Your jacket traduction Turc
1,716 traduction parallèle
Hey, Lucy, come put on your jacket.
Hey Lucy. hadi montunu giy.
Is that blood on your jacket?
Bu ceketinizdeki kan mı?
All you have to do is just... take your hand out of your jacket pocket... and put the gun down... and get out of here.
Tüm yapman gereken.. elini cevinden çıkarıp... silahı bırakman ve buradan gitmen.
- Okay, take off your jacket.
- Ceketini çıkar.
Take your jacket off.
Ceketini çıkar.
- I found your jacket.
- Ceketini buldum. - Luke!
- That is your jacket, right?
Bu senin ceketin, değil mi?
- Your jacket was on a girl in the hospital.
Ceketin hastanedeki bir kızın üstündeydi.
- Want to take your jacket off?
- Ceketini çıkarmak ister misin?
What's that on your jacket?
Ceketinde ne yazıyor?
I'll get your jacket.
Ceketini getireyim.
Why don't you open your jacket.
Ceketini aç.
It should, because that's your jacket and it's soaked with paint thinner.
Gelmeli çünkü bu senin ceketin ve tinere bulanmış.
Oh, God forbid you wrinkle your jacket.
Oh, aman ha, ceketin buruşmasın.
- Sorry, what? Hang your jacket up, Matt.
Ceketini as, Matt.
Do you want your jacket back?
Ceketin kalsın mı?
Take off your jacket.
Montunu çıkarsana.
Trace from your jacket ties you to the payload, so don't lie to me.
Montundaki izler bunu kanıtlıyor. Yani bana yalan söyleme.
Get your jacket.
Ceketini al.
- Can I take your jacket?
- Ceketini alayım mı?
Um, do you want your jacket?
Ceketini ister misin?
I've looked into your jacket, sergeant.
Dosyanı inceledim, çavuş.
May I take your jacket?
Ceketini alayım mı?
- Your jacket isn't.
- Ceketiniz değil ama.
Your jacket!
Ceketin!
Where is your jacket?
Ceketin nerede?
Let's go and get your jacket.
Gidip ceketini alalım.
From the electricity bill in your jacket.
Ceketindeki elektrik faturasından.
No! I just came to return your jacket.
Hayır, sadece ceketini getirmek için geldim.
I hung your jacket in your room ;
Ceketinizi odaya astım.
Dude, don't you know the move where you take off your jacket and you lay it across some seats?
Ahbap, ceketini çıkarıp boş yerlere koyma hareketini bilmiyor musun?
You must be hot in your jacket.
Ceket terletmiyor mu?
You left your jacket.
Ceketini bırakmışsın.
You left your jacket behind.
Ceketini burada bırakmışsın.
Let me buy your jacket.
Ceketini satın alayım.
Go get your jacket.
Git de ceketini al.
The killer was wearing your jacket. Whoa.
Katil senin ceketini giyiyordu.
You still didn't explain to me how your blood ended up on Vanessa May's jacket.
Senin kanının nasıl olup da Vanessa'nın ceketine sıçradığını anlatmadın.
That smell burning your nostrils isn't just the baby throw-up on her jacket
Burun deliklerini yakan bu koku sadece üstündeki bebek kusmuğundan değil.
You've come a long way, haven't you, Kenneth Ellen, with your cheap loafers and your page jacket?
Uzun yoldan geldin, değil mi Kenneth Ellen? Üstünde rehber ceketin ve ucuz makosen ayakkabın var.
You put your page jacket on the table.
Masaya rehber ceketini koy.
This is definitely your shooter's jacket.
Bu kesinlikle katilin ceketi.
- Luke, come on! No, look, and then your jacket goes missing. - Stop!
Hayır, bak sonrasında ceketin kayboldu... hastanede bir fahişenin üzerinde ortaya çıktı... ki bu kız senin gibi giyinen ve sarı renkli bir peruk takan biri.
Get you hands behind your back. I found blood on Chris Bronmiller's jacket that doesn't match his DNA.
Chris Bronmiller'ın ceketinde kendi DNA'sıyla uyuşmayan kan örneği buldum.
Why don't you take your Members Only jacket off
Neden Members Only ceketini çıkarıp...
It's your jacket.
ceketinden dolayı.
She was pulled right out of her jacket. I got your blue van.
Ceketinden çekilmiş.
is that your father's jacket that..
O babanın ceketi mi ki..
I took your fucking jacket.
Senin ceketini aldım.
So, if you're gonna go on one of your psycho obsessive controlling rants about a fucking jacket, then fucking take it, cause I'd rather fucking freeze than fucking hear about it one more time.
Eğer bir ceket hakkında o sapıkça saplantıIı boş laflara başlayacaksan, o zaman al çünkü bunu bir daha duymaktansa, donmayı tercih ederim.
Your husband's in shorts and a t-shirt. Sergeant gabriel here took his jacket off the moment we sat down.
Çavuş Gabriel buraya gelir gelmez ceketini çıkardı ve siz hırkanızın fermuarını hala çekili tutuyorsunuz.
jacket 81
jackets 16
your phone 169
your honor 7894
your own 34
your hat 64
your full name 16
your teacher 17
your best friend 68
your ex 322
jackets 16
your phone 169
your honor 7894
your own 34
your hat 64
your full name 16
your teacher 17
your best friend 68
your ex 322
your name 485
your tea 43
your sister 409
your mum 57
your majesty 3240
your mother 885
your old man 28
your mom 327
your dad 423
your highness 1544
your tea 43
your sister 409
your mum 57
your majesty 3240
your mother 885
your old man 28
your mom 327
your dad 423
your highness 1544
your point being 45
your brother 593
your mind 60
your mother is dead 28
your face 246
your heart 112
your call 269
your father called 16
your friend 527
your voice 78
your brother 593
your mind 60
your mother is dead 28
your face 246
your heart 112
your call 269
your father called 16
your friend 527
your voice 78