World peace traduction Turc
738 traduction parallèle
But today, world peace is enforced by our unit, the Guardians, for the United Nations, but I believe you may be unhappy with the status quo.
Ama günümüzde dünya barışını Birleşmiş Milletler Muhafızları koruyor. Bu durumun sizi mutsuz ettiğine inanıyorum.
Let me tell you about the time he went to Boston to be awarded the Sarah Langley Medal for World Peace.
Dünya Barışı için Sarah Langley ödülüne layık görüldüğü Boston gezisinden bahsedeyim sana.
Well, uh, I suggest that we offer prizes... for the best letters from subscribers... on, uh, how to preserve world peace.
Abonelerimizden gelecek en güzel mektuplara ödül verelim konu Dünya barışı nasıl korunur olsun.
Take a few big ones and do something for world peace.
Dünya barışı için bir şeyler yapmak.
I only want to save you a lot of hassle and maybe even keep world peace.
Ben sadece, sizin güvende olmanızı ve belki de dünya barışını korumak istiyorum
World peace?
Dünya barışı.
My husband worked very hard for world peace, but no one...
" Kocam dünya barışı için çok uğraştı ama kimse ~
The only political philosophy I recognize is world peace.
" tuttuğum tek siyasi felsefe, dünya barışıdır.
It's a nonprofit organization dedicated to world peace.
Dünya Barışı amacıyla, kâr gütmeyen bir şirket olarak kurulmuş.
Unidyne will give you greater opportunities to work for world peace.
" Unidyne'da dünya barışı için daha fazla çalışma imkânın olacak.
Well, the Party center has arranged a series of exchanges... to promote cultural amity and world peace... and I've been chosen to exchange with the secretary of the Neuenhagen Branch... outside Leipzig.
Parti Merkezi, kültürel dostluğu ve dünya barışını geliştirmek için bir dizi yer değişimi ayarladı. Ben de Leipzig yakınlarındaki Neunhagen şubesi sekreteriyle yer değişimi için seçildim.
Every statesman, every minister and diplomat should dedicate himself... to the cause of world peace.
Bütün devlet adamları, her bir vekil ve diplomat kendisini dünya barışına adamalıdır.
A prices structure related to any import charges will be systematically adjusted to the particular requirements of our Commonwealth partners, so that together we will maintain a positive, and mutually beneficial alliance in world trade and for world peace.
İthalat vergileri ile ilgili fiyat yapısı sistematik olarak topluluk ortaklarımızın özel taleplerine göre ayarlanacak böylece birlikte dünya ticareti ve dünya barışı için olumlu ve karşılıklı fayda sağlayan bir ittifakı devam ettireceğiz.
I stand here before the citizens of our nation, praying for world peace and our national progress, in solemn tribute to those who perished.
Ben milletimizin vatandaşlarından önce burada duruyor, dünya barışı ve ulusal ilerleme için dua ediyorum. Ciddi kayıplarımız var.
Ensuring the peace in our world is the Guardians'sacred mission, even if we should come up against bizarre monsters.
Dünyamızda barışın sürmesini sağlamak Kutsalların kutsal görevidir. Karşımıza tuhaf canavarlar çıksa bile.
With the help of anti-fascists from all over the world civil war will give way to peace, work and happiness. And the miserable homes you saw in this film will disappear for ever.
Tüm dünyadaki antifaşistlerin yardımlarıyla sivil savaş huzur, istihdam ve mutluluk getirecek ve bu filmde gösterilen sefalet içindeki evler sonsuza dek yok olacaktır.
I'd be unworthy of the high trust if I didn't do everything to keep our beloved Freedonia at peace with the world.
Ülkemizde dünya barışının sürmesi için elimden geleni yapmasaydım güveninize layık olmazdım.
The world about to hurl itself to destruction the will of nations for peace, a powerful break, stopping it on the brink.
Kendini bulunduğu kargaşadan fırlatıp atmak isteyen bir dünya ulusların barış arzusu, bunu gerçekleştirmek için büyük bir fırsat.
The Phooey remarks that for the world he has peace in his heart.
Sonuç olarak ekselansları dünya hakkında gerçekten barışçıl... düşünceleri olduğunu belirtmiştir.
This money is impounded by a government which, like your own... is at peace with the world.
Bu paraya, savaşın dışında kalan bir ülke el koyuyor. Tıpkı sizin ülkeniz gibi.
As long as peace in this world is just a short pause until a new war errupts somewhere.
Bu dünyada barışın hüküm sürdüğü zamanlar sadece yeni bir savaşın bir yerlerde patlak vermesindeki kısa duraksamadır.
From there they will take to the world the power of their meekness and their sweet love of peace.
Buradan, alçakgönüllülüklerinin gücünü ve içsel huzura duydukları tatlı sevgiyi dünyaya sunacaklar.
How San Francesco left Santa Maria degli Angeli with his brothers and went through the world to preach peace.
San Francesco'nun, kardeşleriyle beraber Santa Maria degli Angeli'den ayrılışı ve insanlara vaaz verebilmek için dünyayı dolaşmaları.
So, my sons, spread throughout the world and preach peace. Farewell.
Evlatlarım, dünyanın tamamına yayılın ve içsel huzuru vaaz edin.
Because there's so many of us, in the world, wishing for peace.
Çünkü bu dünyada bizim gibilerden, barış isteyenlerden bir sürü var.
If that doesn't suit you, go back to your world... and leave me in peace!
Sana uymuyorsa kendi dünyana dön ve beni rahat bırak!
A peace necessary for the strong future of our state and which will influence world history.
Devletimizin sağlam geleceği için gereken ve dünya tarihini etkileyecek bir barış olacak.
I couldn't find peace of mind in this world.
Bu hayatta bir huzur parçası dahi bulamamıştım.
Maybe there's no peace in this world... for us or for anyone else.
Belki de, ne bize ne de başkasına, bu dünyada... huzur yok.
Think of the peace of the world these last five years.
dünyada barışın olsaydı... düşünün dünya son 5 yıldır.
It'll bring relief to the suffering, joy to the depressed, inspiration to the artistic and peace to the world, all for only 10 cents.
Hastalara sağlık, depresiflere mutluluk, sanatçılara ilham, dünyaya barış. Hepsi 10 sent verene.
" The world is at peace.
" Dünyaya barış hakim.
If we stand firm, there'll be peace in China and in the whole world.
Eğer sıkı durursak, Çin'de ve bütün dünyada barış sağlanır.
I thought by living alone away from the world, I could find peace.
Dünyadan uzakta yaşayarak, huzur bulacağımı düşünmüştüm.
Several years ago, I made peace with the world.
Bir kaç yıl önce Dünya ile barıştım.
If the world isn't bright enough to make peace with itself, it'll have to settle things without me.
Şayet Dünya kendisiyle barışacak kadar akıllı değilse, ben yoğum.
The world is at peace, Mr. Munceford.
Dünya barış içerisinde Bay Munceford.
We fight a war to restore to a disobedient, forgetful world... the laws and commands of the Prophet Mohammed... blessings and peace be upon him... whose instrument on Earth I am.
İhmalkar ve itaatsiz dünyayı düzeltmek için savaşıyorsunuz. Elçi Muhammed'in yasa ve emirlerinin ki rahmet ve bereket üzerine olsun onun yeryüzünde ki temsilcisiyim.
The world knows we are a peace-loving people.
Barışçı bir halk olduğumuzu tüm dünya biliyor.
Without which, there can be no peace in the world.
İkisinden biri olmadan dünyaya barış gelmez.
Peace, justice and happiness should reign in the world.
Barış, adalet ve mutluluk bütün dünyaya hakim olacaktı.
# The world was saved so there'd be peace and love for all #
# Dünya kurtuldu ve herkes için barış ve sevgi olacak #
One hour for both of us to achieve our common dream : Total disarmament and peace for the world.
Ortak düşümüze kavuşmamıza bir saat kaldı : silahsızlanma ve dünya barışı.
If my grandmother Tzeitel, may she rest in peace, took the trouble to come from the other world to tell us about the tailor all I can say is that it's for the best.
Tevye... Eğer Tzeitel Ninem, nur içinde yatsın, terziyi haber vermek için, öbür taraftan gelmek zahmetine katlandıysa Bizlere "Hayırlısı" demek düşer.
Bruno, tonight we are at peace with the world.
Bruno, bu gece dünyayla barışığız.
I've made peace with the world.
Dünyayla barıştım.
But the world nothing made of decisive e, in March of 1935, Germany announced the conscription, an army of peace time of half million of men.
Ama dünya hala kararsızlık içindeydi. 1935 Mart'ında, Almanya mecburi askerlik hizmetini yürürlüğe soktu ve barış zamanındaki ordu personeli beşyüz bin kişiye ulaştı.
Peace lies not in the world, grasshopper, but in the man who wal ks the path.
Çekirge, barış dünyada değil, yolda yürüyen insanın içindedir.
The world will find peace with his guidance.
Dünya onun rehberliği sayesinde barışı bulacak.
In the beginning, God created beast and man so that both might live in friendship and share dominion over a world at peace.
Başlangıçta, Tanrı hayvan ve insanı yarattı ve bunlar dostluk içinde yaşamalıydı... ve dünyada barış için, insana egemenlik payı verildi.
I would use my title to bring peace to all nations of the world, be it black, be they white, be it coloured, be it whatever.
Unvanımı kullanarak dünyanın bütün uluslarına barış getirirdim. İster siyahi olsun, ister beyaz, ister renkli. Hiç fark etmez.
peace 747
peaceful 87
peacekeeper 20
peace be upon you 37
peace out 93
peace of mind 38
peace be with you 78
peacefully 32
peace on earth 28
peace and quiet 26
peaceful 87
peacekeeper 20
peace be upon you 37
peace out 93
peace of mind 38
peace be with you 78
peacefully 32
peace on earth 28
peace and quiet 26
peace offering 32
world 311
worldwide 40
world of warcraft 18
world without end 18
world cup 17
world series 29
world war ii 41
world 311
worldwide 40
world of warcraft 18
world without end 18
world cup 17
world series 29
world war ii 41