Wrongs traduction Turc
443 traduction parallèle
Ruediger, you seem to know quite well how I am exposed to grievous wrongs in the house of my clan!
Ruediger, klanımda ne kadar kötü şeylere maruz kaldığımı sen çok iyi bilirsin.
I can't undo the wrongs that you've suffered... but I beg of you, let the dead past remain buried.
Çektiğiniz acıları telafi edemem ama size yalvarıyorum... izin verin rahmetli geçmişte kalsın.
"Wrongs are violations of those rights."
"Haksızlık bu hakların ihlalidir."
From the testimony of the servants, letters and other papers of the duchess it appears that for a long time, you've been guilty of wrongs toward her.
Hizmetçilerin tanıklıkları, mektuplar ve düşesin diğer kağıtları gösteriyorki, ona karşı uzun süredir suçlusunuz.
Well, we've been brought up to right our own wrongs, regardless of everything.
Hiçbir şeye aldırmadan, kendi yanlışlarımızı doğru hale getirdik.
Standing by Mama's poor little grave in that hideous suburban cemetery, I made an oath that I would revenge the wrongs her family had done her.
O iğrenç banliyö mezarlığında, zavallı annemin naaşı başında dururken ailesinin ona çektirdiklerinin intikamını almaya yemin ettim.
I'll make good, the wrongs I've done my fellow man.
Hatalarımdan ders alacağım ve iyi biri olacağım.
Swear priests and cowards and men cautelous, old feeble carrions and such suffering souls that welcome wrongs.
Bırakın rahipler, korkaklar, kalleşler, çerden çöpten yaratıklar kötülüklere taparcasına katlanan zavallılar yemin etsin.
Brutus, this sober form of yours hides wrongs, and when you do them...
Brutus, bu dürüst görünüşünün ardında kötülükler saklı senin. İnsana haksızlık ederken de...
But if the empire and the emperor pursue the course of aggression and slavery that have brought agony and despair to the world, if there's nothing left but chains and hunger, then my king will march to right those wrongs.
Ama imparatorluk ve imparator dünyayı acı ve umutsuzluğa boğan saldırganlık ve köleliği devam ettirirse, dünyaya açlık ve kölelikten başka şey sunmazsa, benim kralım bu haksızlıklara karşı gelecektir.
He will raise the yoke from the oppressed, right all wrongs, bring a day of judgment upon the evil masters of the world.
Ezilenleri boyunduruktan kurtaracak, tüm yanlışları düzeltecek. Dünyanın günahkar efendileri ahiret gününde hesap verecek.
- Two wrongs never made a right.
- İki yanlış bir doğru yapmaz.
I only know one thing, two wrongs don't make a right.
Ben bir tek şey bilirim, iki yanlış bir doğru etmez.
Remember two wrongs don't make a right
# Unutmayın iki yanlış bir doğru etmez.
You can't right all the wrongs yourself, or you'll be destroyed.
Tüm yanlışlarla kendin savaşamazsın yoksa mahvolursun.
Fella, you have been chosen to rectify all the great wrongs brought about by the original Cinderella story.
Fella, orijinal Sindirella hikayesinin neden olduğu bütün yanlışları düzeltmek için seçildin.
In his deluded state he executed a diabolical revenge for imagined wrongs and at the last took his own life.
İçinde bulunduğu aldatıcı şartlar altında hayal ettiği yanlış imajlar nedeniyle vahşice bir intikam alıp sonra da kendini öldürmüş.
Of course, one always hates what one wrongs.
Elbette. Yanlış olan işlerden birileri her zaman nefret eder.
This film is dedicated to the rough diamond heroes of the Wild West who avenged wrongs and defended the law.
Bu film, doğru zamanda ortaya çıkıp,... zalimin zulmünü karşılıksız bırakmayan ve düzeni savunan Vahşi Batılı kahramanlara adanmıştır.
You're the Defender of the Law! The avenger of Wrongs!
Demek Yasa'nın yılmaz savunucusu, Zalimlerin baş belasısınız!
Avenger of Wrongs.
Zalimlerin baş belası.
Forgive not seven wrongs, but seventy times seven.
Yedi defa değil, yetmiş kere yedi kez derim sana.
More wrongs than one man should be allowed to commit.
- Bu adamın daha çok yanlış yapmasına izin veremeyiz..
If he is not prepared to accept all that I now offer him in atonement, then let him be truly revenged for the greatest of all wrongs that I did him.
Eğer kabul etmeye hazır değilse, onun kefaretini sunacağım, sonra gerçekten hıncımı alacağım.. onun için yaptığım bütün hatalar için!
Don't play the righter of wrongs.
Doğru ve yanlışları karıştırma.
I'll right my wrongs, heaven will know
hatalarımı telafi edeceğim! inanın bana!
I'll right all my wrongs, tomorrow I'll plead... to the Emperor for your father's innocence
Yanlış yaptığımı kabul ediyorum, Yarın imparatora gidip... Babanızın masumiyeti için imparatora yalvaracağım
"Righting wrongs in accordance with heaven's decree"
Cennetin hükmüne uygun olarak, yanlışları düzeltmek.
Though my parents have left me, your hand welcomes me for my wrongs have risen above my head like a stone.
Annem ve babam beni terk etmiş olmasına rağmen, Rab beni bırakmayacaktır. Başımı eğdiren yaptığım kötülükler için.
Revenge is hopeless. It would be endless. It would be necessary... to avenge too many wrongs, too many crimes, too much ignorance.
İntikam almaya kalkan biri, daha fazla hata ve cahilce cinayetler işler.
I do not propose to discuss with you the rights and wrongs of practicing the Magick Art.
Büyü sanatının uygulamasının doğrularıyla veya yanlışlarıyla seninle tartışmayı teklif etmiyorum.
You're full of indignation for the wrongs that have been done to you. First by fate and now by police investigation.
Başınıza gelen haksız muamelelerden dolayı kızgın olduğunuzu biliyorum.
You must remember, Evans, that we're not here to go into the rights and wrongs of your case.
Evans, burası mahkeme değil. Biz kararın doğruluğunu yanlışlığını tartışamayız...
I fight for the revolution for the wrongs I did ; why should you.
Ben devrim için savaşacağım, yapmış olduğum yanlışlara rağmen neden...?
What wrongs did Joseph do?
Hazreti Yusuf ne kötülük yapmıştı?
He lays down the melancholy burden of sanity... and conceives the strangest project ever imagined... to become a knight-errant, and sally forth... to roam the world in search of adventures... to right all wrongs, to mount a crusade... to raise up the weak and those in need.
Kasvet ve aklıselimle uzanır ve düşünülmüş en tuhaf projeyi yaratır. Bir şövalye olmak. Dışarı fırlayıp macera arayışıyla dünyayı dolaşmak.
nor of a great number of these wrongs, but only in the absolute wrong... of being relegated to the margins of life.
Kendini birçok hatanin düzeltilmesinde bile göremez ; yalnizca mutlak bir hata olan gerçek yasamdan dislanma hatasinin düzeltilmesinde görebilir.
The Shadow, Lamont Cranston, a man of wealth, a student of science and a master of other people's minds, devotes his life to righting wrongs, protecting the innocent and punishing the guilty.
Lamont Cranston, yani Gölge kudretli bir adam, bir bilim adamı ve diğer insanların akıl hocası olarak hayatını yanlışları düzeltmeye, masumları korumaya ve suçluları cezalandırmaya adamıştır.
If yesterday's wrongs are avenged today
Dünün hataları bugünü kovalarsa
Today's wrongs will be avenged tomorrow
Bugünün hataları yarını kovalar
Even though he committed an inexcusable crime, I began to wonder if two wrongs really make a right.
Affedilemez bir suç işlemiş olsa dahi iki yanlışın, bir doğru edip etmediğini merak etmeye başladım.
Right the wrongs!
Haksızlığa son!
This wicked man, this monstrous product of former wrongs and shame has now resolved to try to break our famous island race by a process of indiscriminate slaughter and destruction.
Utancın ve hataların ürünü, bu lanetli adam, gelişigüzel kıyım ve yıkımla güzel ada ırkını yoketmeye çalışıyor.
I am returning to Tarzana to right several wrongs occurring here lately.
Son zamanlarda gerçekleşen yanlışları düzeltmek için Tarzana'ya dönüyorum.
Come with us to Wudang and repent your wrongs.
Kardeşlerim, Ustayı ben öldürmedim
Hey, I've got rights and wrongs.
Hey, I've got rights and wrongs.
use that strenght to protect the weak and to help rights to wrongs commited by the Horde and here is Your first duty be to this man about to be in slave by the Horde a rebel warrior?
Bu gücü zayıfları korumak için kullan. Horde'un yaptığı yanlışları düzelt. İlk görevin, Horde tarafından esir alınan bu adam.
All I wanted from this meeting was your forgiveness... for the wrongs that you think that I have done you.
Bu görüşmeden umduğum tek şey, işlediğimi düşündüğünüz... hatalar için beni affetmenizdi.
On the other hand, we ask our beloved to correct all of the wrongs that these early parents or siblings inflicted upon us.
Ama aynı zamanda, aşık olduğumuz bu kişiden, kendisini özdeşleştirdiğimiz insanların, geçmişte yapmış oldukları hataları da tamir etmelerini bekleriz.
- Two wrongs make a right.
- İki yanlış bir doğru eder.
Towanda, righter of wrongs, queen beyond compare!
Towanda, adaletsizliğin düşmanı, kıyas kabul etmez kraliçe!
wrong 1364
wrong guy 28
wrong place 64
wrong number 137
wrong answer 165
wrong way 70
wrong room 34
wrong door 22
wrong one 16
wrong question 22
wrong guy 28
wrong place 64
wrong number 137
wrong answer 165
wrong way 70
wrong room 34
wrong door 22
wrong one 16
wrong question 22