You're feeling better traduction Turc
459 traduction parallèle
You're feeling better.
Daha iyisiniz.
- I hope you're feeling better, Hank.
- Geçmiş olsun, Hank.
We'll come around tomorrow when you're feeling better.
Kendini daha iyi hissettiğinde yarın yine uğrarız.
Paul says you're feeling much better, Mr Beaumont.
Paul daha iyi olduğunuzu söyledi Bay Beaumont.
That's ridiculous. I should think the Board of Directors would realize you're feeling better.
Bu çok gülünç, yönetim sizin çok daha iyi olduğunuzu fark etmeli.
Well, Mother, I can see that you're feeling better already.
Anne, görüyorum ki şimdiden iyileşmişsin.
I'm glad you're feeling better.
- Daha iyi olduğuna sevindim.
Very glad you're feeling better now.
Kendinizi daha iyi hissetmenize sevindim.
You're feeling much better.
Kendini çok daha iyi hissediyorsun yani?
You're bending your knees. Shut up. Well, I'm glad to see you're feeling better, Mrs. Slocum.
- Kes sesini Kendinizi daha iyi hissetmenize sevindim Mrs. Slocum.
You're feeling better, I see.
Daha iyi olmuşsun, belli.
I'll come back tomorrow when you're feeling better.
Yarın gelirim. Kendini daha iyi hissedersin.
Now that you're feeling better, to the radio!
Eğer kendini daha iyi hissediyorsan, şu radyoyla ilgilen biraz.
You're feeling better?
Daha iyisin ya?
You're feeling better now, you got Christmas out of your system.
Artık kendini daha iyi hissediyorsun, çünkü Noel'i attın kafandan.
When you're feeling better, if you need a friend to talk to about your plans for the future,
Kendini iyi hissettiğin zaman, Demek istiyorum ki, eğer gelecekte kendin ve Melisa ile ilgili, düşünceleri paylaşmak istersen.
I hope you're feeling better.
Umarım daha iyi hissediyorsundur.
You're feeling better, aren't you?
- Bakıyorum, şimdi daha iyisiniz.
Not until you're feeling better.
Hayır, iyileşmeden olmaz.
I'm so glad you're feeling better!
Daha iyi olduğun için çok mesudum!
Possibly tomorrow, if you're feeling better, you can talk to them.
Muhtelen yarın, kendinizi daha iyi hissederseniz onlarla görüşürsünüz.
I'm glad you're feeling so much better.
Kendinizi iyi hissetmenize sevindim.
- Are you sure you're feeling better?
- Daha iyi hissettiğinize emin misiniz?
I see you're feeling better than yesterday.
Dünkünden daha iyi hissettiğini görebiliyorum.
- I hope you're feeling better, Edna.
- Umarım daha iyisindir, Edna.
- You're feeling better. - Yes.
- Kendini daha iyi hissediyorsun.
I get the feeling that you think you're better than the rest of them.
Galiba diğerlerinden farklı olduğunu sanıyorsun.
- If you're feeling better.
- Kendini iyi hissediyorsan.
Every day, and in every way, you're feeling- - Better and better.
Gün geçtikçe kendini her bakımdan daha iyi hissediyorsun.
I can see that you're still not feeling any better.
Görüyorum ki halâ kendinizi pek iyi hissetmiyorsunuz.
You know... maybe you should get outta here. Go back to the States when you're feeling better.
Belki de buradan çıktığında Amerika'ya dönmelisin o zaman kendini çok daha iyi hissedersin.
We'll have a little party when you're feeling better.
İyileşince küçük bir parti yaparız.
Have a word with him in a little while when you're feeling better.
Biraz daha... iyi hissedince konuşursunuz, olur mu?
- when you're feeling better. - No, I feel great.
Hayır ben iyiyim.
I'm so glad to see that you're feeling better.
Daha iyi olduğunu görmek güzel.
You insist that you're feeling better, but still your work these past few days has not been up to par.
Kendini daha iyi hissettiğini iddia ediyorsun ama son beş gündür işin her zamanki seviyede değil.
You look like you're feeling better. Oh, yeah.
- Daha iyi gibi görünüyorsun.
You're feeling better, I see.
Bakıyorum da iyileşmişsin.
Well, I'm glad you're feeling better, sir.
Kendinizi daha iyi hissetmenize sevindim bayım.
- You're feeling better?
- Merhaba Diane. Daha iyi misin?
- I said, you're feeling better now, aren't you?
- Şimdi daha iyisin ya dedim?
Hope you're feeling better.
Umarım daha iyisinizdir.
Look, if you're absolutely sure that you're feeling all right, I'd better be pushing off.
Bak, iyi olduğundan kesinlikle eminsen, ben artık kaçayım.
Yeah, you're feeling better.
- Evet, daha iyicesin.
When you're feeling better... he's feeling fine.
- Kendini iyi hissettiğinde...
When you're feeling better... fuck him.
Haydi Sid gidelim.
Say when you're feeling better?
Örneğin daha iyi hissettiğinde.
Well, I hope you're feeling better soon.
Umarım yakında daha iyi olursun.
" Glad you're feeling better.
Hastalanmana çok üzüldük. "
Your mother tells me you're feeling better.
Annen daha iyi olduğunu söyledi.
I'm delighted you're feeling better,...
Kendinizi daha iyi hissettiğinize çok sevindik,...
feeling better 249
better 1689
better safe than sorry 106
better than sex 19
better watch out 24
better than me 42
better luck next time 114
better than ever 45
better you than me 22
better late than never 142
better 1689
better safe than sorry 106
better than sex 19
better watch out 24
better than me 42
better luck next time 114
better than ever 45
better you than me 22
better late than never 142
better than what 22
better than nothing 32
better than good 18
better than you 74
better than anyone 25
better than 39
better get going 29
better be careful 25
better and better 18
better still 66
better than nothing 32
better than good 18
better than you 74
better than anyone 25
better than 39
better get going 29
better be careful 25
better and better 18
better still 66
better not 94
better than okay 22
better than that 75
better yet 239
better go 43
better idea 20
better now 93
better be good 17
better hurry up 22
better be 31
better than okay 22
better than that 75
better yet 239
better go 43
better idea 20
better now 93
better be good 17
better hurry up 22
better be 31