Better get going traduction Turc
1,324 traduction parallèle
Well, you better get going.
Yola koyulsan iyi olacak.
Well, we better get going.
O zaman, hadi gidelim.
I think I'd better get going.
Artık gitsem iyi olacak.
- We'd better get going.
- Gitsek iyi olur.
We better get going. Come on.
Gitsek iyi olacak.
We better get going.
Gitsek iyi olacak.
I guess I'd better get going... or I'm going to miss my own knighting ceremony.
Sanırım artık gitsek iyi olacak... Şovalye ilan edilmemiz gerekiyor.
I'd better get going.
Gitsem iyi olacak.
Well, I'd better get going. I don't want her to make me hitch a ride home.
Beni burada bırakmadan önce gitsem iyi olacak.
We better get going.
Biz de gitsek iyi olur.
I better get going.
Gitsem iyi olur.
Look, I better get going. I got heaps to do.
Gitsem iyi olacak, yapacak çok işim var.
Listen, maybe you had better get going to start to look for whoever might be trying to summon Kryto.
Dinleyin, belki de Kryto'yu çağırmaya çalışanları aramaya gitseniz daha iyi olur.
We better get going if we're going to reach the cabin by dark.
Akşam kulübede olmak istiyorsak acele etmemiz gerek. - Kulübede mi?
- You better get going.
Artık gitsen iyi olur.
All right, uh... we better get going, 'Cause they're gonna be reviewing for finals and stuff.
Pekala, biz gitsek iyi olur çünkü finaller için gözden geçirme falan yapacaklar.
I think i'd better get going.
Ben gitsem iyi olacak.
Well, listen, I better get going.
Ben gitsem iyi olacak.
We better get going.
Hazırlansak iyi olur.
You better get going.
Yola çıksanız iyi olur.
You better get going.
Gitsen iyi olur.
Look, I better get going.
Bak, gitsem iyi olacak.
Maybeyou better get going before the spaceship takes off.
Uzay aracı kalkmadan gitsen iyi olur sanırım.
She's hostessing until 11. I better get going.
11'e kadar garsonluk yapıyor. Gitmeliyim.
Well, it's getting late, I'd better get going.
Geç oldu, gitsem iyi olur.
Better get going.
Gitsek iyi olur.
Well then, I'd better get going.
Neyse, gitsem iyi olacak.
we'd better get going quickly before it starts to really pour.
Şakır şakır yağmaya başlamadan hızlanmalıyız.
Ooh, those fish don't stand a chance. You better get going. Your cousins aren't going to wait forever.
O mükemmel... öyle değil mi?
I better get going before I get fired, which is inevitable.
- Tamam. İşimi kaybetmeden gideyim, ki artık kaçınılmaz oldu.
You'd better get going.
Gitsen iyi olacak.
Better get going, before the Drago-Kasov bring in more troops.
Drago-Kasov buraya daha fazla adam göndermeden buradan gitsek iyi olacak
So what does that mean? It means piggy, that your eye sight is never going to get better.
- Şu demek oluyor ki domuzcuk gözlerin bir daha hiç iyileşemeyecek!
It's going to get the better of you.
Sigara seni hasta edecek.
Well, I'd better get going.
Gitsem iyi olacak.
We better get going.
Gidiyoruz, gidiyoruz!
You know, you better get going.
Gitsen iyi olur.
It's going to get worse before it gets better.
Her şey daha da kötüye gidecek.
And as I would watch him there ever night... as the sun was going down and the other ball players had left, and I would see this guy working to get better...
Onu her gece izliyordum ve... güneş batıp diğer oyuncular gittikten sonra, onun daha iyi olmak için çalıştığını görüyordum...
Things are going to get worse... before they get better.
İşler iyiye gitmeden önce kötüye gidecek.
Things are going to get worse... Before they get better.
İşler iyiye gitmeden önce kötüye gidecek.
better get going. Thanks again.
Tekrar teşekkürler.
I've felt better myself, but we're going to get through this.
Ben de kendimi iyi hissediyorum, bunun üstesinden geleceğiz.
Dying is a real shock to the system, but it's going to get better.
Ölmek tüm sistemi şok eder ama gittikçe daha iyi olacak.
You better get there very early'cause that man's going down.
Oraya erken gitmen gerekir çünkü sen gelene kadar adam düşmüş olabilir.
- I'd better get going.
- Gitsem iyi olur. - Senle tanışmak zevkti.
And as it turned out, it wasn't going to get any better.
Düzelmeyeceği de belli oldu.
Watching both of you so happy is going to help me get better.
Sizi böyle mutlu görmek iyileşmeme yardımcı olacak.
If you think I'm going to let you end this because of what might happen... then you need to get to know me a little better.
Olabilecekler yüzünden aramızdaki şeye son vermene izin vereceğimi sanıyorsan... beni biraz daha iyi tanıman gerektiğini söylerim.
Things are going to get better, Cordelia.
Herşey daha iyi olacak, Cordelia.
I'll just keep going like I have been, and every day it'll get a little bit better.
Hayatıma hiçbir şey olmamış gibi devam edeceğim ve her gün biraz daha iyiye gidecek.
better get moving 16
better get a move on 18
get going 446
going 418
going to school 16
going my way 25
going forward 36
going somewhere 221
going out 103
going twice 111
better get a move on 18
get going 446
going 418
going to school 16
going my way 25
going forward 36
going somewhere 221
going out 103
going twice 111
going up 86
going well 18
going once 140
going to 34
going on 106
going to work 25
going down 118
going home 92
going back 37
going in 43
going well 18
going once 140
going to 34
going on 106
going to work 25
going down 118
going home 92
going back 37
going in 43
going away 31
going again 27
going where 53
better 1689
bette 147
better safe than sorry 106
better than sex 19
better than me 42
better luck next time 114
better watch out 24
going again 27
going where 53
better 1689
bette 147
better safe than sorry 106
better than sex 19
better than me 42
better luck next time 114
better watch out 24
better than ever 45
better late than never 142
better you than me 22
better than what 22
better than nothing 32
better than you 74
better than good 18
better than anyone 25
better than 39
better be careful 25
better late than never 142
better you than me 22
better than what 22
better than nothing 32
better than you 74
better than good 18
better than anyone 25
better than 39
better be careful 25