English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ Y ] / You better get going

You better get going traduction Turc

399 traduction parallèle
You better get going.
Gitsen iyi olur.
But I reckon you better get going before he gets back.
Ama o dönmeden gitsen iyi olur.
Andrés, you better get going.
Andrés, hadi git şimdi.
And you better get going.
Bir an önce yola koyulun.
You better get going.
Saat 8.30, Tommy. Gitmen gerek.
You better get going.
Burayı terk etsen iyi olur.
- You better get going, Cody.
- Gitseniz iyi olur Cody.
Well, you better get going, man.
Acele etsen iyi olur.
You better get going, Ben. The other two will be along any minute.
Gitsek iyi olur, Ben Diğer ikisi birazdan burda olurlar.
- You better get going.
- Gitseniz iyi olur.
Hmm, you better get going.
- Sen gitsen daha iyi.
Well, you better get going.
Peki, yola koyulsanız iyi olur.
You better get going, kiddo.
Kalkman lazım, oğlum.
You better get going.
Artık gitsen iyi olur.
You better get going, Eddie.
Gitsen iyi olur Eddie.
When you get your new job as traveler for the firm, i'm going to a bigger, better house than this.
Yeni işine başladığında şehirde daha büyük ve güzel bir eve taşınacağız.
And you better get to like it... because you're going to get the same thing every morning, every year.
Ve buna alışsan iyi edersin çünkü her yıl boyunca her sabah aynı şeyi yiyeceksin.
I'm going to tell you every day how bad your stuff is until you get something good... and if it's good, I'm going to tell you it's rotten till you get something better.
İyi bir şeyler ortaya çıkarana kadar her gün yaptıklarının ne kadar kötü olduğundan bahsedeceğim ve iyi bir şeyler çıktığında da daha iyisi olsun diye berbat diyeceğim.
Well, you'd better get going.
Yola çıksan iyi olur.
Then, brother, you better grab her tomato juice and get going.
O zaman kardeşim, domates suyunu alıp hemen götürmen gerekecek.
And how are you ever going to get better if you're unhappy?
Mutsuz olursan nasıl orada iyileşebilirsin ki?
- Nora, you'd better get going.
- Nora, gitsen iyi olur.
If you are going to be a reporter, from now on better get to sleep early
Eğer muhabir olacaksan, şu andan itibaren daha erken kalkmalısın.
We're going to have dinner in a few minutes, and you'd better get ready.
Birkaç dakika içinde akşam yemeği yiyeceğiz, hazırlansan iyi olur.
But first I'm going to get to know you better.
Ama önce seni daha derinlemesine tanıyacağım.
You mean we better get going, don't you, honey?
Gitsek iyi olur diyorsun öyle mi, tatlım.
- You'd better get going.
- Gitsen iyi olur.
You'd better get going, Jett, and get that truck fixed.
Sen artık git de şu kamyoneti tamir ettir Jett.
The sooner you get going, the better.
Yola ne kadar çabuk çıkarsanız o kadar iyi olur.
The quicker you get going the better.
O yüzden ne kadar hızlı olursanız o kadar iyi!
We aren't going to their wedding either, but you'd better get inside.
Düğün törenlerine biz de gitmeyeceğiz ama aşağı insen iyi edersin.
You'd better get going.
Evet. Yola koyulsan iyi olacak.
Remember, you've got to do much better if you're going to get into Yale in the fall.
Yale'e gitmek için daha fazla çaba göstermen gerekir.
You better start giving me a "yes, sir", or you going to get the roof of this house pulled down on your head.
O yüzden "Emredersin Efendim" demeye başlasan iyi olur. Yoksa bu evi başına yıkarım.
You're going to get better.
İyileşeceksin.
But one of these days he's going to get better and you're gonna have a man on your hands.
Fakat bir kaç gün sonra o iyileşecek ve senin başına bir adam ( erkek ) olarak kalacak...
You'd better get going.
gitseniz iyi olacak.
It looks like we're going to get a little bit of rain, so you better cover up.
Görünüşe göre biraz yağmur alacağız, örtünseniz iyi olur.
You'd better get going.
gitmesi çok dahi iyi olacak
They're not going to get any better and you know it.
Daha iyi olacak gibi de değiller, ve sen bunu biliyorsun.
Now I'd better drop you off and get Fat Sam's car back, or else I'm not going anywhere.
Şimdi seni bırakayım ve otomobilini Şişko Sam'e geri vereyim.
Ten four, you'd better get going.
Anlaşıldı. Gidip baksan iyi olur.
Johnny, you're going to get better.
Johnny, daha iyi olacaksın.
You're right. We better get going.
Haklısın gitsek iyi olcak.
How are you going to get better if you don't eat?
Yemezsen nasıl iyileşeceksin?
Well, I better get going because you're gonna be late for work.
Gitsem iyi olur yoksa işine geç kalacaksın.
- You'd better get going.
- Gitsen iyi olacak.
But you better get here fast, because we're not going to...
Buraya çabuk gelseniz iyi olur çünkü...
Look, if you're going after a job in the morning, you better get some sleep.
Eğer sabah iş peşinde koşturacaksan biraz uyusan iyi olur.
I'd better get going. - See you.
Görüşürüz.
You guys better get going, you're gonna miss the boat.
Gitseniz iyi olacak, gemiyi kaçıracaksınız sonra.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]