English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ W ] / Where is this going

Where is this going traduction Turc

1,066 traduction parallèle
"ls he gonna call me the next day?" and "Where is this going?"
"Beni yarın arayacak mı? Bu ilişki nereye gidiyor?" gibi.
It is so nice for once not to get hung up on, "Where is this going?"
İlişkinin nereye yürüdüğüne takılmadan hayata devam etmek ne güzel.
We would be more tolerant of the strange. Where is this going?
Ve belki o zaman garip insanlar konusunda daha hoşgörülü ve açık fikirli olurduk.
Where is this going?
Nereye varmaya çalışıyorsunuz?
His maintenance list is as long as this table. But he did say it will take us where we're going.
Onarım listesi bu masa uzunluğunda ama gideceğimiz yere bizi götüreceğini söyledi.
So this is where you two are going to stay.
- Burada kalacaksınız. Beğendin mi? - Evet.
Is this where we're going?
.. birşeylere bakarak kendimi iyi hissediyorum.
This is exactly where our tax money is going to finance stupid films like this made by idiotic filmmakers like him and Steven Seagal.
İşte bu vergilerimizin tam olarak buna gidiyor bunun gibi salak film yapımcılarının yaptığı aptal filmlere harcanıyor Bir de Steven Seagal'e. ( * )
The difference is, when my father put this on, there was no doubt in his mind about where he was going.
Aradaki fark ise, babam bunları giydiğinde kafasında nereye gideceği konusunda hiçbir endişe yoktu.
This is where you're going to start to earn your pay.
Böylece paranı kazanmaya başlayacaksın.
This is where it's going to be.
Buranın etrafına.
Al, don't you see where this is going?
Al bunun nereye varacağını anlamıyormusun?
This is where we're going when they kill us.
Bizi öldürdüklerinde buraya gideriz.
Look, I know where this is going and you're dead wrong.
Bak, bunun nereye gittiğini biliyorum, ve tamamen yanlış.
This is where we're going?
Buraya mı giriyoruz?
Thrash the bastard Hey, where do you think you are going, don't you Know this is a rich people's wedding?
Pi... döv
So you can see where this is going, of course.
Nereye gittiğini görebiliyorsun.
I think I know where this is going, and I don't think of myself as a hero.
Sanırım bunun nereye varacağını biliyorum ve kendimi bir kahraman olarak görmüyorum.
Hey, I know where this is going, and I'm not gonna let you quit your job, all right?
Hey, Biliyorum konu nereye gidiyor ve buda senin işten çıkışına musade etmiyorum, değil mi?
I'm not going to explain to you all the laws regarding sexual harassment, but the only way to avoid a train wreck where you become the victim is for Lori to call this off.
Sana bir şey sorabilir miyim? - Tabii. Hiç rüyanda beni gördün mü?
Jer, do you see where this is going?
Jer, bunun nereye gittiğinin farkında mısın?
Oh, I don't like where this is going.
Bu gidişattan hiç hoşlanmadım.
Why do I get the feeling I don't like where this is going?
Neden bunun gittiği yeri beğenmemişim gibi bir his var içimde?
This is where you're going to stay for a little while, okay?
Burası bir süre kalacağın yer, tamam mı?
Is that where this is going?
Böyle mi olacak?
Helen, I'm... not sure I like where this conversation is going
Bu konuşmanın varacağı yer, pek hoşuma gitmedi.
Listen, people, everyone here knows where this is going.
Hepiniz bunun varacağı noktayı biliyorsunuz.
And, um... the... the truth is, neither one of us has the slightest idea... where this relationship is going.
Gerçek şu ki ikimizin de, bu ilişkinin nereye vardığı hakkında en ufak bir fikri yok.
Did you know that according to legend, the unicorn is a symbol of Christ? Counsel, is this where you're going?
Tek boynuzlu at efsanesine göre, bu, Mesih'in yaygın sembollerinden biri, bunu biliyor muydunuz?
I think I know where this is going.
Sanırım nereye varacağını anladım.
- Don't think I don't know where this is going, Pacey Witter.
- Bunun nereye gittiğini bilmediğimi sanma Pacey Witter.
I'm going... This is where I'm going. I forgot you were going here.
Buraya- - Burada okuyorum.
This is where I'm going. I forgot you were going here.
Senin burada olduğunu tamamen unutmuştum.
I wanted to ask you, where do you see this going?
Sana bir şey sormak istiyorum : Sence bu iş nereye gidiyor?
I know where this is going and I am going somewhere else.
Peki. Bunun sonu belli başka yere gidiyorum.
So this is where I'm going to tie the knot.
Demek düğümü burada atacağım.
Where are you going? This is not your side.
Nereye gidiyorsun?
Is this where we're going?
Gideceğimiz yer burası mı?
- And if keep on like this, you know where the girl is going to end.
- Ve bu şekilde devam edersen, kızın sonunun ne olacağını da biliyorsun.
- Dawson, don't you ever wonder where this is going, where we are exactly?
- Olması zorunlu değil. - Dawson, bunun nereye gittiğini, tam olarak nerede olduğumuzu hiç merak etmiyor musun?
Okay, I think I know where this is going.
Tamam. Sanırım bu işin nereye varacağını biliyorum.
I know where this is going.
Bunun nereye varacağını biliyorum.
I don't know where this story is going.
Ne anlatacağınızı bilmiyorum.
I don't like where this is going.
Ne?
Alright! This is obviously going no where.
Böyle bir yere varamayacağız anlaşılan.
I see where you're going with this... ... but my marriage is fine. No.
Nereye varmaya çalıştığınızı anlıyorum ama evliliğim gayet iyi.
Because I think if it was just up to you... you would stick with this and see where this relationship is going... but it's a problem for you because you assume that all the people in your life can't deal with that.
Çünkü öyle olursan ilişkimizin nereye doğru gittiği konusunda saplantılardan kurtulabilirsin. Fakat bu bir sorun, çünkü hayatındaki bütün insanların bu durumu kabullenmeyeceğini varsayıyorsun.
There's no podium right now, but this is where the podium is going to be.
Şu an podyum yok ama podyumun kurulacağı yer burası.
This is the directions, where he's going.
İşte gideceği yer.
This is where you're going to be working.
Burada çalisacaksiniz.
That's where faith comes in, because you've got to say... even though I'm afraid this person is gonna hurt me, is going to reject me... I'm going to make a leap of faith and love this person, but he couldn't do that.
Burada inanç devreye girer ve karşındakinin canını yakacağını, reddedeceğini bile bile şansımı deneyip aşık olacağım dersin ya, o bunu yapamamış.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]