English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ Y ] / Your employer

Your employer traduction Turc

439 traduction parallèle
If you don't change your attitude, I shall have to complain to your employer.
Eğer bu tavrınızı değiştirmezseniz, sizi patronunuza şikayet etmek zorunda kalacağım.
Who's your employer?
- İşvereniniz kim? - Yo, lütfen.
Where are you supposed to meet your employer?
İşvereninizle nerde buluşmanız gerekiyor?
Possibly, sir, you may not like your employer, either.
Herhalde efendim, işverenden de hoşnut değilsinizdir!
That you made up this story because Mr Lowry is your employer and pays you a good wage.
Hikayeyi siz uydurdunuz, çünkü Bay Lowry iş vereniniz ve size iyi maaş ödüyor.
You're not exactly loyal to your employer, Jett.
İşverenine pek sadık değilsin Jett.
As your employer, I tell you for your own good... your love for Vincent has blinded your judgment.
İşverenin olarak, iyiliğin için söylüyorum ki Vincent'e karşı olan sevgin, kararlarını etkiliyor.
Your job, Mr. Crabtree, will consist of preparing confidential reports... which must be mailed to your employer.
İşiniz, hazırladığınız gizli raporları patronuzuza göndermek olacak Bay Crabtree.
I'm your employer.
Ben patronun.
Like, what kind of man your employer was?
Mesela işvereniniz nasıl bir adamdı?
Can you prove legal authorisation to make such a commitment for your employer?
Patronunuz için resmi makamlardan taahhüt temin edebilir misiniz?
... is your employer, is it not, Dr. Walsh?
... işvereniniz mi değil mi, Dr. Walsh?
Doesn't it frighten you to be testifying in opposition to your employer?
Patronunuza karşı tanıklık yapmak sizi korkutmuyor mu?
Remember, I'm the president of the bank where your employer does business!
Unutma ki, ben işvereninin iş yaptığı... bankanın başkanıyım! - Unutmam.
I shall report you to your employer first thing in the morning.
Yarın ilk iş seni patrona şikayet edeceğim.
The day your employer died!
Senin işvereninin öldüğü gün!
And he has informed your employer that they are not required to employ..... a man who makes a career of seducing young girls.
Ayrıca, genç kızları baştan çıkarma konusunda kariyer yapmış bir adamı çalıştırmak istemeyen işverenin tarafından bilgilendirdi.
Your employer.
Patronun.
Your employer, Mr. Stein, conspires against me.
Patronun Bay Stein bana komplo kuruyor.
What do you do for your employer?
Patronun için sen neler yapıyorsun?
Margot, it seems that your employer has worries.
Margot, görünüşe göre patronunun bazı endişeleri var.
Get on that phone and call your employer.
Telefonu al ve patronunu ara.
Who was your employer?
Isvereniniz kim?
We thought we better call your employer.
Bizde is verenini çagrmay uygun bulduk.
I should be more inclined to suspect you, Mr. McQueen, if you displayed an inordinate sorrow at your employer's decease.
Eğer çok kederlenmiş olsaydınız, sizden daha çok şüphelenirdim.
This is a letter written by your employer Eberhardt at the bakery, on his own stationery.
Bu da fırındaki işverenin Eberhardt tarafından yazılmış... bir mektup, antetli kağıtlar onun.
- Your employer Eberhardt?
- İşverenin Eberhardt?
But you can tell your employer that I'm not about to give up.
Ama işverenine söyle, pes etmeyeceğim.
Your employer's interests are in the cobalt market, doctor and the high finance of manganese futures.
İş verenin ilgisi kobalt ve manganes pazarıyla ilgili doktor.
This is your employer speaking.
Patronun konuşuyor.
Now, you expect me to introduce my most successful model to your employer... this Count something.
Şimdi, siz benden en başarılı mankeni mi sizin şu Kont muydu ne onla... tanıştırmamı bekliyorsunuz.
Is he your employer?
O senin patronun mu?
Remember, fellows, there's no legal way your employer can stop you... from reading this material on your own time.
Unutmayın baylar, mola saatinizde işvereniniz bunu okumanıza engel olamaz.
LIKE YOUR EMPLOYER.
İşverenin gibi mesela.
THIS IS YOUR EMPLOYER?
Bu senin işverenin mi?
I have told your employer many times, we have no intention of leaving our land.
İş verenize defalarca söyledim arazimizi terk etmeye hiç niyetimiz yok.
This is your employer, Macon.
Senin patronun, Macon.
The one exception is your employer, Treadstone 71.
Tek istisna, işvereniniz, Treadstone 71.
And your employer, she's awfully nice.
Hanımınsa dehşet iyi biri.
That you brought about the death of your invalid employer, Mrs. Jennifer Brady.
Hizmet ettiğiniz sakat işvereniniz Bayan Jennifer Brady'nin ölümüne sebep oldunuz.
Your Potter's Field, my dear Mr. Employer, is becoming just that.
Yüzde doksanının sahibi size kira ödeyen zavallılar.
I want you to know how sorry I feel about your late employer.
Ölen patronun için ne kadar üzüldüğümü bilmeni istiyorum.
That you maliciously and brutally caused the death of your invalid employer, the Countess Wallenstein.
"çirkince ve vahşice, kötürüm işverenin, Kontes " Wallenstein'ın ölümüne neden oldun.
And God help your future employer!
Tanrı sana iş verenin yardımcısı olsun.
We could outbid, substantially outbid your former employer.
Sizin eski işvereninize teklifi arttırabiliriz.
Choose your next employer more carefully.
Sonraki patronunu seçerken daha dikkatli ol.
Since our last conversation, I have learned the true identity of your late employer.
Son görüşmemizden sonra, patronunuzun gerçek kimliğini keşfetmiş bulunmaktayım.
In fact, were it not for the swift return to Kuala Lampur of her present employer, who finds her most satisfactory, she would not be available today for your consideration.
Açıkçası, Kuala Lampur'dan erken dönmediğiniz için, iş vereniniz daha iyi bir çalışan buldu. Bu gün size yardımcı olamayacağım.
i've talked to your neighbors and former employer and your wife's family.
Onları hiç dinleyemedim.
There, your father's old employer takes her in.
Sonra babanın eski patronu devreye girecek.
When you go for a job, the employer will not want to hear your problems.
Bir iş bulduğunuzda, patronunuz sorunlarınızı dinlemek istemeyecek. Tıpkı benim gibi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]