You lived traduction Turc
4,598 traduction parallèle
You lived in a tiny apartment above the bar, he wrote his music, and you made your drinks.
Barın üstünde ufak bir dairede yaşadınız. O müziğini yazdı, sen de içkilerini yaptın.
You lived in Australia?
Avustralya'da yaşadınız mı?
Have you lived here long?
- Teşekkür ederim. Uzun zamandır mı yaşıyorsun?
You lived with Vadim, you can live anywhere.
- Vadim'le yaşadın. Her yerde yaşayabilirsin.
Well, you said you lived around here- - I thought I'd take a chance.
Bu çevrede yaşadığını söyledin bir şansımı deneyeyim dedim.
Maggie. I didn't know you lived around here.
Burada oturduğunu bilmiyordum.
You know, when I heard what happened to you, some tiny part of me still cared whether you lived or died.
İlginçtir, sana olanları duyduğumda bir yanım az da olsa hayatta olup olmadığını merak etmişti.
You will die the same way you lived your life- - alone and disappointed by everyone.
Nasıl yaşadıysan öyle öleceksin. Bir başına ve herkesi hayal kırıklığına uğratmış bir biçimde.
- Really? You lived there?
Orada yaşadın mı?
You lived in your van for the last two years.
Hadi ama Skye. - Son iki yıldır minibüsünde yaşıyordun.
How long have you lived here?
Defol buradan! Ne zamandır burada yaşıyorsunuz?
Besides... Remember the hovel you lived in in college?
Ayrıca üniversitedeyken yaşadığın o virane yeri hatırla!
You lived across the street from her.
- Sen onun karşı yolunda yaşıyordun.
One, you lived in that slum.
Birincisi : O pejmürde evde yaşıyordun.
You guys have never lived this long before, and I have kept you safe.
Daha önce hiç bu kadar uzun yaşamadınız ve sizi güvende tuttum.
Let's just say when you've lived as long as I have...
Şöyle diyeyim, benim yaşadığım kadar uzun yaşasaydın...
Lieutenant, I, too, believed that we lived in a world where superstition gave way to reason and logic... until General Washington brought me into a secret war with forces which, like you, I'm yet to fully understand.
Teğmen, ben de, hurafelerin, yerini mantık ve nedene bıraktığı bir dünyada yaşadığımıza inanırdım... ta ki General Washington beni, tıpkı senin gibi tam olarak anlayamadığım güçlerle olan gizli bir savaşa getirene dek.
I lived here as Kang Dae-ho, but when I was with you, I found myself again.
Buraya gelerek Kang Dae Ho adıyla yaşadıysam da senin yanındayken gerçek benliğime dönebiliyor gibiydim.
- But you've never lived there.
- Ama o evde daha önce yaşamıyordun.
You've lived on Earth the whole of your life.
Bütün ömrün Dünya'da geçti.
Or maybe you've always lived in big cities because you were scared to learn.
Ya da belki de hep büyük şehirde yaşadın ki hiç ihtiyacın olmasın diye.
And you hid the one that lived from me? Nobody was safe around you, so I...
Etrafındaki kimse güvende değildi, bu yüzden...
You lived in new york at the time.
O sıralarda New York'ta yaşıyordun.
Well, you certainly lived up to that promise, Mr. Big Fancy Mayor.
Beklentilerin karşılığını fazlasıyla verdin, Bay Büyük Havalı Başkan.
- How did you know we lived...
- Öyle yaşadığımızı nereden...
I always lived stuck to you like a shadow. If I saw you living normally without me, I would have felt upset.
Seni her zaman gölgen gibi takip ettim. çok üzgün hissedecektim.
Because I lived for you while my heart was beating.
Çünkü benim kalbim atarken senin için yaşadım.
Well, your parole officer said that he lived here with you.
Göz hapsi memurun burada seninle yaşadığını söyledi.
You were the most fearsome thing that ever lived.
Yaşayan en dehşetli şeydin
Baby, you've lived through so much.
Bebeğim, sen çok şey yaşadın.
Where were you when I lived on the streets, Emma?
Ben sokaklarda yaşarken, neredeydin Emma?
I thought you were the guys lived up there.
Sizi şurada kalan adamlar sandım.
When you have lived with thieves for as long as I have, you learn to sleep with one eye open.
Benim kadar uzun süre hırsızlarla yaşayınca bir gözün açık uyumayı öğreniyorsun.
I mean, you've lived amongst the French.
Fransızların arasında sen yaşadın sonuçta.
How long have you guys lived in that house?
O evde ne kadardır yaşıyordunuz?
You always lived at home, Lyle?
Hep ailenle mi yaşadın Lyle?
Yeah, and she also lived a couple blocks from the burger place you worked.
Evet, ayrıca çalıştığın hamburgercinin birkaç blok ötesinde yaşıyor.
Now, it's my understanding that you are a descendant of the man who lived here,
Şimdi, anladığım kadarıyla burada yaşayan adamın soyundansınız...
Oh, uh, it's okay, this is where you live... or lived.
Sorun değil burası yaşadığın yer... di.
You're on your own, lady who lived across the street from Al Bundy.
Tek başınasın Al Bundy'nin komşusu olan hanım.
And you have to wonder, how could people have lived that long?
Elbette merak ediyorsun, insanlar nasıl bu kadar uzun süre yaşamış olabilir?
How would you have lived without your daughter?
Kızın olmadan nasıl yaşardın?
Since you've lived in the States for a long time... our history, our culture, social norms... You seem to have forgotten those.
Uzun süre Amerika'da yaşadığın için olsa gerek, tarihimizi ahlak sistemimizi ve diğer şeyleri unutmuşsun.
How did you know I lived here?
Burada oturduğumu nasıl bildin?
Then, that time we met in front of the house, did you know that I lived at this house?
O halde kapıda karşılaştığımızda bu evde yaşadığımı biliyor muydun?
If I had never gone to get Emma, if I just lived under the curse with you, none of this would've ever happened.
Emma'yı getirmek için gitmeseydim, seninle lanetin altında yaşasaydım bunların hiçbiri olmayacaktı.
Especially since you just lived a fairy tale of your own.
Özellikle de bizzat bir masalın içinde yaşadıktan sonra...
You know, before you guys found me at the shop, I lived with an old man named Leo.
Siz mağazada beni bulmadan önce Leo adında yaşlı bir adamla yaşıyordum.
You actually lived in an ashram?
Gerçekten inzivaya mı çekildin?
How did you know where I lived?
Burada yaşadığımı nereden öğrendin?
Did you tell lucas bundsch where they lived or not?
Lucas Bundsch'a onların nerde yaşadığını söyledin mi, söylemedin mi?
lived 94
lived alone 23
you look so beautiful 108
you look good 800
you look amazing 345
you look beautiful 682
you look gorgeous 128
you look so pretty 62
you look stunning 72
you look nice 285
lived alone 23
you look so beautiful 108
you look good 800
you look amazing 345
you look beautiful 682
you look gorgeous 128
you look so pretty 62
you look stunning 72
you look nice 285
you look great 1239
you look hot 79
you love me 364
you look tired 287
you look familiar 158
you look lovely 186
you look pretty 105
you left me alone 16
you look fine 152
you look fantastic 185
you look hot 79
you love me 364
you look tired 287
you look familiar 158
you look lovely 186
you look pretty 105
you left me alone 16
you look fine 152
you look fantastic 185