English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ W ] / Where is he

Where is he traduction Turc

20,900 traduction parallèle
Where is he? What?
Nerede o?
I said, where is he?
- Ne? - Nerede, dedim?
Where is he?
O nerede?
Where is he?
Nerede O?
Where is he?
Nerede bu?
Where is he?
Nerede o?
- Where is he now?
- Nerede şimdi?
George Quaintain, where is he?
George Quaintain, nerede o?
- Where is he?
- Nerede o?
Where is he going?
Nereye gidiyor o?
Where is he?
Nerede?
Ramse, where is he?
Ramse, nerede?
Where is he? You'll never find him, Traveler.
- Onu asla bulamayacaksın Gezgin.
- Where is he?
- Nerede?
- Where is he? - Hey!
Şimdi nerede?
He's got an axe to grind regarding the mistreatment of the bulls. Where is he now?
Karşımızda iki katil var, biri erkek biri kadın.
Where is he? Where's my brother?
Kardeşim nerede?
Where is he?
- Neredeymiş?
Where is he? !
Nerede o?
We're not too close though. Where is he?
Yakın olmadığım bir arkadaşım.
Where is he? I'll kill him myself.
Onu kendi ellerimle geberteceğim.
We don't know where he is.
Onun nerede olduğunu bilmiyoruz.
Well, the big question is, where did he take our target?
Asıl soru, hedefimizi nereye götürdü?
- Then where the hell is he?
- Peki hangi cehennemde bu?
So let's give Nick a call again, find out where he is.
Nick'i tekrar arayalım, nerede olduğunu bulmaya çalışalım.
Where the hell is he?
Hangi cehennemde bu çocuk?
I don't know where he is or what he's thinking.
Nerede veya ne düşünüyor, bilmiyorum.
He should be left where he is.
Adamı olduğu yerde bırakmalısınız.
This is where he ran off the road, hit the tree.
Burada yoldan çıkmış ve ağaca çarpmış.
He thinks this is where he went off the road.
Burada yoldan çıktığını düşünüyor.
Where the hell is he?
O hangi cehennemde?
That's where they post the photos of the day's runs. He could have seen each one of our victims from there. Address is on its way to you now.
Niye kimse beni dinlemiyor?
Where is he holding his victims?
Sorularımdan kaçıyorsun ve üstü kapalı cevaplar veriyorsun.
This is where the founder of the Jewish Defense League was executed, where he got popped.
Yahudileri Savunma Cemiyeti'nin kurucusu tam burada infaz edildi. Burada pekmezi akitildi.
Big Boss is to remain where he is.
Büyük Patron olduğu yerde kalsın.
And you don't know where he is.
Ve nerede olduğunu bilmiyorsun.
Today is the wedding day, and I don't know where he is.
Bugün nikah günü ama şimdi o nerede bilmiyorum.
Where he is going?
Han Solo ölüyor!
Do you know where he is?
Nerede olduğunu biliyor musun?
You tell me where the fuck he is.
Yerini söyle bana.
Do you happen to know where he is now?
İşte öyle bir şeyler.
♪ He is trampling out the vintage ♪ ♪ Where the grapes of wrath are stored ♪
Gazap üzümlerinin bulunduğu bağlardan geçerken izini bırakıyor.
- Where is the Orb? - He's got it.
- Küre nerede?
Dylan's been doing some research, and he thinks he knows where the next shoot is happening.
Dylan biraz araştırma yapıyordu ve bir sonraki çekimin nerede yapılacağını bildiğini düşünüyor.
But to do that, I'm going to need to know where he is so that I can be where he isn't.
Ama bunu yapabilmek için, onun nerede olduğunu bilmeliyim ki böylece olmadığı bir yerde olabileyim.
This is where he hit me.
Yumruk attı.
Maybe this is where he's delivering the money.
Belki parayı oraya götürüyordur.
I take it this is where he made the mask.
Burası maskeyi yaptığı yer olsa gerek.
No one knows where he is either. He's not taking anyone's calls, and I can't triangulate his cell phone without at least knowing...
Kimsenin aramasına cevap vermiyor ve telefonunun yerini belirleyemiyorum en azından...
You know where he is.
- Nerede olduğunu biliyorsun.
This estate is where he lived and died.
Burada yaşayıp öldü.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]