, you got the wrong guy.
Ben o değilim. Nick'ten her ne istiyorsun bilmiyorum ama ben o değilim.
- We got anything you want. Whatever you want, you can have.
- Ne isterseniz var İstediğiniz her şeyi alabilirsiniz.
Maybe you got things you have to talk to her about or some... ... problems, whatever.
Belki de ona anlatmak isteyeceğin bazı problemler vardır, ya da başka şeyler.
If you get mixed up in whatever your brother was into... ... you got a good chance of winding up exactly the same as he did.
Kardeşinin bulaştığı iş her ne ise, daha fazla kurcalayacak olursan büyük bir ihtimalle sonun onunla aynı olacak.
Now, listen, before you do whatever crazy stunt you've got planned, I want you to open mine first.
Her ne çılgınlık planladıysan onu yapmadan önce benimkini açmanı istiyorum.
If such a man, or thing, or whatever it is... has chosen you, then you've got to fight it.
Eğer böyle bir adam veya bir şey seni seçmişse sen de onunla savaşmalısın.
# You've got to take whatever road's at your feet
Önüne hangi yol çıkarsa o yola girmelisin
# You've got to make whatever progress you can
İlerleyebildiğin kadar ilerlemelisin
I mean, if that law came into place or whatever, and you wanted to get your niece a gun for Christmas, her brother would be jealous if you ain't got him one as well.
Yani, eğer bu kanun uygulanırsa, Yılbaşı için güzel bir silah alır mıydınız? , kardeşine de bitane almazsanız o da kıskanır.
Now, whatever happens in this case, you've got to believe in yourself.
Davanın sonucu ne olursa olsun kendine inanmalısın.
Well, maybe it's got something to do with whatever he's hiding from you.
Peki, belki de senden sakladığı şeyle ilgilidir...
Just give me whatever power you got.
Sadece bana elinizde ne güç kaldıysa verin.
I'll take whatever you got.
Ne varsa kabul ederim.
Whatever button he pushed got you going.
Her zaman seni desteklediği için.
And to top it off, you got that feather or whatever down by your crotch.
Günün 24 saati bir gül. Bir de kasığına o tüyü yaptırdın.
And whatever else you've got in mind he might be all right at that, too.
ve kafanda ne varsa onlardada iyi olacaktır.
You go do whatever it is you got to do in Twin Falls or wherever.
Twin Falls'ta ya da neredeyse git istediğini yap.
Don't worry, whatever mess you've got inside, it's not my business.
İçindeki eşyalarınızla ilgilenmiyorum.
You got the opportunity to become whatever the hell you want to become, fool.
İstediğin şeyi olma imkanın var. Pilot olabilirsin.
Now I'm the head barman, which means that I get to do whatever I like to do, and you get to do whatever I tell you to, so you can forget what those people told you upstairs, you haven't got a week to get used to it,
Ben baş barmenim, size söylediğim her şeyi yapmak zorundasınız. Üsttekilerin sana söylediklerini unut. Bir hafta içinde ya bana uyacaksın ya da unut bu işi.
You'll see one day. She's got this amazing capacity to catch you up in whatever mood she's in.
O kızda çözemediğim bir farklılık var ve her geçen gün daha çok bağlanıyorum.
Whatever you've got scheduled tonight, you better cancel it right now.
Bu gece her ne planlıyorsan, hemen iptal etsen iyi olur.
Phil, will you make sure he's got whatever it is he needs to draw with?
- Resim yapması için malzeme verdiniz değil mi?
Whatever you choose, you've got my support.
Hangisini seçersen seç, yanındayım.
I got no idea what you're talking about. Whatever you don't tell us, we'll find it.
Bize söylemediğin bir şey varsa, nasılsa buluruz.
And I bet you he was gonna take whatever he got from it and blow it on hookers and beer.
Ve eminim oradan alacağı bütün parayı kızlara ve bira almaya harcayacaktı.
Ever since you got back from that fishing trip, or whatever it was it's like you've been walking around like this Stepford boyfriend.
O balık avı mıdır nedir, ondan döndün döneli bir Stepford erkeği gibi geziyorsun.
So, you only got one shot at... whatever it is this thing does.
Öyleyse bu şey her ne amaca hizmet ediyorsa... yalnızca tek şansın oluyor.
Don't drag me into whatever bullshit accommodational pretense you've got.
İçini rahatlatmak için başvurduğun saçma bahanelerine beni bulaştırma.
With whatever it is you've got to do.
Yapman gereken ne varsa.
I don't know how you got in this building, Krycek but whatever it is you want... you can go to hell.
Bu binaya nasıl girdiğini bilmiyorum, Krycek ama her ne istiyorsan cehenneme kadar yolun var.
Maybe you haven't figured that out by now. I'll do whatever I got to do for him to live.
Siz benim ne yapmaya çalıştığımı sanırım anlamıyorsunuz.
You know, whatever I got, you got.
Neyim varsa senindir.
I just wanna make sure you still got a job... when you're done doing whatever it is you're doing down there.
Şimdi hala bir işin olduğundan emin olmak istiyorum... Orada her ne yapıyorsan bu seni batırıyor.
Yeah, I would, Kitty-Kat, but I've got this friend here, and he's- - you know, he's really upset, and we're supposed to, like... you know, hang out or whatever.
Yeah, Edeceğim Kitty-Kat ama burada bir arkadaşım var ve o - blirsin, şu an çok üzgün ve ona moral vermem gerekiyor Bilirsin işte Dışarıda takılın biraz.
We'll double whatever you've got.
Ne kazanacaksanız onu ikiyle çarpacağız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]