You better not be traduction Turc
850 traduction parallèle
You better not be.
Bulmasan iyi edersin zaten.
You better not be trying something, Colonel.
Sakın bir şeye kalkışma Albay.
You better not be lying to me, you old fool.
Umarım bana yalan söylemiyorsundur moruk.
And you better not be fooling me, Caine.
Ve beni kandırmaya çalışma, Caine.
You better not be so smartass with your teachers.
Öğretmenlerine de böyle ukalalık yapma. Unutma, onlar senin annen değil.
– You better not be.
- Kalmasan iyi olur.
Don, you better not be getting slick.
Don, sen iyi misin? Burası kaygan.
You better not be trying to drug me, Hannibal.
Beni uyutmaya çalışmasan iyi edersin Hannibal.
Lord Willoughby, you're a guest aboard my ship... and I've still some notion left me from better days of decent behavior... so I'll not be telling you what I think of this offer.
Lort Willoughby, siz gemimde bir misafirsiniz. Eski ahlaklı günlerimden bana kalan bir davranış olarak size bu teklif için düşüncelerimi iletmeyeceğim.
They're not my orders, they're Gallagher's and you'd better be careful about disobeying them.
Benim değil, Gallagher'ın emirleri ve emirlere itaat edersen iyi edersin.
You might, from your appearance, be the wife of Lucifer yet you shall not get the better of me.
Görünüşünden belli ki şeytanın karısısın ama yine de bana galip gelemezsin.
You'd better not be there when I get back.
Döndüğümde orada olursan senin için iyi olmaz.
You'd better leave a note for Mrs. Pearce about the coffee, because she won't be told by me!
Bayan Pearce'e kahve için not bıraksan iyi olur, çünkü ben ona bir şey söylemeyeceğim!
There's a definite feeling of tension there... and I'm sure you'll be much better off not to risk the discourtesy of the villagers.
Hakikaten orada hissedilir bir gerginlik var... eminim kaba köylülerin arasına çıkmayarak kendinizi tehlikeye atmamanız daha iyi olur.
I think it would be better if you called in Inspector Krogh and told him everything. No, I will not!
Bence Müfettiş Krogh'u çağırıp ona her şeyi anlatmanız daha iyi olur.
You're dealing with things it would be better not to mention.
Olaylara yaklaşım biçimin ağza bile alınamayacak şekillerde.
You'd better not be insolent.
Küstahlık etmesen iyi olur.
- I really don't know. - You'd better not be lying about this.
- Ne cüretle yalan söylersin.
You better go back up there. If this ambush don't work, ma'am, there's gonna be an awful lot of shooting. Captain, they're not after you.
Geri gitseniz iyi olacak bu pusu işe yaramazsa çok korkunç bi çatışma olacak kaptan senin arkanda değiller komutan rickey nişanlım gürültü yaparsan hepsi öleccek hepsinde silah var bir ses senden cıkarsa onları vuracağız
Oh, could you? Well, you'd better not be.
Bence bu işe girişmeyin.
Would it not be better if you told me?
Kendini anlatsan daha iyi olmazmı?
To be an honest lady, is not worth the strain. it costs you tears and pain, better to be crazy.
#, Dürüst bir kadın oldum Gerçekten kabul etmiyorum... # #..., o gözyaşları ve acıları görmemiş "aptallık" daha hoşuna gitmiş. #
To be an honest lady, is not worth the strain. it costs you tears and pain, better to be crazy.
#, Dürüst bir kadın oldum, Gerçekten kabul etmiyorum... # #..., o gözyaşları ve acıları görmemiş "aptallık" daha hoşuna gitmiş. #
I think it's much better not to be involved, and to take your pleasure however you can.
Bence buna bulaşmamak en iyisi ve ne şekilde haz alacağın önemli.
Yeah, but I'm not. So maybe you'd better sit down and stay there. That way it'll be safer for everybody.
Evet, fakat ben öyle değilim, otur yerine ve orada kal, o şekilde herkes daha güvende olur.
But if the shutters are closed, you better not stop because my Rosa will be home.
Ama panjurlar kapalıysa durmasan iyi olur çünkü Rosa evde demektir..
You know, it isn't true that it's better to be a have than a have-not.
Biliyorsun, varlıklı olmanın varlıklı olmamaktan daha iyi olduğu doğru değil.
I will not be able to cook later on so... you better eat whatever you can, eh!
Daha sonra pişirmek için vaktim olmayacak o yüzden yiyebildiğiniz kadar yemeniz iyi olur.
Ιt reaΙΙy is better not to be young Ιike Francoise, or Ιike you.
Françoise ya da senin gibi genç olmamak gerçekten çok iyi.
Well, there better not be any one of you laughing on the witness stand, you know?
Şahit kürsüsünde güldüğünüzü görmeyeyim. Tamam mı?
Might it not be better to take things as they are, as we find them... you and I as we are now?
Onlar bazı şeyler alsalar daha iyi olmaz mı, bizi buldukça... sen ve ben şimdi olduğumuz gibi?
I'm not trying to tell you anything, Doctor I was just thinking that you're going to be a terribly lonely man from here on in and maybe you'd feel better if you got a few things off your chest
Sana bir şey söylemeğe çalışmıyorum, Doktor. Sadece düşünüyordum ki, er... bundan böyle sen yapayalnız bir adam olacaksın ve belki de içindeki şeyleri dışarı atarsan, daha iyi hissedeceksin.
Well, you'd better not be here when we come back.
Döndüğümüzde burada olmasan iyi edersin.
he's got to be the best top of the heap when it comes to spelling better than all the rest champion Charlie Brown you did it if you're our blockhead boy you did it it must be something to not to be nothing
En iyisi o olmalı. Hecelemeye gelince en iyisi o. Herkesten daha iyi.
Master Wang, you'd better not fight or you'll be asking for a rebuff
Efendi Wang, bence peşini bıraksanız iyi olur yoksa siz de bir ders alacaksınız
You're not thinking she'd be better gone, Doctor?
Ölse daha iyi olur aslında diye düşünmüyorsunuz, değil mi?
You can rent it but it better not... be traceable back to you, if we're caught.
Kiralayabilirsin ama yakalanırsak... takip edilip sana ulaşılmamasını sağlasan iyi olur.
It's not for me to tell you, but it'd be better if you came back with us.
Size emretmek istemem, ama siz de gelseniz iyi olur. İki silahımız fazla olur.
This better be a joke,'cause I'm not drivin'you around!
Umarım şakadır, çünkü ben seni gezdirmeyeceğim!
You'd better not be there.
Orda olmasan iyi olur.
Would you not be better off in a home?
Bir yurtta kalsan daha iyi olmaz mı?
There better not be any tears, I'm warning you.
Yırtık falan olmasın, seni uyarıyorum.
Not you, please. Oh, no. I have always been very good... and could even be better sometimes.
Ben iyi huylu birisiyimdir... ancak bazen daha da iyi olabilirim.
You'd better not be wasting my time.
Zamanımı boşa harcamasan daha iyi edersin.
It would be better if you'd try not to unravel now.
- Çaremiz yoktu. Şu an her şeyi açıklamasan iyi olur.
- # If you're not seen green # # You'd better be wearin'jade #
- # Yeşil görünmüyorsan eğer # # En iyisi, "yeşimtaşı" giyinmelisin #
I think it might be better if you tell us your story in your own way... And permit me to be the judge of whether it is true or not.
En iyisi kendi hikayenizi anlatmanız ve gerçek olup olmadığına dair jürilik etmeme izin vermeniz.
Well, you better take'em all in now, Buddy. There's not gonna be a lot left of them after the race.
O zaman şimdi istediğin kadar bak tatlım çünkü yarıştan sonra pek bir şey kalmayacak.
It'd be better not to open the door to anybody. You never know.
Kapıyı kimseye açmamak en iyisi, aslan bilemezsin.
You'd better not be talking to me, paI.
Onu bana söylememiş olsan iyi edersin dostum.
For your sake, that better not be true because without that watch, you're dead.
Kendi iyiliğin için, bu doğru olmasa iyi olur çünkü saat olmadan, sen bir ölüsün.
you better 280
you better watch out 49
you better stop 19
you better be ready 19
you better believe it 88
you better be 71
you better hope so 16
you better watch yourself 22
you better watch your back 18
you better not 62
you better watch out 49
you better stop 19
you better be ready 19
you better believe it 88
you better be 71
you better hope so 16
you better watch yourself 22
you better watch your back 18
you better not 62