English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ Y ] / You're getting better

You're getting better traduction Turc

282 traduction parallèle
Thanks. You're getting better all the time.
Teşekkürler, her zaman daha iyiye gidiyorsun.
I ought to be getting back on the job. if you're done with me for now, I'd better go.
İşe dönmem gerekiyor. Benimle işiniz bittiyse gitsem iyi olur.
And the fact that you realize it shows you're getting better.
Bunu fark etmiş olmanız da iyileşmekte olduğunuzun bir göstergesi.
If you're in such an all-fired hurry to get out after that cat... you'd better be getting them ponies saddled.
Eğer kedinin peşinden gitmeye bu kadar acele ediyorsan... atları eyerlesen iyi olur.
And in case you wondered about it, you're not getting any better looking as the years go by.
Şu da kulağında küpe olsun, yıllar güzelliğini alır götürür.
You're getting better already.
Şimdiden iyileşme var.
- You're getting better and better.
- Giderek ustalaşıyorsun.
Every day you're getting better!
Her geçen gün daha iyiye gidiyorsun.
You're getting better, you know.
Giderek iyi oluyorsun.
You're getting better.
Her gün daha iyiye gidiyorsun.
You're getting better.
Daha iyiye gidiyorsun.
You felt ill this afternoon because you're getting better.
Bu öğleden sonra hasta hissettin çünkü iyileşmeye başladın.
You're getting better.
İyiye gidiyorsun.
You're getting better and better.
Gün geçtikçe iyileşiyorsun.
They're getting better, you know.
Daha iyiye gidiyorlar, biliyorsun.
You're going to spend the rest of your life getting up one more time... than you're knocked down, so you better start getting used to it.
Bütün ömrünü, her yere serilişinde ayağa kalkarak geçireceksin buna bir an önce alışsan iyi olur.
You'd better find out what you're getting into.
Neye bulaştığını kendin öğrensen daha iyi olur.
You're not getting any better.
İyiye gitmiyorsun.
You're just getting to know me better.
Beni daha yeni yeni tanıyorsunuz.
You're getting better every day.
Her gün daha iyiye gidiyorsunuz.
I think you better come out and ask them to leave. They're getting pretty rowdy.
Onlara ayrılmalarını söylesen iyi olur.
You're getting better, okay.
Daha da iyiye gidiyorsun, tamam.
I told Ateh you're getting better.
Babama sağlığının iyiye gittiğini söyledim.
You're right, they keep on getting better.
Haklısın. Gittikçe daha iyi oluyorlar.
You're temperature's going down, it's normal, you're getting better.
Ateşin düşüyor, bu normal. İyileşiyorsun.
It's the same reason that cosmetics sales staff wear white coats, because fools like you think that something with a Swiss name that calls itself a skin treatment is better for you than a tub of cold cream, which is all you're actually getting.
Kozmetik dükkanlarında çalışanlar aynı sebepten beyaz önlük giyer. Çünkü senin gibi salaklar İsviçreli tarzda bir cilt bakımının, bir tüp kremden daha iyi olduğunu düşünüyor.
- You know, I think we're getting better.
- Bilirsiniz, sanırım daha iyi söylüyoruz.
- Well, you're getting better.
- Evet, iyiye gidiyorsun.
You're not getting any better, and you're not following the prescribed treatment.
İyiye gitmiyorsun ve talimatlara da uymuyorsun.
You're getting better and better.
Giderek daha da iyi oluyorsun!
But you're getting better.
Ama iyiye gidiyorsun.
- Yep You're getting better at this, man
Bu işte giderek daha iyi oluyorsun dostum.
As long as we're gonna be working together, I think, maybe you could start thinking about getting a better attitude.
Beraber çalıştığımız için, bana anlayış gösterip alttan alabileceğini düşünmüştüm.
Begoña, you're getting better.
Begoña, daha iyisin.
You're getting better.
- Öğrenmeye başladın.
You're getting so much better.
Çok iyi öğreniyorsun.
And you're getting better.
İyileşiyorsun.
Sounds like you're getting the better part of the deal here.
Kulağa bu anlaşmada senin daha avantajlı olduğun geliyor.
It means you're getting better.
İyileşiyorsun demektir.
You're getting better, though.
- Yine de şimdi daha iyisin.
I think you're getting better.
Bence daha iyisin.
You're getting sick just as I'm getting better.
Sen hasta oluyorsun ama ben iyileşiyorum.
Hey, you're getting better.
Hey, giderek daha iyi oluyorsun.
If you're gonna be Jerome, you better start getting used to it.
Jerome olacaksan, buna alışsan iyi edersin.
You're getting better, Darb.
Gittikçe ustalaşıyorsun, Darb.
- Or hating it. Exactly. What they came to see tonight was a professional heavyweight championship fight, and that is not what they're getting, and you better believe they are letting these fighters know it.
Bu akşam buraya, profesyonel boks maçı izlemeye geldiler.
Looks like you're getting better, my man
Görünüşe göre iyileşiyorsun adamım.
You're getting to know my musical database better than I do.
Müzikal veribantını sen daha iyi biliyorsun.
You don't have to. Fraiser says you're getting better.
Yapmak zorunda değilsin Fraiser, senin, daha iyi olduğunu söylüyor.
Sure, you're going to get your ass kicked... nine ways to Sunday by that fucking gorilla... but that's still a hundred times better... than getting it porked for the next three to five.
Eminim ki, şu koduğumun gorilinden... sabahtan akşama kadar sopa bile yesem... yine de önümüzdeki 3-5 sene boyunca... hapiste ağzıma almaktan yüz kere daha iyidir
You're getting better with you tuberculosis.
Hastalığın geçiyor mu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]