Young and old traduction Turc
588 traduction parallèle
But to young and old, rich and poor, king and commoner he is known as Buffalo Bill.
Ama genci yaşlısı, zengini yoksulu, kralı tebaası herkes onu Buffalo Bill olarak tanımaktadır.
Men, young and old, in the cities and on the farms looked up from their humdrum jobs and saw the face of adventure in the young hunter and scout from the far West.
Genç yaşlı herkes, şehirlerde ve çiftliklerde tekdüze işlerinden başlarını kaldırıp, uzak Batıdan gelen bu genç avcı ve iz sürücüde maceranın yüzünü gördüler.
It's a time when young and old, rich and poor, sick and sound pay their homage to the god of love.
Genç ve yaşlının, zengin ve fakirin, hasta ve sağlıklının aşk tanrısına hürmetlerini sunduğu andır.
The homes of many of us have been destroyed and the lives of young and old have been taken.
Çoğumuzun evi yıkıldı ve genç yaşlı birçok kayıp verdik.
O Lord, have mercy on all men, young and old alike... who gaze upon this, thy regained servant.
Tanrım, Tüm erkeklere acı genç, yaşlı hepsine burada yaşayan tüm erkekler bırak sana hizmet etsinler.
Young and old, they receive orders.
Genç ya da yaşlı, emirler alırlar.
Malnourishment has killed off lots of people in this war, young and old alike.
Yetersiz beslenme savaşta birçok kişinin ölümüne neden oldu. Genç ve yaşlı demeden.
On the river and on its banks... young and old, rich and poor pay their last homage to the goddess.
Nehirin üstündeki ve kıyısındaki... genç-yaşlı, zengin-fakir tüm insanlar, tanrıçalarına son saygılarını sunuyorlardı.
The erotic is the toy of young and old men.
Erotizm, hem genç hem de yaşlı erkeklerin oyuncağıdır.
Ladies and gentlemen, young and old, this may seem an unusual procedure, speaking to you before the picture begins, but we have an unusual subject : the story of the birth of freedom.
Baylar, bayanlar, gençler, yaşlılar, film başlamadan önce bu konuşmam sizlere sıradışı gelebilir fakat sıradışı bir konumuz var - özgürlüğün doğuş hikayesi.
The devils'companion can be young and beautiful, but she is more often old, poor and miserable.
Şeytana eşlik eden, genç ve güzel olabilir ancak genelde fakir ve mutsuzdur.
During the witchcraft era it was dangerous to be old and ugly, but it was not safe to be young and pretty either.
Cadılık çağı boyunca çirkin ve yaşlı olmak çok tehlikeliydi ama genç ve güzel olmak da pek güvenli sayılmazdı.
There are superstitions in Haiti that the natives brought here from Africa. Some of them can be traced back as far as ancient Egypt, and beyond that yet, in the countries that was old when Egypt was young.
Bazılarının kökeni, Eski Mısır'a kadar uzanır ve hatta Mısır yeni kurulurken eskiden beri var olan ülkelere kadar.
I realize that I'm an old woman... and young people have a right to do what they want... but at this time I think you should consider someone else.
Yaşlı bir kadın olduğumu... gençlerin istediklerini yapmaya hakkı olduğunu biliyorum. Ama bu kez bir başkasını düşünmek zorundasın.
Nothing half so interesting as an old man who was missed by Billy the Kid... ... and a fair young lady who reads Villon.
Billy the Kid'in vuramadığı bir ihtiyarla Villon okuyan güzel bir genç bayan.
You know, retire young and work old.
Genç emekli olup yaşlıyken çalışmak.
I listened most attentively the other day to our young dreamer and I still must confess that the talk of the two of you seems to me of the 17-year-old variety.
Geçen gün genç hayalperestimizi büyük bir dikkatle dinledim. Yine itiraf etmeliyim ki ikinizin bahsettiği şeyler... bana 17 yaş zırvaları gibi geliyor.
When it's for fun, it's alright. But living together... The young should stay with the young and the old with the old.
Maksat eğlence ise tamam ama... konu beraber yaşamak olunca... gençler gençlerle, yaşlılar da yaşlılarla olmalı.
Thats how we keep you young and fair In the Merry Old Land of Oz
Genç ve güzel yaparız böyle Mutlu Oz Ülkesinde
Couldn't she ask for a little when she was young and a little when she was old?
Gençken biraz ve yaşlıyken de biraz daha isteyemez mi?
I want you to know not only the girls, but the old men and women and young men.
Kızların dışında yaşlı adamları, kadınları ve genç erkekleri de tanımanı istiyorum.
I am known as Old Baba, and we will call you Young Baba.
Bana yaşlı Baba derler, sana da genç Baba diyeceğiz.
All men : Old men, young men... beautiful young men who use rose water... and almost-heels who are private detectives!
Tüm erkeklerden : yaşlı erkeklerden, genç erkeklerden gül suyu kullanan genç ve yakışıklı erkeklerden ve aşağılık özel detektiflerden!
If it were only the other way... if it were i who would always be young and the picture that would grow old.
Keşke başka bir yol daha olsaydı, Keşke genç kalan ben olsaydım, ve bu tablo yaşlansaydı.
Hundreds of people, old and young.
Yüzlerce insan, yaşlı ve genç.
I'm happy to have found here a dignified old man and a silent young lady
Burada haysiyetli bir yaşlı adamla sessiz genç bir hanım bulmuş olmaktan mutluyum.
It's my mother, trying to keep herself young... and drinking herself old doing it.
Genç kalmaya çalışan ama içerek kendini yaşlandıran annem.
Old enough to know better and young enough to forget what I know.
Daha iyisi için yeterince yaşlı ve her şeyi unutmak için yeterince genç.
Rich old women chasing their youth and poor young girls desperate to have fun and entice big spenders
Yaşlı ve zengin kadınlar gençliklerini kovalıyor fakir ve genç olanlarsa eğlence ve müsrifleri baştan çıkartmak için yanıp tutuşuyorlardı.
The old ones are sure to charge the net when they... Brownie's around and they're trying to rope a young one for you.
Brownie yavruyu yakalamaya çalışırken büyük olanlar gelip, saldırmaya çalışacaklar.
I have seen rulers, great and small, old and young, warlike and effeminate.
Ne büyük valiler gördük, genç ve yaşlı, erkeksi ve kadınsı.
Don't you realise that her sister told me the truth, how you were a young fool, and I was an old one, which is worse.
Bayanın bana gerçeği söylediğini hala anlamadın mı? Aptalda olsan gençsin. Ama ben yaşlıyım.
And them ain't young bears. Them's old bears.
Üstelik genç ayılar değil hep de yaşlı ayılar.
And then, when she started to try and make herself look young, I realised for the first time how really old she was.
Ve sonra kendini genç göstermeye çalıştığında ne çok yaşlı olduğunu ilk defa fark ettim.
It wouldn't be a problem if I were young and handsome, but I'm old and ugly.
Senin gibi genç olsam, yakışıklı olsam sorun olmazdı. Ama değilim. Yaşlı ve çirkinim.
Because you're so young and I'm so old.
Çünkü sen çok gençsin ve ben çok yaşlıyım.
A young girl, an old man and an ambitious general called Attalus.
Genç bir kız, yaşlı bir adam ve Attalus adında hırslı bir general.
A young girl... and a drunken, foolish old man.
Genç bir kız sarhoş, aptal bir ihtiyar.
We will go with our young and with our old, with our sons and with our daughters, with our flocks and with our herds will we go, for I know that the Lord is great and that our Lord is above all gods.
Gençlerimizle ve ihtiyarlarımızla, oğullarımızla ve kızlarımızla gideceğiz... Koyunlarımızla ve sığırlarımızla gideceğiz çünkü Rabbin yüceliğini ve diğer tanrılardan üstün olduğunu biliyorum.
I'm a young woman, 21 years old, and whether you know it or not, quite in demand by young men who would just love to take me out.
21 yaşındayım ve fark etmemiş olabilirsin ama benimle çıkmak isteyen birçok erkek var.
There is young love and old love.
Yeni aşklar var... Eski aşklar var...
So he can go away. Take up a new life, take a new name and live like a nice old man should without a young wife he can't hold.
Yeni bir yaşam kurabilir, yeni bir isim alabilir ve iyi yaşlı bir adam gibi yaşayabilir tutamayacağı genç bir karısı olmadan.
You're old enough to know that, and I'm young enough to learn it.
Sen bilecek kadar yaşlısın, ben de öğrenecek kadar genç.
And as the young wolf turns upon the old, these innocent ones, corrupted and despairing of salvation, will turn upon their fathers, and our land will become a land of Sodom and Gomorrah, of pestilence, of fire, of hatred and of death.
Genç kurtların ihtiyarlara saldırması gibi ahlakını ve kurtuluş ümidini kaybeden bu masum çocuklar da atalarına karşı çıkacaklar. Ve ülkemiz Sodom ve Gomore'ye benzeyecek veba, azab, kin ve ölüm diyarına.
He's not too old and not too young!
Pek yaşlı sayılmaz. Pek genç de sayılmaz.
That root cures old people, and I'm still young.
Bu kök yaşlıları iyi eder. Ben hala gencim.
I'll bet that old boy was a man to stand aside from when he was young and limber.
Şu ihtiyar, zamanında o ayakta dikilen adam gibi hareketli olduğuna bahse girerim.
It's what old Corneille and young Moliere call suspense... ion.
Yaşlı Corneille ve genç Moliere in dediği gibi Kararsız... lık.
As for you, Horace Greeley, go west, old man, and grow young with the country.
Sana gelince Horace Greeley, batıya git genç adam ve toprakla birlikte gençleş.
Into the land of trouble and anguish come the old lions and they shall carry their riches on the shoulders of young asses to a people that shall not profit them.
Dert ve ıstırap topraklarına yaşlı aslan geldi ve zenginliklerini gençlerin omuzları üzerinde taşıyacaklar bundan bir şey kazanamayacak birisine.
Young terriers grow old, and anyway, I've lost my teeth.
Yavru köpek yaşlandı artık. Hem zaten dişlerimi kaybettim.
older 123
olds 231
oldman 76
old habits die hard 73
old man 1715
old boy 620
old girl 512
old school 99
old sport 107
old guy 44
olds 231
oldman 76
old habits die hard 73
old man 1715
old boy 620
old girl 512
old school 99
old sport 107
old guy 44
old bitch 17
old bean 35
older sister 23
old buddy 75
old habits 59
older man 27
old one 16
old pal 51
old son 178
old fart 19
old bean 35
older sister 23
old buddy 75
old habits 59
older man 27
old one 16
old pal 51
old son 178
old fart 19
old chap 253
old baby 27
older brother 40
old woman 170
old kid 120
old friends 70
old people 49
old daughter 155
old girls 51
old lady 76
old baby 27
older brother 40
old woman 170
old kid 120
old friends 70
old people 49
old daughter 155
old girls 51
old lady 76