English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ Y ] / You guess

You guess traduction Turc

25,750 traduction parallèle
Then I guess you'll have to train me, won't ya?
O zaman beni eğitmen gerek değil mi?
I guess that's why you kept me around so long?
Sanırım bunun için beni o kadar uzun süre yanında tuttun.
Guess there's some other "yeth Beth" you moved on to like a succubus.
Sanırım başka bir "eğlencelik Beth" e geçmiştin, sanki fahişe değiştirir gibi.
- Well, in that case, I guess you didn't get the memo.
O zaman hatırlatıcı not sana ulaşmadı.
You know, if I had to guess, I'd say it was the same guys who tried to off us in prison, Traugott.
Tahmin etmem gerekirse, bence hapishanede işimizi bitirmeye çalışan kişi, Traugott.
Yeah, i mean, i guess You could say mom doesn't exactly rush into things.
Evet, annem işleri aceleye getirmeyi pek sevmiyor.
About as cool as you and your assistant's $ 400 sunglasses, i guess.
Asıl havalı olan senin ve asistanının 400 dolarlık güneş gözlükleri bence.
Guess you're all feeling proud of yourselves.
Hepiniz kendinizle gurur duyuyorsunuzdur herhalde.
You are gonna tell us stuff, Colson, or guess what?
Bize bilgi vereceksin zaten Colson, yoksa ne olur biliyor musun?
I guess that's what happens when you find someone who really loves you.
Galiba gerçekten seni seven birini buldugunda böyle oluyor.
I guess what I'm trying to say is, you got great boobs.
Şunu demeye çalışıyorum harika göğüslerin var.
But I guess I've been doing this long enough to know you don't always get to pick when life changes.
Ama hayat değiştiğinde her zaman bunu seçemeyeceğimi bilecek kadar uzun zamandır yapıyordum.
My guess is you got trapped.
Benim tahminim kapana kısıldın.
I told Clair that I was gonna get rid of it, put this behind us once and for all, but I guess she figured that if you found me with the murder weapon, that you would be convinced
Claire'e ondan kurtulacağımı her şeyin geride kalacağını söyledim. Ama sanırım eğer cinayet silahıyla yakalanırsam benim katil olduğuma inanacaktınız.
- Well, I guess we're just not as slammed down in the M.E.'s office as they are upstairs. By the way, do you see, uh, Frankie and Nina a bit?
Bu arada, Frankie ve Nina'yı görüyor musun?
- I guess you're gonna have to ask them.
- Sanırım bunu onlara sorman lazım.
I guess you're right.
Sanırım haklısın.
Nice, I guess you follow page 3.
Güzel, sanırım 3. sayfayı takiptesin.
So I win this Love Game, I guess you ran out of oxygen.
Bu durumda Aşk Oynunu ben kazandım ve sen oksijensiz kaldın.
- I guess I owe you some money.
- Sanırım sana biraz borçluyum.
Well then I guess you're... out of luck.
Sanırım o kadar da şanslı değilsin.
I... I guess you talked to Jackson.
Jackson'la konuştun sanırım.
- Can you guys guess what I'm doing?
Çocuklar sizce şu an ne yapıyorum?
I guess I didn't think you would take it this far.
Sanırım ben sadece bu kadar ileri gitmez dedim.
You're never gonna guess.
Hiç tahmin edemezsin.
Guess you make me adventurous.
Sanırım beni macera sever yapıyorsun.
So I guess this means you trust me.
Yani bu bana güveniyorsun demek?
Well, I guess you expect it from someone on the street but not from the sky.
Galiba sokaklardan birilerinin görebileceğini bekleyebilirsin ama havadan izleyeceğini beklemezsin.
I guess you were right.
Galiba haklıydın.
I guess I was just afraid when you saw me, you wouldn't want to go out with me.
Sanırım beni gördüğünde benimle çıkmak istemeyeceğinden korktum.
I guess you're just going to have to trust me.
Galiba bana güvenmek zorundasın.
So I guess you're not gonna answer my calls.
Sanırım aramalarıma cevap vermeyeceksin.
See you at work, I guess.
Sanırım işte görüşürüz.
I'm sure it's a lot, you know, starting over... or starting, I guess, in this case.
Yeni bir başlangıç yapmak zor olmalı ya da başlamakta diyebiliriz onun için.
Guess it was weird for you, huh?
Senin için tuhaftı sanırım?
I guess you're not a Cosmo girl, after all.
O kadar da kozmo kızı değilsin anlaşılan.
I guess I'll see you at school?
Sanırım sizinle okulda görüşeceğiz.
I mean, I-I guess that's why I, I texted you earlier.
Sanırım bu yüzden sana mesaj attım.
I guess I will help you.
Sana yardım edebilirim.
He loves us, so I guess he didn't want to be here with you.
Bizi sever, demek ki seninle olmamak için gelmedi.
I guess you could call that boutique.
Butik bile denilebilir.
I guess you're my hero today.
Sanırım bugün kahramanım sensin.
For you... Well, I guess you'll just have to wait and find out.
Senin için ise sanırım bekleyip görmen gerekecek.
I guess I just miss you so much.
Seni çok özlediğimden galiba.
Guess I don't understand what you're getting out of this.
Hala tüm bunları neden yaptığını anlayamıyorum.
I guess we should thank you.
Galiba size teşekkür etmeliyiz.
So, um, I guess whatever you wanted to say to me, you can... say it now.
O zaman bana söylemek istediğin ne varsa şimdi söyleyebilirsin.
Let me guess, you want a rematch.
Tahmin edeyim, yeni bir karşılaşma istiyorsun.
Have fun trading handjobs with your wine boyfriend, huh? I guess you won't be needing Rie's Bible anymore.
Şarapçı erkek arkadaşınla birbirinize muamele çekerken iyi eğlenceler.
Then i guess you won't be needing your mouth.
O halde sanırım ağzına ihtiyacın olmayacak.
I guess if you're gonna shoot- -
Sanırım ateş etmen gerekirse...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]