Who's the man traduction Turc
4,948 traduction parallèle
Look, Santos is playing games, like biting the man who hurt you when you were a child.
Bak Santos sen çocukken seni döven adamı ısırmak gibi oyunlar oynuyor.
If there's one man in the world who detests regicide more than I do, it's the Tsar.
Dünyada kral katilinden benden daha fazla sevmeyen biri varsa o da Çar'dır.
A man who made his name opposing our last war against the Boers in South Africa.
Güney Afrika'da Boerler'e karşı son savaşımıza karşı çıkarak isim yapmış bir adam.
But after bashing me up you didn't realize who Maddali Siva Reddy is that is not a normal man and that he's alive that he's still in the hospital that he'd come out some day and finish you off!
Fakat sen sonra bana dayak attın. Siva Reddy Maddali nin kim olduğunu bilmiyordun. bu hayatta normal bir adam olmadığımı,
The girl who does not know, recognize or believe in love that night embarked on a journey to the heart of the ugly man.
[Eylül iç ses ] Aşkı bilmeyen, aşkı tanımayan, aşka inanmayan bu kız... [ Eylül iç ses]... çirkin adamın kalbine doğru yola çıkmış.
That's the man who jumped me!
Bu benim üzerine atladığım adam!
Do you have any idea what it's like... picking up the man who calls himself your father... at the police station drunk as hell?
"Baba" dediğin adamı sarhoş bir halde karakoldan almak nasıl bir his, hiçbir fikrin var mı?
It's sweet how much Neal cares about the man who shackled him.
Neal'ın onu yakalayan adamı bu kadar umursaması çok tatlı.
Two hours ago, the DEA got one of the shooters, and he cut a deal to give us the identity of the man who orchestrates every Metas hit on U.S. soil.
DEA iki saat önce tetikçilerden birini yakaladı. Adam anlaşma karşılığında Amerika sınırları içinde Metas'ın yaptığı tüm saldırıları organize eden kişinin adını verdi.
If it's the man who peeled the apple.
- Eğer elmayı soyan adamsa.
A man who used to run the President's detail, a pistol instructor at the academy, shoots you at close range.
Başkanın koruma müdürlüğünü yapan ve akademide atış eğitimi veren bir adam size kısa mesafeden ateş ediyor.
Well, he's always been the sort of man who could be bought, but never cheaply.
Hep alınıp satılan bir adam olmuştur ama ucuza asla.
Man who beat his wife at home will beat her right out on the street.
Karısını evde döven adam artık onu sokak ortasında döver.
The man you wanna be isn't just someone who fucked a woman.
Olmak istediğin adam, bir kadınla yatmayı başarmış olan değildir.
"Who's the man I wanna be?"
"Olmak istediğim adam hangisi?"
It's not every day you get to see the man who invented the stalefish go down.
Her gün hareketsiz seksi icat eden adamın çöküşünü izleyemezsin.
It's easier to be a man who missed his friend's suffering than it is to be the head of Behavioral Sciences at the FBI who missed a killer standing right in front of him.
Dostunun çektiği acıyı göremeyen bir adam olmak gözünün önündeki bir katili göremeyen, FBI Davranış Bilimleri Müdürü olmaktan daha kolaydır.
According to restaurant surveillance, the man who killed the waiter also tried to kill you.
Güvenlik kameralarına göre garsonu öldüren adam sizi de öldürmeye çalışmış.
Maybe I'm someone who can, uh, make sure that every man in this bar's dead before I ever walk through the door.
Belki öyle biriyimdir ki bu bara adımımı atmadan önce herkesin öldüğüne emin olan biriyimdir.
He's not the sort of man who... he just gets angry.
O tür bir adam değil. Öfkeleniyor.
Curtis Hagen, the man who kidnapped you... - he's dead.
Curtis Hagen, seni kaçıran adam öldü.
It's the flayed cadaver of a man who betrayed me.
Bu bana ihanet eden bir adamın derisi yüzülmüş kadavrası.
A prominent and powerful man who could protect him from the censure of his superiors.
Onu Üstlerinin kınamalarına karşı koruyabilecek tanınmış ve kudretli biri.
- Who's the man in the hat?
- Şapkalı adam kimdi?
Who's the man in the hat?
Kim bu şapkalı adam?
Tarasov, who was an extremely creative man, he saw hockey as this amazingly intricate game of passing the puck.
Tarasov, çok yaratıcı bir adamdı ve topun ilerleyişini çok karışık bir şekilde ayarlayabiliyordu.
Says he'll hunt down any man who's working the Free Trade.
"Serbest ticaret yapanların peşine düşeceğim."
He's a man who protects the guilty by preying on the innocent.
Masum insanları kullanarak suçluları koruyan biri.
Gene Moretti, the, uh, the man who owns that pretzel company, he made a sizeable donation to the hospital.
Pretzel şirketinin sahibi Gene Moretti hastaneye önemli bir meblağda bağış yaptı.
The married man you can't seem to stay away from had me abducted and locked me up in chains and spoke to me about the way you taste while he allowed the terrorist who snaked her way into my marriage bed to clear U.S. air space.
Evli bir adamdan uzak duramamandan olsa gerek, beni kaçırdı ve zincirlere bağladı ve senin hakkında konuştu ki o arada yatağıma aldığım terrörist bir haini Amerikan Hava sahasından çıkarmakla meşguldü.
What happened was the man you screwed betrayed me by freeing the woman who gave birth to you as a bargaining chip.
Olan şey şu ağzına sıçtığın adama, seni dünyaya getirerek sana poker fişi verdi ve sen onu salıvererek o adama ihanet ettin.
This is real, Mellie, and after all these years, after everything you've done for him, you deserve something real, someone who's not just playing the part of the man who loves you...
Gerçek bu, Mellie, ve bunca yılın ardından, onun için yaptığın bunca şeyden sonra, gerçek birşeyler hak ediyorsun, seni seviyormuş rolü yapan bir adamın aksine seni seven bir adamı mesela...
It's hard, isn't it, being the man who makes the decisions, having that burden, bearing that cross?
Kararları alan kişi olmak, ve sırtında bu yükü taşımak zoruna gidiyor değil mi?
Forgive me for thinking that the White House doctor, a man who serves under my husband's command, could respect doctor / patient confidentiality.
Beyaz Saray doktorunun kocamın emri altında olan bir adam olduğunu düşünemediğim için üzgünüm. Doktor / hasta gizliliğine önem verir sandım.
You're supposed to listen to the man who's also a doctor.
Aynı zamanda doktor olan adamı dinlemen gerekiyor.
Now, who you figure's gonna be the last man standing?
Ayakta kalanın kim olacağını düşünüyorsun?
I'm the one who volunteered the very information that led you to the man's body.
- Bir dakika. Adamın cesedine ulaşmanızı sağlayan bilgiyi ben verdim.
We finally know who the man is, and he's better than he ever was.
Nihayet adamın kim olduğunu biliyoruz ve hiç olmadığı kadar iyiydi.
He's the man who stole me from my family.
Beni ailemden ayıran adam.
The same man who's out there right now risking his life for Julia.
Şu anda Julia için hayatını tehlikeye atan adamdan bahsediyorsun.
[man] We have a president who not only took mind-altering medication, a man who has his finger on the button while US ships are squaring off with China, but then instructed his White House counsel to coach a- -
Burada sadece muhakemesini engelleyen ilaç alan Başkanımız yok, ABD gemilerini Çin sınırına gönderme emrini veren ve ardından da Beyaz Saray avukatına tanıklık edecek kişiye koçluk yapmasını talimat...
Yes, you get your pardon, but you've bound yourself at the hip to a man - who has zero political capital. - [door slams]
Evet, affını alacaksın ama kendini sıfır politika etkisi olan adama bağlamış olacaksın.
I am the only man in history who's been able to drive him off, to bring him fear and pain.
Onu, tarihte durdurabilmeyi başarmış tek kişi benim. Ona korku salıp acı verebilen tek kişi.
Well, Benham Parsa is the type of man who revels in deceit and misdirection.
Benham Parsa, yalan söylemekten ve yanlış yönlendirmekten zevk alan bir adam.
He also said you have a bad sense of humor, terrible table manners, and the body odor of an old man who eats nothing but garlic.
- Ayrıca çok kötü bir espri anlayışının olduğunu, görgü kurallarından yoksun olduğunu ve fiziğin itibariyle sarımsaktan başka bir şey yemeyen moruklardan olduğunu söyledi.
Graeme's wife said that it could be the man who went to her house, but she said that she wasn't sure.
Graeme'in eşi kapıya gelen adamın o olabileceğini söyledi, ama % 100 emin olmadığını da söyledi.
A senior officer in the C.I.A.... a man who was once in charge of keeping Russian agents from spying on the U.S. is accused of spying for them, in other words of being a double agent on the payroll of the C.I.A. and the KGB.
CIA'de bir zamanlar Rus ajanlarının birleşik devletlerinde casusluk yapmasını engellemekten sorumlu olan kıdemli bir memur, onlar için casusluk yapmakla suçlandı. Diğer bir deyişle CIA ve KGB'nin maaş bordrosunda çifte ajanlık yapıyordu.
Mystery man Who fought a mandragora and lived to tell the tale A hot dog vendor?
Mandragora ile savaşıp hikâyeyi anlatacak kadar yaşayan sosisli sandviç satıcısı mı?
The detective investigating his disappearance managed to alarm a potential suspect, a young man, who, in turn, contacted a lawyer specializing in sex crimes...
Onun kayboluşunu araştıran dedektif potansiyel bir şüpheliyi tedirgin etmeyi başarmış. Genç bir adamı... Ki bu adam da, seks suçlarında uzmanlaşmış bir avukatla temasa geçmiş...
He let the man who killed Gabriel's wife escape.
Gabriel'in karısını öldüren adamın kaçmasına izin verdi.
Mino's the man who pinned the death of Aldo Moro on the CIA for us.
Mino, Aldo Moro'nun ölümünü bizim için CIA'in üzerine yıkan kişi.
who's the boss 36
who's there 1391
who's the boy 23
who's the father 60
who's they 76
who's the girl 101
who's the lucky lady 21
who's the lucky girl 24
who's the bitch now 16
who's the new guy 29
who's there 1391
who's the boy 23
who's the father 60
who's they 76
who's the girl 101
who's the lucky lady 21
who's the lucky girl 24
who's the bitch now 16
who's the new guy 29
who's the victim 32
who's the guy 76
who's the lucky guy 36
who's them 17
who's the other one 19
who's the kid 27
who's the woman 22
who's the client 19
who's the 33
who's the target 36
who's the guy 76
who's the lucky guy 36
who's them 17
who's the other one 19
who's the kid 27
who's the woman 22
who's the client 19
who's the 33
who's the target 36
who's the buyer 17
the man 273
the man himself 21
the manager 72
the man of the hour 59
the man said 28
the man is dead 18
manda 42
mania 33
mani 42
the man 273
the man himself 21
the manager 72
the man of the hour 59
the man said 28
the man is dead 18
manda 42
mania 33
mani 42
manon 43
many 384
manhattan 123
management 67
manning 138
manual 26
manslaughter 67
manuel 198
mange 18
manu 88
many 384
manhattan 123
management 67
manning 138
manual 26
manslaughter 67
manuel 198
mange 18
manu 88