You still there traduction Turc
4,418 traduction parallèle
Are you still there?
Hala orda mısın?
You still, you still there?
Hâlâ orada mısın?
Roger, are you still there?
Roger, hâlâ orada mısın?
Raymond, are you still there?
Raymond, hala telefonda mısın?
Paul? Are you still there?
Orada mısın?
Paul, are you still there?
Paul, orada mısın?
- Kevin, you still there?
Kevin, hâlâ orada mısın?
Are you still there?
Hala orada mısın?
You still there?
Orda mısın?
You still there, Marty?
Hala orda mısın, Marty?
sir, are you still there?
Efendim, hala orada mısınız?
Are you still there?
Hala orada mısınız?
Are you still there?
- Orada mısın?
Are you still there?
Orada mısın?
You still there?
- Orada mısın?
The man you love is still inside of there somewhere.
Sevdiğin adam... hala oralarda bir yerde.
I want you to know that even though there's a lot of changes going on, we are still just a regular family.
Bilmeni isterim ki, değişen bir çok şey olsa da hâlâ normal bir aileyiz.
I still can't believe your mother's making you go all the way out there.
Annenin seni o kadar yola gönderdiğine hala inanamıyorum.
But if you take her there, she'd rather still be here. Impossible.
Onu tam oraya oturtsan, yine fikrini değiştirir.
There's only one reason why you're still breathing.
Hâlâ yaşıyor olmanın tek bir nedeni var.
Look, there's still plenty of firefight left in you.
İçinde hala yangınla mücadele gücü var.
Vanessa... I know you're still there.
Vanessa hâlâ orada olduğunu biliyorum.
So... there's you, still pink from your bath... flitting around school in your night clothes, is that usual?
Yani, daha yeni banyo yapmışsınız... Koridorlarda üzerinizde gecelikle gezintiye çıkmışsınız. Normal mi bu?
You know there's no cavalry coming? Still time.
Süvariler gelmiyor galiba?
But if you never told anybody about it, the assailant could still be out there.
Ama kimseye bundan söz etmediyseniz, saldırgan hala aramızda demektir.
You want me so much there's not one tooth in my mouth you.. ... haven't left alone. Still, I think we both -
Sen beni o kadar çok seviyorsun ki, ağzımda tek bir diş kalmasa bile beni bırakmayacaksın.
Look, there you are, standing up, still invisible after the dirty deed.
Bak, işte orada, havada, kirli işini bitirdikten sonra bile görünüyor.
If you were me, you'd be a Gazan, born in the refugee camp that's still there today.
Yerimde olsan Gazzeli olurdun bugün de var olan mülteci kampının birinde doğardın.
- You know... if you're still too sore down there, we can do it up the butt.
Aşağısı hala çok hassas durumdaysa, arkadan yapabiliriz.
Just in case you thought there was still a chance.
Hâlâ bir şans olduğunu düşünüyorsan diye dedim.
Oh, well, you may have slightly nicer clothes, but underneath them there's still that... that whiff of the cheap little thief that I once knew.
Hafiften daha güzel giysilerin olabilir ama onlar hariç hâlâ su önceden tanidigim ucuz küçük hirsiz iman var.
You still haven't gotten the blood stains out of your carpet from the last Santos that was killed there.
Orada öldürülen son Santos'tan sonra halınızdaki kan lekelerini hala çıkarmadınız.
Babe, you could go in there naked and he'd still see a suit.
Bebeğim, oraya çıplak da gitsen seni takım elbiseli görür.
You still in there?
Hâlâ orada mısın?
What are you still doing there?
Orada hala ne yapıyorsun?
But, you know, it was still there, you know, underneath.
Ama hala orada, derinlerde bir yerlerde.
'Cause sometimes when you really need someone, they're still there for you.
Çünkü bazen onlara ihtiyacın olduğunda senin için hala burada olurlar.
You're still going through changes, and there is much we do not know.
Hâlâ değişim sürecindesin, bilmediğimiz çok şey var.
You worried about whoever killed those daywalkers still being out there?
Gündüzyürüyenleri öldüren kişinin hâlâ etrafta olmasından mı korkuyorsun?
You don't still think that's me in there, do you?
Hâlâ onun içindekinin ben olduğumu düşünmüyorsun, değil mi?
You still there?
Orada mısın?
When Bella's lost to you, the FBI could still be there.
Bella'yı kaybettiğinde, FBI hala orada olabilir.
I know you had to destroy the codex, but yesterday you said there was still a way.
El yazmasını yok etmek zorundaydın, biliyorum ama hâlâ bir yolu var, demiştin dün.
Something tells me that there's a little masochistic voice inside your head that's trying to convince you that you and Caroline still have a fighting chance in hell.
İçimden bir ses kafanın içindeki bir mazoşist sesin seni Caroline ile hâlâ ufak da olsa bir şansınız olduğuna ikna etmeye çalıştığını söylüyor.
Well, because until it's officially out there, there's still hope, and hope--heh heh heh- - hope can trick you into all sorts of hilariously unrealistic scenarios.
Çünkü resmen adı konana kadar hâlâ umut vardır ve umut... Umut seni her türlü gerçekçi olmayan senaryoya sokabilir.
Ian, if we were still out there, you would've told me already.
Ian, eğer buraya düşmeseydik bana çoktan anlatırdın.
How can you say that with Dr. Walker still down there?
Dr. Walker hâlâ oradayken bunu nasıl söyleyebilirsin?
You still cling to the hope that I can be redeemed, and if the bastard can be saved, then maybe there's hope for you.
Hâlâ iyileşebileceğim umuduna tutunmuş bir vaziyettesin. Düşüncene göre, eğer piç kardeş bile kurtulursa senin için de umut olabilir.
Even as you're splashing around there in your baby waters, you still put Catholicism first.
Orada, gelen suyunun içinde yüzerken, hâlâ Katolikliği ön plana alıyorsun.
The thing about reality... is it's still there waiting for you the next morning.
Realiteyle ilgili bu şey yarın sabah da seni bekliyor olacak.
You know what image I can't unsee, it's still stuck in there... flickering at least once a day, making me want to lose my lunch?
Unutamadığım bir görüntü, hala orada duruyor, günde bir kez ortaya çıkıp, kusmak istememe sebep olan.
you still awake 17
you still can 37
you still here 96
you still have it 42
you still 31
you still love me 34
you still alive 17
you still with me 32
you still don't understand 30
you still owe me 28
you still can 37
you still here 96
you still have it 42
you still 31
you still love me 34
you still alive 17
you still with me 32
you still don't understand 30
you still owe me 28
you still need me 16
you still got it 57
you still don't get it 70
you still have 22
you still love him 36
you still love her 39
you still have time 22
you still don't trust me 31
you still with us 21
you still are 54
you still got it 57
you still don't get it 70
you still have 22
you still love him 36
you still love her 39
you still have time 22
you still don't trust me 31
you still with us 21
you still are 54
you still do 22
you still have a choice 17
you still don't believe me 16
still there 93
therese 78
there 14012
theresa 292
there you go 7508
there you are 4720
therefore 1419
you still have a choice 17
you still don't believe me 16
still there 93
therese 78
there 14012
theresa 292
there you go 7508
there you are 4720
therefore 1419
there's always hope 39
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there he is 3176
there you have it 213
there's no time like the present 22
there aren't 60
there it is 2912
there is no such thing 30
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there he is 3176
there you have it 213
there's no time like the present 22
there aren't 60
there it is 2912
there is no such thing 30