You're doing well traduction Turc
1,407 traduction parallèle
Yeah, well, if you don't tell me where Freebo is, you're gonna be acting like a guy doing life in prison.
İyi, eğer Freebo'nun nerede olduğunu söylemezsen hapishanede homo gibi rol yapmaya devam edersin.
Well you're doing good.
Hayır, pek söyleyemem.
You're doing very well.
Çok iyi gidiyorsun.
It's a long story, but I'm glad to see you're doing well.
Uzun bir hikaye, ama iyi olduğuna sevindim.
You're doing well?
İyi misin?
% * everybody! "But... because you're out of your mind, not feeling well,... you go and you buy stuff you didn't really want anyway,... you know,'The Ecuadorian Women's Folk Choir Doing The Songs of Kenny Rogers'... and you bring it back, some canary yellow jacket with purple buttons up the front... and you look at this and you think : " What is the # % @ @? "
Herkesi sikeyim! "Ama çünkü aklınız yerinde değildir, kendinizi iyi hissetmiyorsunuzdur gider ve aslında hiç istemediğiniz, zırvalar satın alırsınız bilirsiniz," Ekvator Kadınlar Halk Korosu Kenny Rogers Şarkılarını Söylüyor. "ve geri götürüsünüz, önünde mor düğmeleri olan kanarya sarısı ceketi ve buna bakıp şöyle düşünürsünüz," Bu bok da ne?
Well, I hope you know what you're doing.
Umarım ne yaptığını biliyorsundur.
Wow, you're really doing well for yourself.
İyi işte çalışıyorsun.
Well, I mean, you're gonna be, you know, doing most of the running, right?
Hala idarenin çoğu sende olacak, değil mi?
Well. Maybe that's because you don't know what you're doing.
Belki de bunun nedeni, ne yaptığınızı bilmemeniz.
Someone's doing very well, and you're not.
Biri gayet iyi durumda ama sen değilsin.
I hope you're doing well and everything worked out like it was supposed to.
Umarım herşey yolundadır ve işler olması gerektiği gibi gitmiştir.
Well, I still don't get what you're doing here.
Yine de burada ne yaptığını anlamıyorum.
Well, you must stop doing what you're doing... to make him angry.
Demek ki onu kızdıran şey neyse onu yapmamalısın.
You're doing really well.
Çok iyi gidiyorsun.
You're doing pretty bloody well.
İlişkiniz sorunsuz demektir.
You're doing that very well.
İyi iş çıkarıyorsun.
You're doing well, Linds.
İşini iyi yaptın Linds.
Well, first of all, it felt to me like you're doing a bit of an... accent just then.
Öncelikle o zaman aksanlı konuşuyormuşsun gibi gelmişti.
After you found out the agency's a job with better pay... and you're doing very well.
Bu isten çıktıktan sonra daha iyi para kazanabileceğiniz bir iş yerine girdiniz. Ve durumunuz çok iyiydi.
I think... I think you're doing really well.
Bence çok iyi gidiyorsun.
You're doing well.
İyi gidiyorsun.
You're not doing too well, are you?
Pek iyi değilsiniz değil mi?
Well, you're doing the right thing.
Doğru olanı yapıyorsunuz.
We're going through your system so you might as well tell us now what you were doing.
Sistemini inceliyorduk, bu yüzden artık ne yaptığını söylememen için bir nedenin yok.
Well, you know, if you're good with what you're doing, Then.. Then fuck it.
Yaptığın işte iyiysen, siktir et gerisini.
Well, as I've got no idea what you're doing, Be my guest.
Ne iş çevirdiğini bilmediğime göre, önden buyur.
And I would advise anybody in your situation to have chemo therapy... but I'm really glad you're doing all the complementary therapies as well... because that's what's really gonna make you feel better.
Senin durumundaki herkese kemoyu öneririm. Ama terapi ile de desteklemene sevindim. Kendini iyi hissetmeni sağlar.
You're doing great. Well -
Hem de en iyi şekilde
Well, I know you're a very busy man now that you're doing potatoes three ways and everything, but I thought you should know that one of your franchise owners paid a criminal to burn down someone else's hot dog stand.
Peki, çok meşgul biri olduğunuzu biliyorum belli kriterleriniz olabilir, ama çalışanlarınızdan birinin suç işleyerek birinin sosisli arabasını yaktığını söylemeliyim diye düşünüyorum.
Well, you didn't go to college, and you're doing just fine.
Sen de üniversiteye gitmedin ve durumun gayet iyi.
Well, you're doing great.
Bence şuan çok iyi gidiyorsunuz.
But she's glad you're doing well, and I told her she could be very, very proud of you.
Ama iyi olduğuna çok sevindi ona seninle çok büyük gurur duyabileceğini söyledim.
Well, if the balance of power shifts, you're gonna be doing an awful lot of sitting around here, because there's gonna be nobody to protect you from all that evil.
Burada oturup bir çok şey yapıyor yapacaksın,.
Mrs. Wade says you're doing very well in spelling.
Bayan Wade hecelemede iyi olduğunu söyledi. Öyle.
You're doing well, master.
Çok iyi gidiyorsunuz efendim.
Looks like you're doing real well there, I mean... you have your own line of hair products and everything.
Orada iyi gidiyor gibi, yani kendine ait ürünlerin, her şeyin var.
If you're not doing well, can't you at least help each other or something?
Madem iyi yapamıyorsunuz, bari birbirinize yardımcı olamaz mısınız?
Well, captain, if you don't like the way I'm doing things, you're free to take your balls and go straight home.
Yüzbaşım, madem tarzımı beğenmedin, toplarını da alıp gitmekte serbestsin.
But you're doing well?
Ama her şey yolunda değil mi?
You're interested in experiments, aren't you? Well, I hope you know what you're doing.
Mutfakta görülüyor, ve karanlıkta gülüyor.
Well, you're doing what you can to help him remember.
Sen, Kyle'ın hatırlaması için elinden geleni yapıyorsun.
We're doing it now. - Well, who died and made you boss?
Kim öldü de patron oldun?
Well, you'd be doing a nice thing, which would get you two steps closer to heaven- - and if I had to guess, you're probably a few steps closer to somewho.
İyi birşeyler yapıyor olacaksın bu da seni cennete iki adım daha yaklaştıracak. Ve tahmin ediyorum sen başka bir tarafa sadece birkaç adım uzaklıktasın.
You're doing well.
Gayet güzel.
Well, I don't ask you whatyou're doing with your- - just tell me what his name is.
- Ben sana özel hayatında neler... - Sadece ismini söyle.
You're doing so well, darling.
Çok iyi götürüyorsun, canım.
I think, for a lot of people, they think, "well if I think the positive thoughts or if I visualize having what I want that'll be enough", but if you're doing that and still not feeling abundant, or loving and joyful then it doesn't, for my mind, really create the power of the attraction.
İnsanlar olumlu düşünüp, tasavvur ederlerse yeterli olacağını düşünürler, ama, bunu hissetmezlerse çekim gücünü yeterince oluşturamazlar.
"well, I'd like to double my income in next year." But then you look at their actions and they're not doing the things that are going to make that happen. And they turn around and around and go, "well, I can't afford that."
"seneye kazancımı ikiye katlamayı istiyorum" der ama, hareketlerini ve bunun gerçekleşmesi için gerekli olanları yapmadıklarını gördüğünüzde ya da "bunu yapamam" dediklerinde bilin bakalım ne olur?
There is only a stream of goodness or well-being which you are allowing or not, and your magnificent emotions are telling you what the mix is, how you're doing in your allowing or your resisting of this connection.
Kabul ya da reddettiğiniz tek bir bolluk ve refah akımı vardır ve duygularınız size ne yapacağınızı söyler : bu akıma direnebilir ya da izin verebilirsiniz.
Well, you're doing the right thing.
Sen doğru olanı yapıyorsun.
you're doing great 645
you're doing a good job 31
you're doing a great job 78
you're doing very well 32
you're doing good 136
you're doing so well 27
you're doing fine 174
you're doing just fine 31
you're doing really well 38
you're doing it wrong 59
you're doing a good job 31
you're doing a great job 78
you're doing very well 32
you're doing good 136
you're doing so well 27
you're doing fine 174
you're doing just fine 31
you're doing really well 38
you're doing it wrong 59
you're doing it again 114
you're doing it right now 20
you're doing the right thing 163
you're doing all right 17
you're doing so good 30
you're doing it 134
you're doing this 37
you're doing it all wrong 19
you're doing what 19
you're doing 29
you're doing it right now 20
you're doing the right thing 163
you're doing all right 17
you're doing so good 30
you're doing it 134
you're doing this 37
you're doing it all wrong 19
you're doing what 19
you're doing 29
doing well 31
well 438053
wells 385
weller 130
wellington 57
welles 22
wellesley 18
well done 4465
well thank you 29
well hello 20
well 438053
wells 385
weller 130
wellington 57
welles 22
wellesley 18
well done 4465
well thank you 29
well hello 20
well spotted 23
well played 346
well then 1046
well i don't know 35
well said 253
well you know 47
well come on 26
well that's good 18
well i'm sorry 20
well no 77
well played 346
well then 1046
well i don't know 35
well said 253
well you know 47
well come on 26
well that's good 18
well i'm sorry 20
well no 77
well spoken 20
well now 184
well in that case 21
well yeah 97
well i 89
well it's 16
well uh 21
well i never 20
well yes 116
well enough 63
well now 184
well in that case 21
well yeah 97
well i 89
well it's 16
well uh 21
well i never 20
well yes 116
well enough 63