English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ Y ] / Your husband

Your husband traduction Turc

19,685 traduction parallèle
Unless you want the whole village to know you had two men in your bed before your husband was cold in his grave.
Kocanın kemikleri soğumadan evvel iki adamın koynuna girdiğini bütün kasaba öğrensin istemiyorsan tabii.
I'm your husband!
Kocanım ben senin!
- Your husband's in custody.
- Kocanız gözaltında.
Megan, your husband did this.
Megan, bunu kocan yaptı.
Version two... well, version two has me gettin'a lawyer and tellin'the truth about what happened, and your husband goes to jail.
İkinci versiyon : İkinci versiyonda bir avukat tutup olanlar hakkında doğruyu söylerim ve kocan da hapse girer.
Was that your husband?
O adam kocan mı?
My prayers are with your husband and all those fine men we lost that day.
Dualarım o gün kaybettiğimiz eşin ve diğer güzel insanlarla birlikte.
My question is, why do you need me to talk about that and not your husband?
Sorum şu, niye kocanla değil benimle konuşuyorsun?
Your husband's on his way.
Eşin yolda.
We'd like to ask you a few questions about what happened to your husband.
Size kocanıza ne olduğu hakkında........ birkaç soru sormamız lazım.
I had an arrangement with your husband.
Kocanla bir anlaşma yapmıştık.
- The Army will support your husband.
- Ordu kocanızı destekleyecek.
Your husband reneged.
Kocanız sözünden döndü.
Like your husband withdrawing from the ticket.
Eşinizin oy pusulasından ismini çektirmesi gibi.
We've raised $ 20 million for your husband since he was a freshman.
Çömezliğinden bu yana kocanız adına 20 milyon dolar topladık.
I'm not trying to diminish your contribution to your husband's presidency, Mrs. Underwood, but I do question your experience.
Eşinizin başkanlığına olan katkılarınızı küçümsemeye çalışmıyorum Bayan Underwood. - Ama tecrübenizi sorguluyorum.
Were you there, when your husband died?
Kocan öldüğünde orada mıydın?
And what of your husband?
Peki ya kocan?
Perhaps, talk to your husband.
Belki de kocanla konusmalisin.
What did you say your husband...
- Tam olarak kocanıza ne dedi...
Hasn't your relationship with your husband been through something similar?
Kocanla benzer bir durum yaşayan sen değilmiydim.
You couldn't hold onto your husband and family.
Kocan ve ailene tutunamadın.
I do not have that sort of influence, ma'am, and it would prejudice your husband's case, not help it!
Benim öyle bir nüfuzum yok hanımefendi. Hem kocanızın davasına yardımcı olmak yerine önyargı getirir.
And I do dearly hope that the court look kindly on your husband.
İçtenlikle umarım ki mahkeme kocanıza nazik davranır.
Were you speaking of your husband?
Kocanız için mi konuşuyordunuz?
But, Verity, for your husband, while I live and breathe, it will never happen.
Ama Verity kocanla yaşadığım ve nefes aldığım sürece asla olmayacak.
- I'm your husband, and I would do anything to protect you.
- Ben senin kocanım ve seni korumak için her şeyi yaparım.
So you can forgive Blake for being in that room when a wrong decision cost you your husband.
Böylece kocanın hayatına mal olan karar verildiğinde orada olduğu için Blake'i affedebilirsin.
Mrs. Nakano, was your husband a sushi chef his whole life?
Bayan Nakano, kocanız hayatı boyu suşi şefi miydi?
Why did your husband leave Daichan's after 30 years?
Kocanız niye 30 yılın ardından Daichan'dan ayrıldı?
Did this cause any bad blood between your husband and his employer?
Bu durum kocanızla patronu arasında sürtüşme yarattı mı?
Do you know of anyone who would have wanted to hurt your husband?
Kocanıza zarar vermek isteyecek birini tanıyor musunuz?
Have you recovered from your husband's ordeal?
Kocanızın sıkıntılarını atlatabildiniz mi?
Your husband's financial difficulties.
Kocanızın maddi durumu hakkında.
For acceding to your husband's wishes!
Kocanın isteklerini yerine getiriyorsun.
Clearly your husband's murder had something to do with his kidney.
Açıkça kocanızın öldürülmesinin böbrek ile bir ilgisi var.
Are you saying your husband had a kidney that was 3-D printed?
Kocanızın 3-D basılmış bir böbreği olduğunu mu söylüyorsunuz?
Is your husband's.
Kocanızın.
Well, you and your husband were having a difficult time, according to just about everyone we talked to.
Siz ve kocanız zor zamanlar geçiriyordunuz neredeyse görüştüğümüz herkese göre.
Your husband sent me a check, and it bounced.
Kocan bana bir çek gönderdi ve bu karşılıksız.
Your husband, against my advice, was robbing Peter to pay Paul.
Kocan tavsiyelerime kulak vermedi ve Paul'a ödemek için Peter'ı soydu.
My grandmother also said that she and your husband were...
Büyükannem dedi ki o ve senin kocan birliktelermiş...
If your husband is my grandfather, I have a right to know.
Kocan eğer büyükbabamsa bunu bilmeye hakkım var.
I'm speaking to you as your husband.
Ben de zaten kocan olarak konuşuyorum.
Due to your loin for the husband is head of the wife just as Christ is head of the church.
Kasığın karnın başı olduğu için... Tıpkı Mesih kilisenin başında olduğu gibi.
Mrs. Peters, let me assure you and your husband, in the last year alone, we have successfully resolved
Bayan Peters, siz de kocanız da rahat olun.
My husband, my little boy... they're dead... at the hands of your master.
Kocam, kücük oglum... Onlar oldürüldüler. Senin efendinin emriyle.
I mean, she came here, she returned your money, she's even divorcing the jackass husband that conned you out of that extra $ 5 mil.
Demem o ki buraya kadar geldi parayı iade etti, Fazladan 5 milyon dolar kandıran şerefsiz kocasından bile boşanıyor.
Tomorrow you will be wed and begin your lives as husband and wife.
Yarın evlenecek ve hayatlarınıza karı koca olarak başlayacaksınız.
She'll throw your father, her husband, into the fire?
Babanı, kocasını ateşe mi atacak?
It takes a lot of spite to feed what you think is your dead husband's kidney to his dog.
Eski kocanızın böbreği olduğunu düşündüğünüz şeyle köpeğini beslemek çok fazla kin gerektirir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]